27
Mayıs
2024
Pazertesi
SİYASET

'İnönü'den öteyi gözüne kestiremiyor'

İnönü’den öteyi gözüne kestiremiyor

CHP Lideri Baykal dün Çağlayan’daki mitingde, "Başbakan merhum İnönü zamanında ekmek karneleri dağıtıldığını söylüyor.O zaman 2’nci Dünya Savaşı vardı. İsmet Paşa’dan bir adım daha öteye gidecek ama onu gözüne kestiremiyor" dedi. Baykal, AKP’li Melih Gökçek’in gazetecileri tehdidine de değinerek, "Türkiye nereye gidiyor" diye sordu.

ÇAĞLAYAN Meydanı’ndaki mitingde konuşan CHP Lideri Deniz Baykal, "Sayın Başbakan merhum İsmet İnönü’nün zamanında ekmek karneleri dağıtıldığını söylüyor. O zaman 2’nci Dünya Savaşı vardı. İsmet Paşa’dan bir adım daha öteye gidecek ama onu gözüne kestiremiyor" diye konuştu. Konuşmasını 5 kez miting alanında rahatsızlananlar için ambulans anonsu yaparak kesen Baykal şunları söyledi:

Gazetecilere şantaj

Ankara’nın Büyükşehir Belediye Balkanı Melih Gökçek dün bir konuşma yaptı. Uğur Dündar ve Mehmet Ali Birand için ’Bu iki kişiye dünyayı dar etmezsem ben de Melih Gökçek değilim’ dedi. Bu isimler Türkiye’nin en saygın televizyoncuları ve habercileri. Bazen bize de yanlış ve haksızlık yaparlar. Ama ’Dar ederim’ ne demek? Demokrasi nerede? Gazetecilere şantaj yapacaksın, tehdit edeceksin. Türkiye nereye gidiyor? Başbakan otobüsten çocuklara oyuncak dağıtıyor. Onu bırak. Babalarına iş ver. Onlar çocuklarına oyuncak alma zevkini tatsın.

280 milyar dolar borç

Bu iktidar tarihimizin en büyük kaynağını kullandı. 85 yılda 220 milyar borç yapıldı. 2002’de 220 milyar dolar borçla aldılar. 7 yılda, 280 milyar dolar daha borç yaptılar. 85 yılda hükümetler 220 milyar borçla Türkiye’yi yolu, limanı, fabrikası, demiryolu, petro kimya tesisleri, üniversitesi, ordusuyla yaptıyar. Peki sen 7 yılda aldığın 280 milyar dolar borçla ne yaptın? Yapmayı bırakın, bunlar sattılar değil mi? O olmayan dönemlerde yapılan fabrikaları sattılar. Hem sattılar, yapanlara da en ağır hakaretleri yaptılar.

Şimdi teşkilatlı soygun

Türkiye’nin iki büyük meselesinden biri yolsuzluk, ikincisi yoksulluk ve işsizliktir. Şimdiki soygun, teşkilatlı soygun. Bireysel değil, şirketli soygun, dernekli soygun, mevzuata uygun soygun. Kanunu, iktidarı kullanıyorlar. Soygunu yapanlar da sanki en muteber insanlar gibi devletin baş köşesinde. Ezilme utanma yok. Para buraya geliyor. Bu işi organize edenler kendi adına şirket kuruyor. Bir de televizyon kanalı kuruluyor. Gece gündüz varsa yoksa Tayyip Erdoğan, AKP. Böyle tezgah olur mu? Deniz Feneri Dosyası’nı Almanlar bir kaplumbağanın sırtına koysalardı 6 ayda Türkiye’ye gelirdi. Şimdi ’Yargılayın’ diyoruz. Diyorlar ki ’Dosyayı tercüme ettiriyoruz.’ Herhalde bu seçime kadar tercüme işi biter. Desene ’Ben bunları yargılamak istemiyorum, bunlar eşim dostum akrabam ve bize çalışan insanlar, o nedenle içimden geçmiyor, yargılamak istemiyorum’ de.

İzmir’i alan almış

Baykal, İstanbul’dan sonra İzmirlilere yağmur altında hitap etti. Başbakan Erdoğan’ın "İzmir’i istiyorum" sözlerini anımsatan Baykal, "İzmir’i alan zaten 1922 yılında almış. İzmir’i Mustafa Kemal almış. İzmir’i almaya, kömür, buzdolabı, çamaşır makinesi, koltuk, kanepe yetmez. İzmir’i tehditle, şantajla, korkutarak da alamazsın" dedi. Baykal, sağanak yağmur altında kendisini dinleyen kalabalıktan etkilenerek, "Ne biçim miting bu. Önümüz, arkamız kalabalık. İzmir bugün 360 derece miting yapıyor. Benim duygularım anlayışım bu. Şu muhteşem bir manzara. Kıyamet valla, sizden korkulur. Ne yağmur, ne AKP, ne Tayyip Erdoğan dinliyorsunuz. Yağmur altında sabrınıza hayranım" diye konuştu.

Çağlayan pankartları

İSTANBUL Çağlayan Meydanı’nı CHP bayraklarıyla donatan vatandaşlar AKP’yi eleştiren pankartlar da hazırlamışlardı. "Tayyip Amca bi gemicikte benim oğluma alsana" ve ’Takiyeyle bağlan hayata’ pankartları en dikkat çekenler arasındaydı.

 

Hürriyet
Yayın Tarihi : 24 Mart 2009 Salı 07:00:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?