22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Kerkük'te seyirci kalmayacağız...

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Dr. Sadettin Ergeç'in, bütün ülkelere; Kerkük'teki tehlikeyi görmeleri çağrısında bulunmasının ardından bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. 'Kerkük'te seyirci kalmayacağız' mesajını verdi...

Erdoğan'dan Kerkük Türkmenlerine destek...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye başta olmak üzere komşu ülkeleri hesaba katmayan oldu bittilerin Irak'ı huzura ve barışa kavuşturmayacağını söyledi.

Kerkük'teki demografik yapıyı değiştirme çabalarına dikkati çeken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kerkük'teki gelişmelere baktığımız zaman ciddi manada bir demografik yapının değiştirilmesi gayreti vardır. Buna seyirci kalamayız. Bu demografik yapının değiştirilmesinden sonra orada yapılacak bir referandumun neticesi şimdiden zaten bellidir." dedi.

Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin 2007 yılının ilk Meclis grup toplantısında dış politik gelişmeler üzerinde yoğunlaştı. Erdoğan, Irak'taki gelişmelerin Türkiye açısından AB'den daha önemli hale geldiği sözlerini yineledi. 2007'nin Irak için bir kader yılı olacağını belirten Erdoğan, Irak'taki sadece etnik ve mezhepsel çatışmalarda ölüm sayısının bugüne kadar 650 bine ulaştığını ve koalisyon güçlerinin kaybının ise 5 bini bile geçmeyeceğini söyledi.

Erdoğan, son günlerde petrol kaynakları ile ilgili tasarrufun da hangi yönde geliştirildiğinin ve yönlendirildiğinin görüldüğünü ifade etti. Erdoğan, "Irak geçmişte kötü yönetildiği için bugünlere gelmiştir. Bugünün ise dünden daha iyi olduğunu hiç kimse iddia edemez" dedi. Irak'tan her gün katliam haberlerinin geldiğini ve sokakların kan gölü haline döndüğünü ifade eden Erdoğan, yarın bugünlerin de aranabileceğini dile getirdi.

"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" tespitinin yanlış ve derinliğinin de olmadığını kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bu sözle kendisine bir görev biçmediğini vurguladı.

Türkiye'nin Irak ile her türlü bağının mevcut olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Öyle bir yangın var ki bu yangın bizi her an rahatsız ediyor. Bundan sonra çok daha farklı boyutta rahatsız edebilir. Saddam Hüseyin'in idam görüntüleri ve davet ettiği tepkiler bu yöndeki kaygılarımızı ne yazık ki doğrulamıştır. Gelecek açısından bakıldığında bu olayın Irak'ın istikrarına, birlik ve bütünlüğüne katkıda bulunmak yerine hem Irak'ta hem de Arap dünyasında tehlikeli kutuplaşmaların daha da derinleşmesine yol açmasından endişe ediyoruz" diye konuştu.

Irak'ta etnik ya da mezhep grupları arasında kan davası meydana getirilmemesi gerektiğini belirten Erdoğan, bütün grupları kin ve nefreti tahrik edecek her türlü söz ya da davranıştan uzak durmaya davet etti. Iraklıları sükunetle hareket etmeye, komşu ülkeleri yapıcı davranmaya ve başta ABD olmak üzere küresel aktörleri birlikte hareket etmeye çağıran Erdoğan, Saddam Hüseyin'in idamı ile Irak'ta ve çevrede meydana gelen travmanın ortadan kaldırmanın çok zor olacağını söyledi.

Komşu ülkeler hesaba katılmadan yapılan planlara işaret eden Erdoğan, "Bir dost olarak çok açık konuşacağım; Türkiye başta olmak üzere komşu ülkeleri hesaba katmayan oldu bittiler Irak'ı istikrara kavuşturmayacaktır" dedi.

Irak'taki mezhep grupları ve etnik unsurları bu uyarıyı dikkate düşünmeye çağıran Erdoğan, "Bana göre bugün önlerindeki en önemli soru şudur; kendi içinde ve komşu ülkelerle ihtilaflı bir Irak huzur ve sükun bulabilir mi? Özellikle Irak'ın bölünmesi ve

Kerkük'te oldu bitti peşinde koşanların niyetlerine yönelik olarak bu uyarıyı bugünden yapmak zorundayız" şeklinde konuştu.

Irak meselesinin AB sürecinden daha öncelikli hal aldığını söylediğini hatırlatan Erdoğan, bunu durup dururken söylemediğini ve Irak'taki gelişmelerin çok tehlikeli bir biçimde ivme kazanmış olmasına iç ve dış kamuoyunun dikkatini çekmek için bunu söylediğini belirtti. AB sürecinin teknik olarak nasıl işlediğinin belli olduğunu ve kısa ve orta vadeli takvimi çizilmiş olan bir süreç olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Buna mukabil Saddam Hüseyin'in idamı ve Kerkük'te bir referandum oldu bittisine tevessül edilmesi gerek Irak'ta gerekse Irak'a komşu ülkeler başta olmak üzere bütün bölgede çok önemli gelişmeleri tetikleyebilir" dedi. Baker-Hamilton Raporu'nun ve Uluslar arası Kriz Grubu Raporu'nun Türkiye'nin kaygılarını yansıtır mahiyette olduğunu ifade eden Erdoğan, önümüzdeki yılın Irak bağlamında bütün bölgesel ve küresel aktörler için ciddi bir sınav ve dönüm yılı olacağını dile getirdi.

