15
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Köşk için uzlaştırıcı aday aranıyor

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, cumhurbaşkanlığının uzlaştırma makamı olduğuna inandıklarını, dolayısıyla gelecek cumhurbaşkanının uzlaştırıcı bir cumhurbaşkanı olması gerektiği düşüncesini taşıdıklarını kaydetti. 

'Cumhurbaşkanının uzlaştırıcı bir cumhurbaşkanı olması gerekir'

Yalçındağ, bazı gazetecilerle bir araya geldiği sohbet toplantısında, geçtiğimiz 4-5 yılda IMF ile birlikte hazırlanılan makroekonomik programda Türkiye'nin son derece başarılı olduğunu, gerek enflasyon, gerek borcun GSMH'ya oranı, gerekse büyüme hızının iyi seyrettiğini anlattı.

Türkiye'nin bugün, biri Türk ekonomisinin küresel dalgalanmalara karşı dayanaklılığının artırılması, diğeri de yakalanılan yüksek büyüme hızının orta vadede devam ettirilebilmesi olarak özetlenebilecek iki eşiği aşması gerektiğini aktaran Yalçındağ, bu hedefleri tutturabilmek için aşılması gereken bazı sorunlar olduğunu kaydetti.

Dünyadaki yüksek likiditenin, cari açığın bir sorun yaratmadan fonlanabilmesini sağlamakla birlikte kısa vadede yüksek cari açığın ekonomik bir risk oluşturduğunu ifade eden Yalçındağ, cari açığın merkezi bir müdahaleyle aşağı çekilmesi taraftarı olmadığını, bu konuda üretim, ihracat yapısında verimliliğin artırılması, mikro reformlarla daha kalıcı bir çözüm yoluna gidilmesi gerektiğini belirtti.

Reel faizlerin yüksekliğinin büyümenin önünde risk olduğunu da aktaran Arzuhan Doğan Yalçındağ, Merkez Bankasının bağımsızlığının altını çizdi ve yüksek faizle mücadelenin yolunun enflasyonla mücadeleden geçmesi gerektiğini söyledi.

TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, enflasyonla mücadele hedefine kilitlenilmesi gerektiğini, enflasyonunu, cari açığını aşağı çekmiş, mikro reformlarını yapmış bir Türkiye'de zaten risk algılaması azalacağı için bunun reel faiz üzerinde pozitif bir etkisi olacağını dile getirdi.

“Sorun beklemiyoruz” 

Bu yıl iki seçim yapılacağını, dolayısıyla Türkiye'nin asıl büyümeyi 2008 yılında yakalayacağını, bu yılın risksiz, sorunsuz atlatılması durumunda 2008 yılında çok daha yüksek büyüme hızı yakalanacağı düşüncesinde olduğunu aktaran Yalçındağ, “Biz bir sorun beklemiyoruz ama tabii 2 seçim kolay bir şey değil” dedi.

Genel seçim sonuçlarına ilişkin tahminlerinin sorulması üzerine Yalçındağ, seçim tahminlerini akşam yemeklerinde iddia şeklinde yaptıklarını, ancak gazetecilerle paylaşabileceği bir öngörüsü olmadığını anlattı.

Türkiye'nin, geçtiğimiz bir kaç yılda ekonomik anlamda, AB ile ilişkiler anlamında istikrarı yakaladığını belirten Yalçındağ, “Bunlara bağlı kalmalı diye düşünüyorum. Oluşabilecek yeni bir hükümet, tek parti hükümeti veya koalisyon hükümeti, öyle veya böyle eğer bu iki konuya odaklanır, zaten çok iyi bildiğimiz yol haritalarına devam ederse bir sorun yaşamamalıyız diye düşünüyorum” dedi.

“Toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenen kabullenen bir cumhurbaşkanı olmalı...”

Bir gazetecinin, TÜSİAD'ın da Tayyip Erdoğan'ın “köşke çıkmaması gerektiği” yönünde açıklamaları olduğunu ifade etmesi üzerine Yalçındağ, “Ne TÜSİAD (Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olarak kalmasını istiyoruz) diye bir şey söyledi ne de ben (Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olsun) dedim” dedi.

