16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

Kızlar neden AKP'yi seçti

Doğduğumdan beri kendimi bir kargaşanın içinde buldum. Köyümden şehre geldim, daha çok canım yandı. Bir taraftan devlet görevlilerince dipçiklendik, bir taraftan da teröristler üstümüze geldi. Ne yapacağımızı bilemez olduk. Derken ağabeyim gitti, bir daha da dönmedi. Dağa çıkmış dediler. Biz gençler ne yapacağımızı bilemeden oradan oraya savrulduk. Ancak son birkaç yıldır devletin ne olduğunu görmeye başladık. Köyümüze kadar gelip yardım ettiler; kardeşim şimdi okul için yardım alıyor. Ben ve arkadaşlarım buna sevindik. Artık durumun değiştiğini görebiliyorum. Umutluyuz, çok şey değişebilir. Keşke bu ortam ağabeyim varken de sağlansaydı.” Murat Tanlı 25 yaşında Hakkârili bir genç. Yaşadıkları, aslında her şeyi özetliyor. Murat gibi binlerce genç şimdi yıllardır yaşadıkları derin travmadan kurtulabilmenin çabasını veriyor. Gençlerin hepsi de devletin elinin kendilerine veya bölgelerine uzanmasından memnun. Aslında bu süreç son birkaç yıldır devam ediyor.

DÜNÜN UMUTSUZLARI, ARTIK UMUT DOLU

Güneydoğulu gençlerin içinde bulunduğu durum, birtakım araştırmalara da yansımıştı. Geçtiğimiz yıl Kürt-Kav (Kürt Kültür ve Araştırmaları Vakfı) tarafından yapılan “Kürt Gençlerinin Durumu” konulu anket önemli ipuçları veriyordu. Politik gençlere uygulanan bu ankette, “Eğer PKK eylemleri olmasaydı Kürtlerin durumu nasıl olurdu?” sorusuna Diyarbakır’da yaşayan gençlerin yüzde 26’sı “Kürtlerin durumu bugünden daha kötü olurdu” cevabını verirken, “Daha iyi olurdu” diyenlerin oranı yüzde 38 seviyesinde çıkıyordu. “Bir değişiklik olmazdı” diyenlerin oranı ise yüzde 12 idi. Bu konuda fikir belirtmek istemeyen gençlerin oranı ise yüzde 24 olarak saptanıyordu. Geçen seneki anketten anlaşılıyor ki, politik Kürt gençleri bile çözümün terör örgütü PKK ile sağlanamayacağına inanıyor. Aslında gençlerde başlayan bu değişim 22 Temmuz seçimlerine de yansıdı. Yeni oy kullanan binlerce gencin ortaya çıkan tabloya göre AK Parti’yi tercih etmiş olduğu ortaya çıkıyor. Gençler, çözümü bu partide gördüklerini söylüyor. Dünün umutsuzları şimdilerde yarına umutla bakıyor. Gençler artık bir kırılma noktası yaşandığını, baskın bir figür olarak tepede duran silahlı teröristler ve onun yansıması olan politik azınlığa karşı dile getirmeye başlıyor.

Gelinen nokta ise Güneydoğu’da yeni bir açılımı beraberinde getiriyor. Gençler artık terörü istemiyor, istikrar ve huzur ortamı için seslerini çıkarıp tavırlarını ortaya koyabiliyorlar. Bunun yanında bilinçli gençler bölge insanına ulaşmak için kurdukları derneklerle kendileriyle aynı yaşta olan akranlarına ulaşıp onların elinden tutmanın yolunu seçmiş. Merkezi Diyarbakır’da bulunan Gönül Köprüsü Derneği bu amaçla yola çıkan kuruluşlardan biri. Dernek, yoksula, muhtaca günlük iaşe yardımı yaptığı gibi; bölgedeki gençlerin toplumla kaynaşması için etkinlikler, konferanslar da düzenliyor.

YAKALANAN FIRSAT İYİ DEĞERLENDİRİLSİN

Gönül Köprüsü Derneği üyelerinden Muharrem Kurt, Güneydoğu’daki gençlerin artık eskisi gibi düşünmediğini, bakış açılarının ciddi bir biçimde değişmeye başladığını vurguluyor. Kurt’a göre artık gençler genç gibi yaşamanın üzerinde duruyor: “Dogmatik bir süreç vardı. Bu süreç yavaş yavaş aşılıyor. Yakalanan iyi bir fırsat var; bunu ilgililerin değerlendirmesi gerekiyor. Savaş ortamından huzur ortamına geçiş süreci başlamıştır. Umarım bu ortam bozulmaz.” Muharrem Kurt, Diyarbakır’ın, Batman’ın İstanbul ve Ankara ile bir köprü kurması gerektiğini de sözlerine ekliyor.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kadınlar çok geri planda kalıyor gözüküyor. Oysa gençlerin bilinçlenmesinde en çok kadınların rolü önemli. Güneydoğu’nun genç kızları artık okumak istediklerini söylerken, yaşı geçenler ise daha çok küçük kardeşlerini okumaya teşvik ediyor. Bu çerçevede son bir yılda büyük gelişme sağlanmış. Bölge genelinde liseye giden kızların oranı yüzde 45 iken son bir yılda bu oran yüzde 60 seviyesine çıkmış durumda. Birçok sivil toplum kuruluşunda görev alan genç kızlardan Melek Şahin, bu durumun çok şeyi değiştirdiğini söylüyor: “Kızlar artık annemiz babamız gibi olmak istemiyoruz diyorlar. Açıkçası bu daha önce görülmüş değildi. Ama son dönemlerde insanlar bu taleplerini açıkça dile getiriyorlar.”

