16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

'Livaneli'nin egosu şişmiş!'

CHP lideri Baykal, Zülfü Livaneli'nin köşe yazısı ile ortaya attığı "gizli görüşme"de neler konuşulduğu hakkında ilk kez konuştu. Önce yazarımız konu ile ilgili Fikret Bila'nın sorularını yanıtlayan Baykal, bugün de basın toplantısında görüşmenin ayrıntıları hakkında ipuçları verdi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, eski CHP milletvekili ve Vatan Gazetesi yazarı Zülfü Livaneli’nin geçtiğimiz günlerde gündeme getirdiği iddiaları ilişkin soru üzerine, 3 Kasım seçimlerinin arından AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili olmasının yolunu açan anayasa değişikliğine CHP’nin desteğinin bazı çevreler tarafından eleştirildiğini ve bu eleştirinin dile getirildiğini kaydetti.

O dönemde bu konu gündeme geldiğinde Livaneli’nin CHP’nin söz konusu düzenlemeye destek vermesine karşı çıktığını ve bunun yanlış olduğunu savunduğunu ifade eden Baykal, kendisinin ise demokratik bir anlayışın gereği olarak aksi görüşü dile getirdiğini analattı.

Baykal, parlamentoya 360 milletvekili ile giren bir siyasi partinin genel başkanının seçilme hakkının bulunmamasının yanlış olduğunu ve yapılan anayasa değişikliği ile "bir garabetin giderildiğini" belirterek, "CHP, çok iyi bir iş yaptı. Rakiplerimizin hak kısıtlamasını savunarak eşit, demokratik bir yarış olmaz. Zaten herkesin şunu bilmesi gerekir ki, o dönemde anayasa değişikliği AKP’nin oyuyla, 330’un üzerinde bir oyla kabul edilmiş olsaydı, referanduma gidilir ve halk da bu kısıtlamayı kaldırırdı" dedi.

Livaneli’nin aradan 5 yıl geçtikten sonra bir milletvekilinin evindeki yemeği "yemek çeşit sayısını ve terlikle girilmesini" anlatarak bu konuyu gündeme getirmesini yadırgatıcı ve yakışıksız bulduğunu ifade eden Baykal, "Orası bir Müslüman evi. Namaz kılınan yer. Terlikle girilmesini garipsemek çok yadırgatıcı. Her evin kendine göre bir düzeni var. Bir terlik krizi de ortaya çıkmadı hatırladığım kadarıyla" dedi.
Baykal, şunları söyledi:
"Bu bir zirve imiş. Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü açalım mı, açmayalım mı tartışması yaşanmış... Gerçeklerle bağdaşan bir tarafı yok. Tamamen bir aile ziyareti yapıldı. Ortadaki tek gerçek, bu arkadaşımız Erdoğan’a bu haklar verilmesin, biz de verilmeli, demişiz. Doğruyu gerçekleştirdiğimizden eminiz. Temel haklar ve demokrasi pazarlık konusu olmaz. İnsanlara hukuki haklarını vermek için pazarlık yapılmaz"

ERDOĞAN İLE GÖRÜŞME

Erdoğan ile başbakan olmadan önce 22 Şubat 2003 tarihinde yaptıkları görüşmeye ilişkin de bazı iddiaların gündeme getirildiğini anımsatan Baykal, söz konusu anayasa değişikliğinin bu görüşmeden aylarca önce 2002 yılının Aralık ayında gerçekleştirildiğini yineledi.
Erdoğan ile görüşmelerinde ne kendisinin ne de Erdoğan’ın kariyeri ile ilgili hiçbir özel konunun gündeme gelmediğini, bir pazarlığın söz konusu olmadığını kaydeden Baykal, tamamen devleti ilgilendiren, ülke çıkarları ile ilgili yaşamsal konuların ele alındığını söyledi.
Baykal, görüşmeden bir hafta sonra 1 Mart tezkeresinin TBMM genel kurulunda oylandığına da işaret ederek, "Hatırlarsanız ben daha önce o dönemde Türkiye’nin Güneydoğusuna gelecek 65 bin askerin ne zaman çıkacağını sorduğumda ’vallahi ben de bilmiyorum’ dediğini anlatıyordum. Ben bu soruyu Sayın Başbakan’a nerede sordum. O toplantıda ne konuştuğumu çok merak edenlerin dikkatini bu konulara çekmek istiyorum" dedi. Bazı çevrelerin de Erdoğan ile görüşmesinde YÖK ve üniversite reformu ile ilgili bir pazarlık yapıldığı iddiasını dile getirdiklerini de anlatan Baykal, bunun da kesinlikle doğru olmadığını söyledi.

Baykal, partisinin internet sitesinde Livaneli’nin resminin üzerine çarpı işareti konulmasının eleştirilere yol açtığına dikkat çekilmesi üzerine de gerçekleri çarpıtarak yapılan suçlamalar üzerine siteyi hazırlayanların bu davranışı kınamaya yönelik bir girişimde bulunduğunu, ancak kızgınlıkla ortaya konan bu davranışın doğru olmadığını, daha sonra siteyi hazırlayanların gerekli değişikliği yaptığını söyledi.

Baykal: Erdoğan'ın sözünü tutmasını bekliyorum

Deniz Baykal ile görüşen Fikret Bila, Milliyet'teki köşesindeki konu ile ilgili bugün şu yazıyı kaleme aldı: "CHP lideri Deniz Baykal'a dünkü görüşmemizde bu soruları yönelttim.

Baykal'ın değerlendirmesi şu oldu: "Ben Başbakan Erdoğan'ın sözünü tutmasını bekliyorum. Yeni dönemde cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda uzlaşma arayacağını söylemişti. Bu sözünü tutsun. Artık yeni bir dönem söz konusu. Biz geçtiğimiz dönemin gerginliklerinin yeni döneme taşınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer Başbakan, 'benim adayım şu, destek verin' diyecekse bu uzlaşma değil, dayatma olur. Geçtiğimiz dönemde yaptığı gibi dayatmaya yönelecek demektir. Bunun yanlış olacağını, seçim öncesinde yaşanan gerginliğin yeni döneme taşınması anlamına geleceğini bilmesi gerekir. Böyle yapacaksa o zaman uzlaşma sözünü etmiş olmasının veya edecek olmasının da bir anlamı kalmaz."

Erdoğan'la ne görüştü?

Baykal, Zülfü Livaneli'nin, "Erdoğan'la gizlice yemekte buluşup anlaştı" iddiasıyla ilgili sorumu yanıtlarken de şu bilgiyi verdi:
"Livaneli gülünç oluyor. Şişirilmiş bir egoyla hareket ettiğini anlıyorum. Gerçek dışı iddialar. Kendi içinde tutarsız. Tarihler bile iddialarını çürütüyor. Sözünü ettiği 22 Şubat 2003'te Başbakan Erdoğan'la ne konuşmuş olabilirim? Ben meydan meydan söyledim. Dedim ki, '1 Mart tezkeresiyle ilgili olarak ben Başbakan'a, bu 65 bin ABD askeri Türkiye'den ne zaman gidecek?' O da 'vallahi ben de bilmiyorum' dedi. Bunu meydanlarda, televizyonda söyledim zaten. İşte sözünü ettiğim soruyu sorduğum, bu konuların konuşulduğu bir görüşmedir o."
milliyet
Yayın Tarihi : 27 Temmuz 2007 Cuma 17:16:08
Güncelleme :27 Temmuz 2007 Cuma 17:45:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?