16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

Koray Aydın'a 216 yıl hapis istemi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın Yüce Divan'da yargılandığı davada esas hakkındaki görüşünü bildirdi ve ''Aydın 216 yıl hapis cezasına çarptırılsın'' dedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Koray Aydın'ın, "ihaleye fesat karıştırma" ve "haksız mal edinme" suçlarından 216 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasını istedi.

Ok, Koray Aydın'ın bakanlığı dönemindeki ihalelerde mevzuata aykırı davrandığını söyledi. Başsavcı Ok, bakanlığı döneminde Aydın'ın, yalnız özel nitelik taşıyan ihaleler için uygulanabilecek "kapalı teklif, davetiye usülü" yöntemini, tüm ihaleler için uyguladığını savundu.

Ok, böylelikle Koray Aydın'ın 29 ihaleyi kendi istediği firmalara kazandırmak için kanuna, kriterlere aykırı olarak işin niteliğine uymayan ihalelere onay verdiğini iddia etti.

Başsavcı Ok, Aydın'ın, ihaleleri istediği firmaların kazanmasını sağlayarak, bu firmaların haksız kazanç elde etmesine ve devletin zarara uğramasına neden olduğunu ileri sürdü.

Böylelikle Aydın'ın eyleminin, "Görevi kötüye kullanma suçu boyutunu aşıp, ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturduğunu" iddia eden Başsavcı Ok, Koray Aydın'ın haksız edindiği ileri sürülen 1 trilyon 961 milyar TL'nin zor alımına karar verilmesini de talep etti.

Duruşma 25 Mayıs'a ertelendi

Duruşma, Aydın ve avukatının esas hakkındaki savunmalarını yapmaları için 25 Mayısa ertelendi.

765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "ihaleye fesat karıştırma" başlıklı 235'inci maddesi, 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Bu maddenin 3. fıkrası, kamu kurumunun zarar görmesi halinde cezanın yarı oranında artırılmasına hükmediyor.

3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'nun 13. maddesi de haksız mal edinme suçuna 5 yıla kadar hapis cezası öngörüyor.

Sevk kararı

Koray Aydın'ın, Yüce Divan'a sevk kararında, bakanlığı döneminde, ihalelerin tamamına yakınının istisnai bir usul olan davetiye usulüyle yapıldığı, böylelikle istisnai ihale usulünün uygulanmasının kural haline getirildiği savunuluyor.

Koray Aydın'ın Yüce Divan'a sevk kararında şu iddialara yer veriliyor:


Önceleri asgari 20 veya daha fazla firma ihaleye çağrıldığı halde bu dönemde üç ila 10 firmanın davet edildiği, davet edilen firmalar arasında ortaklık ve akrabalık ilişkileri ile adres birlikteliklerinin olduğu, ihalelerde yapılan kırımların (daha önceki ve sonraki dönemlerde ortalama yüzde 20'nin altına düşmediği halde) ortalama yüzde 10'lara düştüğü,
Niteliği gereği ancak belli nitelikteki firmalardan birine verilmesi gerekli işlerin istenilen nitelikleri taşımayan firmalara verildiği, ayrıca sair nedenlerle rekabet ve açıklık ilkesine aykırılık oluşturulduğu,
Kanunların tanıdığı takdir hak ve yetkisinin kanunun amacına uygun kullanılmadığı,
Bakanlıkta meydana gelen haksızlık, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önleme noktasında gerekli ve yeterli önlemleri almayıp denetimleri yapmadığı ve bu nedenlerle kamunun zararına sebebiyet verdiği,
Belli istekliler arasında davetiye usulüyle yapılan ihalelerin bazılarında 'bu firma ile ilgilenin' diye Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban ile Danışmanı Sadrettin Dinçer'e talimat verdiği ve ilgili ihalenin bilahare ismi verilen firmalara verildiği,
Bakanlıktaki uygulamaların ihalelerle ilgili gizli ittifak oluşumuna sebebiyet verdiği ve bu suretle de kamunun zararına neden olduğu,
Çeşitli dönemlerinde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile komisyonumuza verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların -özellikle 29.05.1999 ile 05.09.2001 tarihi arasındakilerin- izah edilemediği.
cnntürk
Yayın Tarihi : 30 Nisan 2007 Pazartesi 13:27:51
Güncelleme :30 Nisan 2007 Pazartesi 13:41:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?