Yalçındağ, devamla şunları kaydetti:

“TÜSİAD istikrar istiyor ve cumhurbaşkanlığının uzlaştırma makamı olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla gelecek cumhurbaşkanının uzlaştırıcı bir cumhurbaşkanı olması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye bir demokrasi ülkesi. Meclis'in kararına saygılı olmalıyız ama Meclis de bu yönde uzlaşıcı ve uzlaştırıcı davranmalı diye düşünüyoruz. İsim veremeyeceğim ama toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenen kabullenen bir cumhurbaşkanı olmalı...”

“Özal-Demirel benzetmesi”

Bir gazetecinin, bu ifadelerden “Tayyip Erdoğan'ın uzlaştırmacı olmadığı” sonucunun çıkıp çıkmayacağına ilişkin yorumları üzerine Yalçındağ, “Siz de bu ülkede yaşıyorsunuz, gelen tepkileri görüyorsunuz, dolayısıyla... Aslında yakın geçmişe bakarsanız cumhurbaşkanlığı seçimleri bu anlamda bu derece ihtilaflı olmuş muydu? Daha çok kişiseldi... Rahmetli Özal ile Demirel arasında yaşandı ama bu anlamda bir çekişme yaşanmadı öyle değil mi? Sanki burada toplumun farklı kesimlerinde hassasiyet oluşuyor ve bu da gündeme getiriliyor gibi algılıyoruz biz. Onun için de uzlaşmacı ve uzlaştırmacı diyoruz.”

Yalçındağ, bu yöndeki ısrarlı sorular üzerine cumhurbaşkanlığı makamı için bir tanım kullandıklarını ve cumhurbaşkanının bu tanıma uyması gerektiğini ve bu tanımın gereklerini yerine getirmesi gerektiğini söylediğini ifade ederek, ”Takdir edersiniz ki bir isim telaffuz edemeyeceğim” dedi.

“Aktif siyasetin içinde olunmayacak bir makamdır orası...”

Cumhurbaşkanının tüm parlamenter sistemlerde bir icra makamı olmadığını, partiler üstü bir makam olduğunu aktaran Yalçındağ, “Yani çok aktif siyasetin ve icranın içinde olunmayacak bir makamdır orası ve toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenen içselleştirilen, kabul edilen bir makamdır orası...” dedi.

TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, Türkiye'nin ciddi bir istikrar yakaladığını ve oldukça başarılı bir 4-5 yıl geçirdiğini ancak, daha işin bitmediğini, yapılması gereken önemli işler olduğunu belirterek, “Türkiye buna odaklanmalı, artık bu konuyu aşmalı, bu konunun bir hassasiyet ve bir sorun yaratmasına meydan vermemeliyiz ve bunu aşmalıyız. Yapmamız gerekenlere odaklanmalıyız” diye konuştu.

Bir gazetecinin Başbakan Tayyip Erdoğan'ın “Köşke çıkması” halinde TÜSİAD'ın tavrında bir değişiklik olup olmayacağını sorması üzerine Yalçındağ, ”Bu soruya nasıl cevap verirsem vereyim başka türlü algılanacak. Türkiye'nin yapması gerekenler çok açık, konjonktür açık, bizim algıladığımız hayal ettiğimiz Türkiye açık, bunlara odaklanılmalı...” demekle yetindi.

Yalçındağ, “Uzlaştırmacı olmazsa, dayatma olursa ekonominin seyri nasıl olur” sorusu üzerine, yatırımın güven ve öngörülebilir bir ortam isteyeceğini kaydetti.

aa
Yayın Tarihi : 28 Mart 2007 Çarşamba 12:04:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mustafa demir IP: 217.14.96.xxx Tarih : 28.03.2007 12:30:21
Arzuhan yalcindag babasindan daha hizli, babasinin yillarca alttan alarak yaptigi siyaseti o acik acik biz bunu istiyoruz demeyi soyleye biliyor..unutmasinki bu ulke osmanlinin mirasi turklerin 15 sene sonra bu ulkede ne ermeni ne yahudi nede kilic artigi yunanlar kalacak ... ne siyaset yapacaklarsa yapsinlar sonlari ayni .. hepimiz turkuz hepimiz bu ulkenin cocuklariyiz