Melek Şahin, bölgede kadınların artık daha duyarlı olduğunu söylerken bunun son seçimlere yansıdığının da altını çiziyor: “22 Temmuz seçimlerinde kadınlar daha çok istekliydi. Sandığa gittiler ve genç kızların büyük çoğunluğu sanılanın aksine AKP’ye oy verdi. Onlar da artık değişim istiyor. Bölge geleceğinin değişmesinin umudunu AKP’de gördüler. Bu partinin bölge insanına elini uzatması, kadınlara ayrı bir değer vermesi çok önemli. Başbakan’ın çocuklara okul yardım parasını anneye vermesi, bölgede hâkim olan baba vurgusu yerine anneyi ön plana çıkardı. Devletin muhatap aldığı kadına, erkek saygı duymaya başladı. Bu çok önemli bir değişim. Bu yüzden genç kızların ufku değişti.”

ÜNİVERSİTELİLER BATIYLA KÖPRÜ KURUYOR

Genç kızların, bölge insanının talebi sadece sözde kalmamış. Özellikle eğitim alanına sarılan bölge gençleri artık Türkiye’de ses getirecek sonuçlara imza atıyorlar. Son ÖSS sınavlarında bölgeden birçok birincinin çıkması da buna gösterilecek önemli bir örnek oldu. Peki, bu gençler nasıl oldu da bu duruma geldi? Bu sorunun cevabı Dicle Üniversitesi Öğrenci ve Mezunları Derneği (DÜNÖM-DER) üyesi Murat Kartal’ın verdiği özet bilgilerde saklı: “Gençlerin bakış açısı değişiyor. Talepler daha da ileri seviyeden isteniyor. Birincilikler, daha iyi üniversiteler, Güneydoğuluların talepleri arasında. Yakalanan bu değişim ister istemez sonuca yansıyor. Diyarbakırlı gençler üniversitede okumanın çok önemli olduğunu düşünüyorlar. Ayrıca yavaş yavaş oluşan huzur ve güven ortamı da bu talepleri şekillendiriyor.”

Murat Kartal, DÜNÖM-DER’in faaliyetlerini sıralarken en önemli vazifesinin Doğu’daki gençler ile batıdakiler gençler arasında bir diyalog ortamının sağlanması olarak açıklıyor: “Örneğin Diyarbakırlı gençler Batı’daki ağabeyleriyle veya kardeşleriyle zaman zaman buluşabiliyorlar. Bu da birbirlerini tanımaları demek. Böylece batıdaki genç arkadaşlarımızın bölgeye bakış açısını değiştirmiş oluyoruz. Biz de onlardan çok şey alıyoruz. Bütün öğrenciler gönül rahatlığı ile Diyarbakır’a gelip üniversite okuyabilirler.”

Üniversite öğrencisi Abdülhakim Kamçı, Kartal’dan farklı düşünmüyor. O da gençler sayesinde artık doğunun diğer bölgelerle iletişim halinde olduğunun altını çiziyor: “Diyarbakır’ın bombaların patladığı yer olarak bilinmesinden rahatsızız. Biz gençler bu düşünceyi yıkmak için çaba gösteriyoruz.”

GENÇLER: DAĞA ÇIKABİLİRDİK, VAZGEÇTİK

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki gençlerin belleğinde yaşanan derin değişimi en güncel ve net bir şekilde yansıtan etkin bir çalışma yürütüldü. Diyarbakır Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi Müdürlüğü, liseli gençlere yönelik “Gençlik ve Terörizm Konferansı” düzenledi. Konferans çerçevesinde, il merkezinde 36, ilçelerde 26 olmak üzere toplam 62 okulda bulunan 17 bin lise 3’üncü sınıf öğrencisine terörizmin zararları anlatıldı. Emniyet müdürlüğü sadece konferans yapmakla yetinmemiş şüphesiz. Bir de yaptığı çalışmanın ve bölgedeki diğer eğitim faaliyetlerinin semeresini görmek için 17 bin öğrenciye bir anket uygulaması yapmış.

Ankete katılan 17 bin liseli gencin yüzde 65’i terörün cehalet ve işsizlikten beslendiğini düşünürken; terörün kaynağının etnik farklılık olduğunu düşünenlerin oranı ise sadece yüzde 4 oldu. Çalışma sonucunda görüşlerini yazılı olarak belirten gençlerin ifadeleri dikkat çekiyor:

* “Dağa çıkma ihtimalim yüzde 60 idi. Bu konferans sayesinde düşüncelerim değişti. Teşekkür ederim.”