Kerkük'teki demografik yapıyı değiştirme çabalarına dikkati çeken Erdoğan, "Kerkük'teki gelişmelere baktığımız zaman ciddi manada bir demografik yapının değiştirilmesi gayreti vardır. Buna seyirci kalamayız. Bu demografik yapının değiştirilmesinden sonra orada yapılacak bir referandumun neticesi şimdiden zaten bellidir. Aynen Yukarı Karabağ'da biz yaptık oldu mantığının burada da işlenmesi olayıdır. Bunlara seyirci kalınamaz. Aksi halde Irak'ın daha yoğun bir iç savaşa hatta bölünmeye sahne olması bölgesel ve küresel barış açısından tamiri güç sonuçlar doğuracaktır" dedi.

Türkiye'nin Irak politikasının ana hatlarını çizen Erdoğan, bunları şöyle sıraladı: Irak'ın siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması; güvenliğin ve istikrarın tesisi; gruplar arasında bozulan dengenin yeniden kurulması; mezhep çatışmalarının önlenmesi; Sünni ve Şiilerin uzlaşıya varmaları; Iraklı grupların Iraklılık bilinci ile hareket etmesi; Irak'ın petrol kaynaklarının denetimi ve gelirlerinin paylaşımında merkezi hükümetin ağırlığının korunması; Irak'ın bütün sınırlarının ve sınır kapılarının merkezi yönetimin kontrolünde olması; Irak anayasanın bölücü ve zayıflatıcı unsurlardan temizlenmesi; Kerkük sorununun gruplar arasında varılacak bir uzlaşı ile çözülmesi.

Türkiye'nin Irak politikasının ana hatlarını sıralamaya devam eden Erdoğan, "Altını çiziyorum terör örgütünün Irak'taki varlığının ve etkinliğinin sona erdirilmesi. Irak'taki Türkmen varlığının korunması ve Türkmenlerin anayasal haklarının garanti altına alınmasını istiyoruz" dedi.

Türkiye'nin başlattığı Irak'a Komşu Ülkeler Toplantısı'na işaret eden Erdoğan, bu bağlamda 10 kez resmi ve 2 kez de gayri resmi toplantı yapıldığını ve önümüzdeki dönemde bu istişarelerin yoğunlaştırılacağını belirtti.

Erdoğan, ayrıca önümüzdeki Cumartesi günü Irak Cumhurbaşkanı 1. Yardımcısı Tarık El- Haşimi ile İstanbul'da bir araya gelerek bu konuları görüşeceğini söyledi.


Türkmenlerin çağrısı

Kerkük seçmen kütüğüne 227 bin Kürt yazıldı Araziler, Türkmenler'den alınıp taksim edildi ...

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Dr. Sadettin Ergeç, bütün ülkelere; Kerkük'teki tehlikeyi görmeleri çağrısında bulundu.
Ergeç, "Kerkük'te peşmergeler silahlandırıldı. Kerkük barut fıçısıdır. Fitillerinin kimin elinde olduğu belli" dedi. 

Ergeç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkmenler'in sıkıntılarını yerinde tespit etmek, ilgili komisyon ve kişilerle görüşmek için 2 günden bu yana toplantılar yaptığını ve son durumu değerlendirdiklerini belirtti.

Bugün elindeki bilgilerle Bağdat'a gideceğini belirten Ergeç, ABD siyasetinin önemli isimlerinden Cumhuriyetçi Senatör John McCain'in katıldığı Irak konulu paneldeki konuşmasına değindi. Ergeç, John Mccain'in dikkat çeken sözlerini yıllardır, defalarca dile getirdiklerini ancak seslerini yeterince duyuramadıklarını söyledi. Ergeç, "ABD'li senatörün sözlerine aynen katılıyorum" dedi.

Türkmenlerin 1920'lerden bu yana yaklaşık 16 kez soykırımla karşı karşıya kaldığını, oysa Türkmenlerin demokrasi kültürünü benimseyen bir toplum olduğunu belirten Ergeç, şöyle dedi: 

"Biz yıllardır aynı şeyleri söylüyoruz. Çok defalar bize karşı yanlış adımlar oldu. Bizim toplumumuz demokrasi kültürünü en iyi benimseyen ve yönlendiren bir toplumdur. Biz silahsız bir toplumuz.

Kerkük'te Peşmergeler silahlandırıldı. Kerkük barut fıçısıdır. Fitillerinin kimin elinde olduğu belli. Tüm insanlığa, tüm dünya ülkelerini Kerkük'teki tehlikeyi görmeleri çağrısında bulunuyoruz. Meselenin ciddiye alınması gerekir.

