29
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Kadın vekillerin ‘mal’ tartışması

Meclis Genel Kurulu’nda istihdam paketiyle ilgili tasarının görüşmeleri sırasında CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, AKP Genel Başkan Yardımcısı Fırat’ın “AKP’nin kadınları feminist ideolojinin kölesi olmayacaktır” sözlerini hatırlatarak “İnsan hakları savunucularını aşağılamak, AKP’nin kadınları diyerek bu partide siyaset yapan hanımefendileri mal gibi AKP’nin mülkiyeti altında göstermek ve köle kelimesi ile ortaya çıkan bilinç altındaki kadına bu korkunç bakış açısı en büyük sorun alanıdır” dedi. Arıtman’ın AKP’li kadın milletvekillerini hedef alan “mal gibi” sözleri ise Genel Kurul’da gerginliğe yol açtı.

Kamuoyunda istihdam paketi olarak bilinen İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik yapan tasarının görüşmeleri Meclis Genel Kurulu’nda devam ederken, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın yaptığı konuşma, Genel Kurul’da tartışmalara yol açtı. Tasarıyla ilgili söz alan Arıtman, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın daha önce söylediği “AKP’li kadınlar feminist ideolojinin kölesi olmayacaktır” şeklindeki sözleri hatırlatarak “AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın beyanatı iktidarın kadına bakış açısını göstermektedir. Feminist ideoloji kadın erkek eşitliği ve kadının insan hakları için verilen mücadeledir. İnsan hakları savunucularını aşağılamak, AKP’nin kadınları diyerek bu partide siyaset yapan hanımefendileri bir mal gibi, AKP’nin mülkiyeti altında göstermek ve köle kelimesi ile ortaya çıkan bilinç altındaki kadına bu korkunç bakış açısı en büyük sorun alanıdır, problem buradadır. Kadına bu bakış açısı değişmediği sürece yapılan yasal düzenlemelerin yaşama geçmesi mümkün gözükmemektedir” diye konuştu.

Arıtman’ın, AKP’li kadınlar için "mal gibi" ifadesini kullanması ise AKP’lilerin tepkisine yol açtı. AKP’li milletvekilleri “kimse bir milletvekiline mal diyemez”şeklinde tepki gösterirken Arıtman’dan da sözlerini geri almasını istediler.

ELİTAŞ: KENDİLERİNİ MAL GİBİ GÖRÜYORLARSA DİYECEĞİMİZ BİRŞEY YOK

Arıtman’ın sözleri üzerine kürsüye çıkan AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise tepkisini “Bir kadına mal demesini bir hanımefendiye yakıştıramadım. Kendi partilerinde kendilerini mal gibi görüyorlarsa ona bizim diyeceğimiz bir şey yok” sözleriyle ortaya koydu.

Genel Kurul’da gerginliğe yol açan sözleri üzerine AKP’li kadın milletvekilleri, Arıtman’ın oturduğu sıraya gelerek tepkilerini dile getirdiler. Kadın milletvekilleri arasındaki “mal gibi” tartışmasını ise erkek milletvekilleri yatıştırdı. Tartışmalar sırasında CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce de, AKP’lilere “Eniştelerin hepsi bir yerde genel müdür oldu, eniştelere laf yok” diye seslendi. Genel Kurul’da yaşanan gerginliğin ardından Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu, birleşime 30 dakika ara verdi.

anka
Yayın Tarihi : 15 Mayıs 2008 Perşembe 07:47:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Nesrin Savaş Kantarcı IP: 85.106.174.xxx Tarih : 17.05.2008 18:47:29

