Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın Türkiye ziyareti ile, kralın 1984 yılında satın aldığı Beykoz Kandilli sırtlarındaki Sevda Tepesi gündeme geldi. 27 milyon dolara satın aldığı araziye imar izni verilmediği için tek bir çivi bile çakamayan kral, Boğaz’ın tüm ihtişamını gözler önüne seren tepeye rezidans yaptırmak istiyor.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, Abdullah’ın Türkiye’de bir ayağı olması halinde bunun ülke ekonomisi için olumlu olacağını söyledi. Yalçıntaş, “Kral ailesinin birçok ülkede rezidansları var. İstanbul’da da olursa sık sık gelir” dedi.

ARABİSTAN’DA KONUŞTUK

Yalçıntaş, Suudi işadamlarının yatırım yapmalarının önemine dikkat çekerek, “Gelirken ellerinde yatırım paketleri olduğunu biliyorum. Oradayken konuşmuştuk. Özellikle Türkiye’de sıfırdan yatırıma önem vermelerini istedik. Sanayi ve turizm alanında yatırım düşünüyorlar” dedi.

1984 yılında Kral Abdullah tarafından satın alınan Beykoz Kandilli sırtlarındaki Sevda Tepesi’nin ilginç bir hikayesi var. 1931 yılında, yedek subay Vahit, sevgilisini bu tepede beylik tabancasıyla öldürüp ardından da intihar edince Sevda Tepesi olarak anılmaya başlandı.

1947-1995 yılları arasında çay bahçesi olarak kullanılan korunun 2 bin metrekarelik kısmı Kandilli Mezarlığı. Kral, dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın girişimi ve Bakanlar Kurulu kararıyla Boğaz’ın bu güzel tepesini satın almıştı. Tepenin 57 bin 470 metrekarelik bölümünü 21 Aralık 1984’te satın alan Abdullah, imar izni alamayınca geçen yıl koruyu satışa çıkarmıştı. 50 milyon dolar değer biçilen koruya henüz alıcı çıkmadı.

KRAL MURADINA ERER Mİ

Mimarlar Odası eski Genel Başkanı Oktay Ekinci, korunun imara açılabilmesi için yapılması gereken işlemleri şöyle anlattı: “Boğaziçi Yasası’na göre bu arazinin özel mülkiyette kalması bir yana, Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaşması gerekmektedir. Kadir Topbaş ve hükümetin yapması gereken, 1984 yılında yürürlüğe giren Boğaziçi Yasası’na göre, Boğaziçi ve köprülerin gelirinin yüzde 2’sini Karayollarından devralarak, bu kaynakla Boğaziçi koruluk alanını kamulaştırmaktır. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası gereğince de bu alan 1. derecede doğal SİT alanıdır. Burada herhangi bir yapılaşma yapılamaz ve arazinin doğal dokusu bozulamaz.”