Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'deki kadın meselesini yeni bir kriter yapamayacağını söyledi. 

Almanya'nın başkenti Berlin'de temaslarda bulunun Çubukçu, kadın konusunun Avrupa'nın gündeminde olduğunu hatırlattı. Bakan Çubukçu, "Kadın meselesi keşke AB'nin normları içinde gündeme gelse ve bu değerler sistemi içinde yer alsaydı. Ama değerler sistemi içinde yer almayan bir konunun çok fazla bu şekliyle gündemde tutulmasının, Türkiye'ye yönelik yeni bir kriter eklenmesini de samimi olmayan bir tavır olarak yorumlarım. Yoksa biz bu konuyu Avrupa'dan gelen direktiflerle değil, kendi ülkemizin insanına değer verdiğimiz için önemsiyor ve üzerinde çalışıyoruz. Son 10 yılda Türkiye'de kadın hareketinin geldiği noktada, son 4 yıldır yapılan mücadeleler önemli yer tutuyor. Hiçbir ülkede görülemeyecek hızda çalışmalar yürüttük, dolayısıyla eğer bunlar bir kriter olacaksa, doğrusu bunu samimi bulmam. AB ile biz bu konuda gerekli açılımları sürdürüyoruz. Tabii ki eleştirecekleri yerler var ve bu doğaldır. Ama çok olumlu ve iyi yaptığımız şeylerin de öne çıkarılması gerekir. Türkiye bu konuda çok emin ve kararlı adımlarla iyi bir yere ve yöne gidiyor. Kadın meselesi de yeni bir kriter. Birçok ülkede Türkiye'nin AB'ye alınmaması için de gerekçe olarak gösteriliyor. Oysa o ülkelerin her birinde ciddi bir kadın sorunu var" dedi. 

Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer ile işbirliğine gideceklerini anlatan Çubukçu, "Böhmer'in Türkiye ziyaretinden iki hafta önce bu rapor yayımlanmıştı. Kapsamlı ve ciddi bir araştırmaydı. Böhmer ile Türkiye'de yaptığımız görüşmede, özellikle de kadınların sorunlarıyla ilgili hükümetin bir üyesi olarak işbirliğine hazır olduğumuzu, burada Türkiye'nin bireysel deneyimlerinin çok iyi olduğunu, bu ülkenin insanlarına çabalarımızı somut olarak göstereceğimizi söyledik. Bugünkü görüşmelerimizde töre cinayetlerinden başlayarak somut konular üzerinde durduk. Sorunların üstesinden gelmek için hangi meselelerin çözümünde nasıl bir yardım istendiği konusunda bürokratik bir çalışma başlatma talimatı vereceğimizi söyledik. Evlilik birleşmelerinde dil eğitimine çok eğildiler. Dil eğitiminin Türkiye'den başlaması konusunda destek istediler. Aynı zamanda burada yaşayan Türk kadınlarının genel olarak istihdama katılımından, diğer sorunlarına kadar birçok konuda bizden destek istediler. Bizim Türkiye'de uyguladığımız bazı güzel projeler var. Uygulamada da sonuçlarını olumlu anlamda aldığımız projeler. Biz de onlardan bahsettik" diye konuştu. 

Türkiye'deki AB normlarına, Kopenhag siyasi kriterlerine uygun değişikliklerin çok önce tamamlandığını anlatan Çubukçu, yasaların hayata geçirilmesi için topyekün mücadele içinde olduklarını belirtti. Çubukçu, "Kadın sorunlarını devlet politikası olarak benimsediğimizi ve sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda bir genelge yayınladığını, bu genelge doğrultusunda tüm kurumların harekete geçtiğini ve çok ciddi yol aldığımızı da belirttik. Bu deneyimlerimizin karşılıklı işbirliğiyle geliştirilebileceğini konuştuk. Türkiye'de uyguladığımız 'velim olur musun' kampanyasına benzer bir kampanya olan eğitim kirveleri çalışması başlattıklarını anlattılar. Türkiye'de projenin başarılı olmasında rol alanların bu kampanyaya destek vermesini istediler" şeklinde konuştu. 

2007'in ilk ayları için bir davet aldığını ifade eden Çubukçu, "Biz Almanya'yı, Almanya'daki Türk toplumunu yadsıyamayız. Onların sorunlarını bırakalım kendiler çözsün diyemeyiz. Çünkü Türk toplumu çok fazla yalnız bırakılmış. Hem Alman siyaseti tarafından hem de Türk siyaseti tarafından. 30 yıllık aranın kapatılması için bizim çok koşmamız gerekiyor. Türk toplumunun bulunduğu ülkeye uyumu için çok aktif bir rol alacağız ve çalışacağız. 2.5 milyon insanımız burada yaşıyor. Bunlar bizim bir parçamız" ifadelerini kullandı.