22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Karayılan Türkiye'ye niye verilmedi

BAŞBAKAN’ın ABD’ye sitemi, başkentte egemen algılama/hissiyatı yansıtıyor.

"Bağdat yanarken, ABD PKK ile silahlı mücadele riskini almaz" diyenlere...

"En azından Karayılan’ı yakalayıp teslim etmek o kadar zor mu" yanıtı yapıştırılıyor.

Tabii bu diyaloğu anlamak için arka plandaki hikáyeyi bilmek gerekiyor.

Geçen yıl İran, Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı askeri operasyona başladı.

Bu operasyon sırasında Ankara’ya ulaşan bilgi heyecan yarattı:

Top ateşiyle yaralanan Murat Karayılan, Erbil’de hastanedeydi.

Ankara hemen harekete geçti, Karayılan’ı istedi ama Barzani vermedi.

Hikáyeyi böyle anlatınca ortada Barzani-ABD’nin ortak hatası var gibi gözüküyor.

Ama şeytan her zaman ayrıntıda gizlenir.

Bu hikáyeye eklenen tek bir satır bütün tabloyu değiştirir.

Mesela, Karayılan’ın hastaneye yattığını Ankara’ya ABD bildirmişse.

Ki bana gelen bilgi o yönde, o zaman ABD’nin niyetinden kuşku yersiz.

Eleştiri ancak Kürt yönetimine söz geçirememiş olmasıyla sınırlı kalır.

Bir de herhalde çuvaldızı kendimize batırmamız gerekir.

En azından Türk kamuoyuna eksik bilgi verdiğimiz için!

* * *

Aslında Washington’un da gidişattan memnun olduğu söylenemez.

ABD planı iki ayaklıydı:

1) Avrupa’da önemli ülke başkentlerinde PKK’nın suç örgütü olduğunu anlatmak,

2) Irak’a örgütün para ve insan kaynağını kesmek hedefleniyordu.

Ama Irak cephesinde işler istenildiği gibi gitmedi.

Tam bu aşamada Ankara’dan "sınır ötesi" sinyali alındı.

ABD, Türkiye’nin haklı öfkesini Irak ve Kürt yönetimine karşı kullanabilir.

Peki eğer olursa (eğer vurgusuna dikkat) sınır ötesi için uygun zaman nedir?

Tabii ki gelecek bahar ayları ve tercihen Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası.

Tayyip Erdoğan’ın başkomutan sıfatıyla ilk icraatı bu olabilir mi?
Enis Berberoğlu/Hürriyet
Yayın Tarihi : 16 Ocak 2007 Salı 12:22:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?