Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ile müzakere sürecini siyasi ilkelerle ilintili hale getirmenin şık bir duruş olmadığını söyledi. Erdoğan, "KKTC'ye uygulanan izolasyonlar kalksın biz, limanları da, havaalanlarını da açarız" dedi. İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero da, Türkiye'nin üyelik sürecine tam destek verdiklerini ifade ederek, "Aralık ayına kadar da hiçbir frenin konulmamasını istiyorum" diye konuştu.

1 saat görüştüler 

Erdoğan, Medeniyetler İttifakı Akil Adamlar Grubu toplantısı için İstanbul'a gelen Zapatero'yu dün Beşiktaş'taki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde kabul etti. Basına kapalı olarak yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından, iki başbakan Türkiye ile İspanya arasında ekonomik, siyasi, kültürel ve bölgesel strateji anlaşmasını imzaladılar.
Ortak bir basın toplantısı da düzenleyen Erdoğan ve Zapatero, gazetecilerin sorularını yanıtladılar.

'Sağduyu kazansın' 

Bir İspanyol gazetecinin Türkiye'nin AB üyelik süreci ve Kıbrıs konusunda yaşanan sıkıntılara ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, sürecin siyasi ilkelerle ve siyasi bir anlayışla ilintili hale getirilmemesi gerektiğine dikkat çekti. "Bunu, Kıbrıs Rum yönetimine ait gemilerin Türk limanlarına yanaşıp yanaşmamasıyla ilintilemek şık bir duruş değildir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz, Kıbrıs konusunda Annan Planı'na gerekli desteği verdik. Bu süreç ortada dururken, bunu geri çevirme gayreti içine girerek şu andaki AB sürecine engel koymak isteyen bir anlayış var. İnanıyorum ki burada sağduyu galip gelir. Bizim tek isteğimiz, KKTC'ye uygulanan izolasyonlar kalksın. Biz de, limanları ve havaalanlarını açarız."

'Türkiye çok çabaladı' 

Müzakere sürecinde Türkiye'ye tam destek vereceğini söyleyen İspanya Başbakanı da şunları söyledi:
"Tabii ki Türkiye bu süreçte bugüne kadar çok büyük çabalar sarf etti. Diğer üye olan ülkeler de zamanında bu çabaları sarf etmişti. Ancak, bu konuda üye olmak isteyen bir ülkenin ve AB'nin bu üyelik yolunda siyasi bir iradesi mevcutsa, bunun gerçekleşmemesi için hiçbir neden yoktur. Her zaman Türkiye'nin üyelik çabalarının desteklenmesinin yanı sıra Avrupa'nın da kendi esas temel kriterlerine uyarak kapısını açık tutması gerektiğini ve kendi kriterleri bağlamında Türkiye'yi içerisine alması gerektiğini düşünüyorum."

'Irak'ta durum kötü' 

Ortadoğu'da yaşanan sorunlara da değinen Zapatero, Irak ve Filistin konularında Erdoğan ile görüşlerinin örtüştüğünü kaydetti. "Çok uzun zaman önce Sayın Erdoğan ile ben, Irak'ta durumun kötüye gideceğini söyledik. Bugün de çoğu kişi böyle düşünüyor. Umarım en kısa zamanda bir çözüme varılır ve bu felakete son verilir" diyen Zapatero, Filistin için de artık sessiz kalınmaması gerektiğini ifade etti. Zapatero, "Son Gazze'deki olaylara baktığımızda, felaket felaketi getiriyor. İspanya artık bu duruma sessiz kalmayacak, AB de sessiz kalmayacak, eminim ki Türkiye de sessiz kalmayacak" diye konuştu.
Erdoğan da "Filistin'e karşı yapılanlara ve orantısız güç kullanıma karşı tüm dünyayı ve insanları duyarlı olmaya çağırıyoruz" dedi.