Bir toplum tehlike ile karşı karşıyadır. Bize yapılan haksızlıkları görmezden gelmesinler." Ergeç, Irak'ın tümünde bir tedirginlik olduğunu ve Türkmenler olarak kendilerinin de bundan pay aldıklarını bildirdi.

2007 sonunda yapılacağı belirtilen referandum öncesi çok tehlikeli adımlar atıldığını söyleyen Ergeç, "Fırsattan istifade edip haksızlıklar, hak gibi gösterilmeye çalışılıyor" dedi.


KERKÜK'TEN GÖÇ ETTİRİLEN TÜRKMEN VE ARAPLAR

Kerkük'te meydana gelecek istikrarsızlıktan herkesin zarar göreceğini anlatan Ergeç, şunları söyledi:

"Irak Anayasası'na geçici Anayasa'dan getirilen 140. Madde konuldu. Biz zamanında bunun çok tehlikeli olduğunu söyledik. Bu madde bizi çok rahatsız etmektedir. Bu maddenin üç aşamalı olarak uygulanması gerekir. Bunun birinci adımı normalleştirmedir. Buna göre, Saddam Hüseyin zamanında Kerkük'ten göç ettirilenlerin geri getirilmesi, gelenlerin gönderilmesi ve o dönemde istimlak edilen arazilerin geri verilmesidir. Bu süreçten sonra sayım süreci başlayacak ve referandum yapılacaktır.

Normalleştirmeye karşı değiliz ancak, yapılan girişimlere karşıyız. Kerkük'ten 11 bin 800 kişi göç ettirilmiş bunların içerisinde Türkmen, Kürt ve Arap vardı. Ancak, sadece seçmen kütüklerine resmi kayıtlara göre 227 bin Kürt eklenmiştir. Bunların aileleriyle birlikte nüfusu 600 bine yakın olmaktadır. Bu nedenle Kerkük'ün düzeni bozulmuştur. Bu şekilde yapılacak referandumu ve seçimin de neticesi bellidir."

TÜRKMENLERİN ARAZİLERİ İSTİMLAK EDİLİYOR

Ergeç, Kerkük'te istimlak edilen arazilerin yüzde 90'ının Türkmenlerin olduğunu kaydetti.

Arazilerinin zorla istimlak edildiğine dair, Irak genelinde Türkmenlerin yaptığı 36 bin başvuru olduğunu belirten Ergeç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fakat, bu işe bakan komisyonun başındaki kişiler belli. Bu güne kadar ancak 100 dava görülmüş. Elinde silahlı güçlere sahip olanlar haksızlık ve psikolojik baskı yapıyorlar. İnsanlığa karşı çağrımız var Kerkük'te ve Türkmenlerin yaşadıkları yerleri görsünler. Adaletin tecelli etmesine katkıda bulunsunlar. Buraya getirilen silahlı Peşmerge milis güçleri, ulusal güç olarak gösterilmektedir. Kerkük'ün giriş çıkışları kontrol altında. Resmi kurumlara tayin edilenler tamamen onların elinde. Yarın bir sorun çıkarsa, bu silahlı güçler iç güvenlik yerine karşı tarafı destekleyecekler. Seçimde de bunu yaşadık.

Türkmeneli bölgesinde yaklaşık 3 milyon civarında Türkmen yaşamaktadır. Yarın bu şekilde yapılacak seçimi de referandumu da tanımayacağız, reddedeceğiz ve katılmayacağız."


aa
Yayın Tarihi : 9 Ocak 2007 Salı 14:38:32
Güncelleme :9 Ocak 2007 Salı 14:53:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ALPEREN HOCA IP: 194.27.49.xxx Tarih : 9.01.2007 15:16:29
bir türk olarak soydaşlarımızın sıkıntı içerisinde olması bizi gerçekten huzursuz ediyor ve bu zamana kadar yeterince tüm dünya türkleriyle aramızı açtılar bağlarımız yeterince koptu.dünyanın nerelerinde türk topluluğu yaşadığını bilmeyen gençlerimiz var ben bu konu da siyasilerimize güveniyorum inşallah kerkük e gereken desteği verecektir.unutmayalım hernekadar dünya siyasetinde küresel patronların sözü geçsede;türkiye olarak birlik ve bütünlüğümüzü koruyup,kültürümüze sahip çıktığımız taktirde kerkük'te de sözümüz geçer bağdat'ta da...yeter ki birlik olalım ayrı gayrı düşmeyelim..."bir bakışımızla yine dağlar yıkabiliriz"unutmayın!biz Fatihlerin Yavuzların Kanunilerin torunlarıyız

Turgay atacan IP: 88.229.251.xxx Tarih : 9.01.2007 21:51:14
ABD şaşırmış gibi yere saldırıyor ama sonu pek hayırlı değil kimler geldi geçti bu dünyadan ABD'ye mi kalacak bu dünya bu dağ ne rüzgarlar gördü ABD....