18
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

Kılıçdaroğlu'ndan büyük iddia!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İnegöl ve Hatay'da meydana gelen olaylara ilişkin olarak, "Toplumdaki öfkenin nerede ve nasıl çıkacağını kim nereden biliyor. Bu ülkede herkesin karnı doysaydı, huzurlu olsaydı bu tablolar yaşanır mıydı?" dedi.

 

Partisinin Kadın Kolları İl Başkanları toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, ülkeyi yönetenlerin sorunlara değil, ranta talip olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, toplumun tüm kesimlerinin bu durumdan şikayet ettiğini, bu tabloyu ters düz etmenin, yeni bir tabloyu halkın önüne koymanın, gelecek kaygısı taşımayan bir Türkiye'yi yeniden ayağa kaldırmanın kendilerinin görevi olduğunu kaydetti.

Başbakan Erdoğan'ın kadın sivil toplum örgütlerini kabulünde kadın-erkek eşitliğine ilişkin sözlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Kadın-erkek eşitliğini hep savunurduk. Neden savunurduk? Bir eşitsizlik olduğunu bildiğimiz için savunurduk, ama şimdi bir Başbakanımız var, kadın-erkek eşitliğine inanmıyor. Bir şeyi daha unutmayın, hak verilmez alınır. Türkiye'deki bütün kadınlara sesleniyorum; eğer bu ülkede özgür çalışan, üreten, alın teri döken, evini geçindirmek için çaba harcamayı göze alan bir kadınımız, Başbakan'ın bu söylemi karşısında sandığa gittiği zaman 'Niçin ben bu ülkede ikinci sınıf yurttaş konumuna getiriliyorum' diye sormalıdır ve Başbakan'ı sorgulamalıdır. Başbakan sözde Avrupa Birliği'ne girmek için çaba harcayan bir kişidir. Acaba bu Başbakan, yurt dışına gittiğinde de 'Biz kadın-erkek eşitliğine inanmıyoruz' söylemini dile getirebilecek mi? Getirmeyecektir, bundan kesinlikle eminim. Çünkü, takkiye kültüründen gelenler, yani kafalarının arkasında başka planları olanlar, zaman zaman ağızlarından düşündüklerini dile getirirler. İşte o düşündüklerini dile getirdikleri konulardan birisi de kadın-erkek eşitliğine inanmamalarındır. Tablo bu" diye konuştu.

Kadınların erkeklere göre sağduyulu ve daha dirençli olduğunu, olayları daha iyi kavradığını ifade eden Kılıçdaroğlu, kadınları hayat dramını en güçlü yaşayan kesimlerden biri olarak gördüğünü kaydetti.

AK Parti'nin iktidarını korumanın yolunu halkın fakirleşmesi olarak gördüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Onlar, yoksulluğu da sömürü alanı haline getirdiler. Bizim, inançlarımızı sömürdüler, etnik kimliklerimizi sömürdüler, Türkiye'yi ayrıştırdılar, şimdi yoksulluğumuzu sömürüyorlar. Bu acımasız iktidarı her yere şikayet etmemiz lazım ve büyük kentin cephelerinde oturan yoksul kadınlarımıza şunu söylememiz lazım; 'Sana bir kilo makarna, bir kilo bulgur veriyorlar da neden kendilerine bölüşümde havuzlu villa düşüyor. Eğer biz bu ülkede yaşıyorsak, alın teri döküyorsak, Anayasamızda sosyal devlet varsa, gelir dağılımındaki bölüşümde adalet bu mudur? Beyefendiye havuzlu villa düşecek, ama o kadıncağıza bir kilo bulgur veya makarna düşecek. Bunu çok iyi anlatmamız lazım. Biz, bu sorunu çözmeye kararlıyız'' şeklinde konuştu.

Kadınlardan aile sigortasını topluma çok iyi anlatmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, ''Halkın iktidarında 21. yüzyılda yaşanan ahlaki olmayan bu yoksulluğu sömüren düzene son vereceğiz'' dedi.