Muhalefetten ittifaka eleştiri

İspanya'da ana muhalefette yer alan muhafazakâr sağ görüşlü Halk Partisi'nin (PP) Dışişleri Sözcüsü Gustavo de Aristegui, dün düzenlediği basın toplantısında, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero tarafından ortaya atılan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eş başkanlıkta yürüttüğü Medeniyetler İttifakı (Mİ) projesini eleştirdi. "Medeniyetler İttifakı sadece bir gazdır ve biz bunu tehlikeli ve riske atan bir girişim olarak adlandırıyoruz. Zapatero ise bunu bize satmaya çalışıyor" suçlamasında bulunan Aristegui, Medeniyetler İttifakı'ndan dolayı endişeli olduklarını iddia etti. PP'nin Dışişleri Sözcüsü, "Demokrasinin temel değerleri evrenseldir, müzakere edilemez ve geçici değildir" dedi. Akil Adamlar Grubu'nun eşbaşkanı olan, UNESCO eski genel direktörü İspanyol Federico Mayor Zaragoza'yı da suçlayan Aristegui, "Zaragoza, kolayca atılıp savrulabilen bir siyaset oyunundan ziyade barış için endişe duymalıdır. O siyasi biri değildir ve siyasi bir sorumluluğu da yoktur. İttifak inisiyatifinin İspanya için hiçbir tutarlılığı olmadığını göstermek zorundadır" diye konuştu.

Gül: Giderken iyi bir dosya bırakmasını istiyoruz!

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, yılbaşında görev süresi dolacak olan BM Genel Sekreteri Kofi Annan için "Kıbrıs dosyası onun elinde. Giderken iyi bir dosya bırakmasını arzu ediyoruz" dedi. 

Atatürk Havalimanı'nda Annan'ın Türkiye ziyaretiyle ilgili soruları yanıtlayan Gül, BM Genel Sekreteri'nin Medeniyetler İttifakı Girişimi Dördüncü Yüksek Düzeyli Grup Toplantısı'na katılacağını anımsatarak, "En önemli projelerinden birisi buydu. Bu vesileyle kendisiyle birçok konuyu da ele alacağız" diye konuştu. 

Kıbrıs'la ilgili son gelişmeler hakkında Annan'ı bilgilendireceklerini ifade eden Gül, ziyaretin bu nedenle de büyük önem taşıdığını bildirdi. Gül, "Annan ile AB İlerleme Raporu'ndaki Kıbrıs sorunuyla ilgili hususların ele alınıp alınmayacağı" sorusuna da şu karşılığı verdi:
"Tabii AB onu direkt ilgilendirmez. Ama Kıbrıs'taki problemin çözümüyle ilgili esas platform olduğu için BM'nin görüşü çok önemli. AB de zaten BM'ye bakar. Şimdiye kadar çok çalışmalar yapıldı. Genel Sekreter büyük gayretler içinde oldu. Çok iyi niyetli olarak plan hazırladı. O plan referanduma kondu. Maalesef planın Rumlar tarafından reddedilmesi büyük bir sürpriz ve üzüntü oldu. Büyük bir problemin çözümüyle ilgili fırsat kaçmış oldu. Daha sonra hazırlanan rapor maalesef Güvenlik Konseyi'nde ele alınıp tartışılamadı. Eminim bütün bunları Genel Sekreter en iyi şekilde değerlendirecek."

Saray turu

Eşiyle birlikte İstanbul'a önceki gün gelen İspanya Başbakanı Zapatero, kaldığı Çırağan Sarayı'ndan dün eşi Sonsoles Espinosa ile birlikte çıkarak, Dolmabahçe Sarayı'na gitti. Burada, rehberler eşliğinde sarayı gezerek bilgi alan konuk Başbakan, daha sonra Kabataş rıhtımından hareket eden "İstanbul 2" adlı özel bir tekneyle Boğaz turuna çıktı. Zapatero'ya İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve işadamı Zeynel Abidin Erdem eşlik etti.