Canan Arıtman'a... Kadın'ı gerçek anlamda savunacak iseniz kuru kavgayı bırakınız! Kadın dövücü-imam nikahlı "Halil Ürün" ne ceza aldı? Hiç! 'Hakkınızı aramayı bilin, farkında olun, bilinçlenin, yeni şahane yasalar çıktı, polise koşun, rapor alın, bedava avukatlar bile var, mor çatı dövülenleri bekliyor, dayak atan koca sokak süpürecek' safsataları ile akıl öğretmeye kalkabilen-ahkâm kesiciler, tuzu kurular, uyanık (!) sözde duyarlı çoğu medya, STK'lar, Çubukçu hanım, "aile içi şiddete son" reklamları (!), buraları Avrupa ile kıyaslayan ve ölçümlemeye kalkarak bir iş yaptığını sananlardan ses-söz yok!!! Bu denli sosyal sorunları olan ülkede samimî ve ciddî bir çalışma mı var? Sosyal hizmetler desteği veriyoruz diyerek konuştukça konuşuyorlar! Üniversitelerde SHB var mı? Yeterli mi? Esma Ürün, Olli'yi aramalı ve AİHM'ne gitmelidir! Parası olan kadının kimsenin aklına gereksinimi yok. Şiddet gören kadının parası varsa bir saniye bile düşünmeden çocuklarını alıp gider! İşte hukukî sonuçlarda ortada! Bunları konuşanlardan çok daha iyi bilen- her kesimden- kadın; acıları bünyesinde barındırmayı yeğlemektedir. Sistemin kendisine ve değerli varlıkları olan çocuklarına verebileceği güveni duyumsayan kadın ateşin içinde olmaz. Salt sorun ekonomiktir. Bu ülkede haklarını alamayacağı endişesi taşıyan kadın haksız mıdır? Bu gerçeği hiçbir kurum-kuruluş yadsıyamaz. Somut ve sayısı çok örneklenmiş olgular orta yerde dururken... İşte bu ülkede bu durumları çok iyi bilen ekonomik özlürlüksüz kadın 'şiddete rağmen' çaresiz kalmaktadır. Mücadele etmenin daha da yoğunlaşması gereği vardır. Benimsenerek-özen gösterilerek gerçek anlamda mücadele vermek mecliste kavga ederek gerçekleşemez. Kimi STK'nın çalışmaları yok değil. Ancak olduğundan daha fazlaymış gibi göstermek ise aldatıcıdır! Güvensizlik ve güvencesizlik katlanarak artmaktadır. Yabancı dildeki tanık ifadesini; Adalet Bakanlığı'nda ki çevirmen tamamen ters yönde yapabiliyor. Savsaklayarak iş görme bu ülkenin başlıca derdi! En iyi öğrenme yolu yargıyla ilgili haberlerdendir. Sonuçlara baktığımızda ise: Sosyal sorunların çözülemediğini de görüyoruz. Kurumlara güveni sarsılan birey ya da kimileri başka işlerin peşine koyuluyor. Toplumun sergilediği tablo böyle değilse nasıldır "Kent haber?" Hiç olmazsa buraya yazma fırsatını verdiğiniz için teşekkürler. TBMM'ye yaz yanıt yok! Telefon et ulaşama! Adalete git hak alama! "Yapanın yanına kâr kalsın" durumları... Evrensel Hukuk'un altında imzası olan bu devletin gerçeklerini konuşamayanlar-yazamayanlar sorumluluk dağılması yaşayanlardır! Adalet dağıtımı yapılamayan bir ülkedir burası... "Hukuk, bilinçli olanlara yardım eder, hakları konusunda yatıp uyuyanlara değil" denilsede... [Vigilantibus et non dormientibus jura subveniunt.] Ve yine " Yeter ki adalet olsun, sonra isterse dünya dursun" diyen Kant'tır. İnsanlar acılara katlanabilirler ancak adaletsizliğe katlanamazlar. Sisteme; öncelikle "adalet sistemi" yerleştirilemeyen ülkelerde 'hak anlayışının' uygulamada etkisi ne sonuç verir? Yasaların uygulanamazlığı görünmez kılınamazken: Canan Arıtman'ın bu yöndeki örneklemelerden yola çıkarak ciddî çalışmalarını görmek mümkün mü? Hukuktan beklediği sonucu alma inancını yitiren vatandaş, haklarına sahip olmayı önemseyebilir mi? Sap-saman, yalan-dolan çoğu art-niyetli medya haberlerine inanabilerek boş konuşabilenler, her okuduğuna inananlar bilsinler ki: Bu ülkede kadın sistemin ve şartlarının mağdurudur. Kendilerince ileri-geri sorgulamalar yapmaya kalkanları; asıl bu tür yargı kararlarının sonucunda konuşurken göremiyoruz. Bu bağlamda; "Kent haber" aracılığıyla STK, Canan Arıtman, Nimet Çubukçu, kimi malum " köşeliler"e sesleniyoruz. Aile içi şiddete son diye salt kuru gürültü koparanlar bu tür yargı sonuçlarını "haber" bile yapmıyorlar, ilgisizler! Kimileri ise özellikle arkasını dönüyor (!) AB için çıkarılan yasalar: yazılıp raflara diziliyor! Esma Ürün bu durumu seslendirmelidir! Brüksel'de AP raportörü soruyor: "Neden Cinsiyet Eşitliği Komisyonu için türban kadar hızlı adım atılmadı?" Evet tek adım atılmamıştır. Sanırım raportör Ria Oomen-Ruijten'di. Nimet Çubukçu'nun yanıtı ise: TSK 430 bin ere, 'kadına yönelik şiddet' konusunda eğitim veriyor diyerek sakıncalı bir açıklama bile yaptı!!! Kadını savunacaksa Canan Arıtman; AB tarafından uyarılmaları dikkate alıp ve yasaların uygulanadığını dile getirip "gensoru" veriniz lütfen! Öyle ya da böyle faydası ülke içindir. Mecliste sıraları döverek kavga-gürültü koparmakla sorun üreticiliği yapmak çözüm müdür? Halil Ürün'ün cezasız kalmasını gündeme taşıyamayanlar: Kadına bakış açısından, kadın-erkek eşitliğinden, insan haklarından söz ederek mi yasal düzenlemeleri yaşama geçireceklermiş? Zihniyet değişimi böyle kavgalarla mı gerçekleşecek? Güçlü saygılar Kenthaber.