CHP iktidarında üniversite öğrencilerinin yurt sorununu da en geç 2 yıl içinde çözeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Eğer Türkiye Cumhuriyeti, şu ana kadar yurt sorununu çözmemişse, bu bilinçli bir çözülmemedir'' dedi.
Konuşmasında İnegöl ve Hatay'da meydana gelen olaylara da değinen Kılıçdaroğlu, "Toplumdaki öfkenin nereden, nasıl ortaya çıkacağını kim biliyor? İnegöl'de çıktı, Dörtyol'da çıktı. Bu ülkede herkesin karnı doysaydı, bu ülke huzurlu bir toplum olsaydı bu tablolar yaşanır mıydı? 8 yıldır yönetiyorlar ve milletin karşısına çıkıp sıkılmadan şunu söylüyorlar. 'Siz milletin karşısına hangi yüzle çıkacaksınız?' diye bize soruyorlar. Utanması gerekenler, bize soru sormaya başladılar. Bu da utanmanın bir başka
boyutu galiba. Bunu hazmetmek çok zor ama 'ahlakı' erdem olarak bilmeyenler, yalan söylemeyi 'nasıl olsa ben söylerim, bu millet yutar' diye görenler, bunları çok rahatlıkla söyleyebilirler ve söylüyorlar'' ifadelerini kullandı.

CHP'nin bir siyasi parti olarak tüzüğünde kadın kotası getirmiş olmasına rağmen geçmişte kadınları ihmal ettiğini, siyasete getirmek istediklerinde kadınları öteledikleri özeleştirisinde bulunan Kılıçdaroğlu, ''Şimdi yeni bir sayfa açtık. Hep beraber çalışacağız. Ben çalışıyorum, koşturuyorum, uyuyamıyorum, ama bir tek hedefim var. Bu ülkeye temiz siyaseti getirmek, bir refah devletini yaratmak'' dedi.

Bu hedefler için herkesin birlikte çalışmasını isteyen Kılıçdaroğlu, ''Bütün kadınlarımıza sesleniyoruz; sizi ikinci sınıf yurttaş konumuna koyan, sizin elinizden cumhuriyetin verdiği hakları bile acımasızca alan bu siyasi iktidara 'dur' demeniz lazım. Dur deyin ki, çocuklarınız gelecek kaygısı yaşamasın'' diye konuştu.

Vatandaşın çocuğunun iktidar sahiplerinin çocuklarıyla eşit koşullarda olmadığını da ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey'i daha çok eleştireceğiz. O kadar çok falsoları var ki, söyleyeceğiz ve halkla paylaşacağız. Ama benim söylemem yetmez, sizin de söylemeniz lazım'' dedi. Kadınların erkeklerin giremedikleri yerlere bile girdiğini, her şeyi açıklıkla dile getirebildiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bu özelliklerini kullanmalarını ve toplumun tüm kesimlerine ulaşmalarını istedi.

Konuşmasının sonunda eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in kadınlar için yazdığı bir şiirinden ''Sen gücünü bil, dünyalar senindir, emek senindir, ürün de senindir'' dizelerini okuyan Kılıçdaroğlu, ''Aslında siz, her şeysiniz. Gücünüzü bilmiyorsunuz, size gücünüzü hatırlatıyorum. Lütfen o gücü kullanın'' diye seslendi.

Kılıçdaroğlu, toplantıya gelişinde 'CHP'nin oylarında anlamlı bir artış olmazsa, genel başkanlığı bırakırım' açıklamasına ilişkin soruyu yanıtladı. Sözlerinin gayet açık olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Oylarda anlamlı bir artış olmadığı takdirde genel başkanlık yapmanın alemi yok'' dedi. Anlamlı kelimesinden neyi kastettiğinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Anlamlı sözcüğünde bütün bunların hepsi yatıyor'' yanıtını verdi.

İHA
Yayın Tarihi : 28 Temmuz 2010 Çarşamba 14:38:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?