* “Buraya gelmeseydim, Saliha’nın başına gelenler benim de başıma gelebilirdi. Bu, benim için ne kadar iyi oldu bilemezsiniz.” (Saliha, okulunu terk ederek çatışmada ölü ele geçirilen ve üzerinden annesine iletilmek üzere pişmanlık notu çıkan kızın ismi).

* “Öncelikle böyle bir konferans yapıp bizim gibi beyni yıkanmış gençleri bilinçlendirdiğiniz için sonsuz teşekkürlerimi sunarım, bu tür konferanslar olduğu sürece inanın çok insan kurtulacaktır.”

ETNİK AYRIM ALGISI AZALIYOR

9 kişiden oluşan bir ekip tarafından yürütülen konferanslarda, öğrencilere 10 sorudan oluşan bir anket uygulandı. Çarpıcı sonuçların çıktığı ankette gençlere, “Size göre hangisi ya da hangileri terörizmin nedenlerindendir?” sorusu da yöneltildi. Bu soruya gençlerin yüzde 16’sı sosyal cehalet ve bilgisizlik; yüzde 14’ü işsizlik; yüzde 13’ü yanlış bilgilendirme; yüzde 10’u ailede eğitim eksikliği; yüzde 9’u yoksulluk; yüzde 8’i çaresizlik; yüzde 7’si sosyal adaletsizlik; yüzde 6’sı terörle mücadele eden kuvvetlerin bilgilendirme eksikliği; yüzde 5’i okulda eğitim eksikliği; yüzde 3’ü ise hiçbiri diye cevap veriyor. Gençlerin sadece yüzde 4’ü terörün kaynağını etnik farklılık olarak gösterdi.

Ankette gençlere “Gelecekte sizi ne bekliyor; hangileri sizin durumunuza uyuyor?” sorusu da yöneltildi. Gençler, soruya verdikleri cevaplarda gelecekte iyi bir eğitim, iş ve ailenin hayalini kurduklarını söyledi. Liseden sonra üniversiteye gitmek isteyenlerin oranı yüzde 32 iken, üniversiteden sonra iş sahibi olmak isteyenlerin oranı ise yüzde 25 olarak ortaya çıkıyor. Üniversiteyi kazanabilmek için gerekli şartların sağlanmadığını söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 4.



Prof. Dr. Aytekin Sır (Dicle üni. Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi):

DEĞİŞİM, AK PARTİ İLE BAŞLADI; UMUTLAR SÖNDÜRÜLMEMELİ

“Doğu ve Güneydoğu psikolojik olarak çok şey yaşıyor. Her şeye rağmen bir değişim süreci başlamış durumda. Şüphesiz bundan da en çok gençler etkileniyor. Gençler genç yaşta ölen arkadaşlarını görüp bu işin başka türlü çözülemeyeceğini öğreniyor. Yani çıkar yol olmadığını, acıyı yaşayarak öğreniyorlar. Buna ezberden karar vermiyorlar. Bu nokta çok önemli. Çünkü ciddi bir dönüşüm, temelli bir sonucu getirir. PKK ve Hizbullah buradaki gençlerin derin bir travma yaşamasına neden oldu. Ancak hükümetin onlara biraz yakınlık göstermesi, bir kırılmayı başlatmış durumda. Bunun devamının gelmesi gerekmektedir. Devlet şefkatli elini gerçek manada uzatmalı. Seçim sonuçları Güneydoğu’daki gençlere çok şey gösterdi. Huzur ortamında oy kullanmak bile onlar için çok önemli oldu. Kürt meselesine yaklaşım da gençleri değiştiren bir etken olmaya başladı. Varlıklarını gördükçe düşünceleri değişiyor, devlete olan bakış açıları daha da olumlu hale geliyor. Güneydoğu’da gençlerde bir umut başlamış, bu umudun devam ettirilmesi gerek.

Zeki Çatalkaya (Diyarbakır Emniyet Müdürü):
PROPAGANDANIN ETKİSİNİ KIRMAK İSTİYORUZ

“Terör örgütlerinin propagandalarını etkisiz hale getirmek, gençleri bu tuzaklara karşı bilinçlendirerek suç ve suçlara karşı bağışıklık sistemlerini güçlendirmek amacıyla böyle bir çalışma yaptık. Gerek başlangıç gerekse sonuç aşamasında sayıya bağlı kalmadan gençliği kazanmaya yönelik bir amaç içinde olduk. Ekip halinde samimi bir çalışma ile güzel bir iş yaptığımızı düşünüyoruz. Öğrencilerin merak ettikleri, bölgede faaliyet yürüten terör örgütünün yalan propagandaları, örgütlerin yalan vaatleri gibi konular üzerinde titiz araştırmalar geliştirilerek öğrencilerin aydınlatılması amaçlandı. Ayrıca birlik ve beraberliğin önemi örneklerle anlatıldı. Öğrencilerin doldurdukları anket sonuçları ve yapılan diyaloglarda öğrenciler konferansın çok gerekli olduğunu vurguluyor. Biz, gençlerimizi kazanmak istiyoruz.”
Aksiyon
Yayın Tarihi : 21 Ağustos 2007 Salı 02:52:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?