19
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

Lübnan'daki din savaşı

CHP Genel Başkanı Denzi Baykal, Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesinin kendi içinde ciddi sorunlar ve kutuplaşmalara neden olacağını belirterek, “Asker gönderme kararının kültürel fay hattını da Türkiye'de yaratacağını düşünüyoruz” dedi. 

Baykal, CNN Türk’te yayınlanan “Lübnan Özel Röportajı”nda Türkiye’nin bölgeye asker göndermesi kararını değerlendirdi. Baykal, Lübnan’a asker gönderme kararını içeren tezkerenin 5 Eylül 2006 tarihindeki oylamasında partisinin “görevini yapacağı”nı belirterek, oylama günü CHP’li milletvekilleri için hastalanmanın yasak olduğunu, hiçbir mazeretin kabul edilebilir olamayacağını söyledi. Hükümetin asker gönderme kararının gelinen noktada ciddi olarak sorgulanmaya başlandığını ifade eden Baykal, Türk askerinin Lübnan’da çatışma ortamına gireceğini savundu. Yaşanacak çatışmanın amacının Hizbullah’ı Güney Lübnan’dan tasfiye etmek olduğunu vurgulayan Baykal, Lübnan’a asker göndermeyi savunanların Kosova ve Afganistan örneklerini vermesine de tepki gösterdi. Baykal, “Lübnan’a asker gönderme, bugüne kadar asker gönderdiklerimize göre ciddi farklılıklar taşıyor. Kosova’da, Bosna’da ve Somali’de çatışma noktalandıktan sonra barışı sürdürmek için bir askeri güç oluşturuldu” dedi. Lübnan’da söz konusu olan durumun ise “çatışmaya ara vermek” olduğuna dikkat çeken Baykal, “Ortada daha kesin bir müteareke aşaması ortaya çıkmış değildir” dedi. 

HÜKÜMET KAMUOYUNU YANILTIYOR 

Başbakan Erdoğan’ın, Türk askerinin çatışmalara girmeyeceğini sözünün anımsatılması üzerine Baykal, hükümetin uluslar arası ilişkilerde kamuoyunu daha önce olduğu gibi şimdi de yanılttığını söyledi. 17 Aralık 2004 tarihli AB Zirvesi’nde imzalanan belgeyenin Türkiye’ye kalıcı bir takım hak kayıpları öngördüğünü, kayıpların CHP’nin uyarısıyla fark edildiğini, bunun üzerine Dışişleri Bakanı Gül’ün Brüksel’e ‘nota’ verdiğini belirten Baykal, şöyle dedi: 

“Şimdi de aynı tablo yine yaşanıyor. Dışişleri Bakanımızın ve hükümetimizin imzaladığı belgelerle ilgili olarak kamuoyunu yanlış bilgi sunma alışkanlığı yeni değil. Avrupa Birliği’nde de gördük. Burada yanlış bilgi sunmak istediler, kamuoyunu yanıltmak istediler. Bunu bilerek mi yapıyorlar yoksa bilmeden mi yapıyorlar bilemiyorum ama her ikisi de kabul edilmez. Türkiye orada askeri çatışmaya girmeyecektir denilmiştir Bakan’a girecektir, girmeyi öngören bir angajman çerçevesi vardır. Şimdi ona göre bir tavır değişikliği söz konusudur.” 

LÜBNAN’DA DİNLER SAVAŞI VAR, KUTUPLAŞMA BİZE YANSIR 

Baykal, Lübnan’a gönderilmesi planlanan barış gücünün bir çatışmayı göze aldığını belirten, Türkiye’den gönderilecek askerlerden sivil yardımların güvenliğini sağlama amaçlı birliğin çatışmanın söz konusu olabileceğine işaret ettiğini söyledi. Lübnan’a asker gönderilmesine itirazlarının ikinci bir nedeninin Lübnan’da yaşanan savaşın dünyanın en eski savaşı ve buranın dünyanın en eski savaş alanı olmasından kaynaklandığını belirten Baykal, Lübnan savaşının temel niteliğinin dinler, mezhep ve etnik kimlik savaşı olduğunu, Türkiye’nin bu nitelikte bir savaşa taraf olmasının fevkalade sakıncalı olacağına işaret etti. Daha asker gönderilmeden Türkiye’de sorunun bir iç sorun haline dönüştüğünü, bazı kesimlerin gönderilecek askerlerin İsrail’i, bazı kesimlerin de Hizbullah’ı desteklemek amacı taşıdığını tartışmaya başladığını Baykal, “Şimdiden kamuoyumuz ciddi bir bölünme, kutuplaşma tehlikesiyle karşı karşıya gelmeye başladığını görüyüruz. Daha ortada şehit falan yok asker yok” dedi. 

BİZİMLE GÖRÜNTÜ KURTARILMAK İSTENİYOR 

Türkiye’nin Lübnan’a asker gördermesini isteyenlerin asıl amacının görüntüyü kurturmak olduğunu belirten Baykal, sözlerini şöyle:
“Niye bize ihtiyaç var çünkü biz bölgedeki bir müslüman ülkeyiz. Orada medeniyetler, kültür çatışması diye bilinen olayın bir anlamda yaşanmakta olduğunu görüyoruz. Böyle bir çatışmaya doğrudan dalmamız ne kadar sıkıntılı olacağı niye kimse görmüyor. Bizi bu çatışma dolayısıyla oraya çekmek istiyorlar. Bölgedeki başka bir müslüman ülke katılıyor mu? Türkiye katılırsa güya bunun kültür çatışması, dinler çatışması olmadığı görüntüsü vermeye Türkiye yardımcı olacak. Evet yardımcı olacak ama bu hizmetin katkının görünüşü kurtarmak konusunda Türkiye’nin oradaki varlığının Türkiye içinde yol açabileceğinin olumsuz gelişmelerin birilerinin izah etmesi lazım. Oraya baktığınız zaman çok ciddi sorunlar görüyorsunuz. Ciddi kutuplaşma ve birden bire bizim o çatışmayı, o savaşı içselleştirmemiz onun bir tarafı haline dönüştürmemiz söz konusu.” 

Türkiye’nin bölgede aktif politika sergileyerek bulunması gerektiğini belirten Baykal, Lübnan savaşının İsrail-Hizbullah çatışması olarak değerlendirilmesinin yanlışlığına dikkat çekti. İsrail’in arkasında ABD’nin, Hizbullah’ın da arkasında İran ve Suriye’nin bulunduğunu, bunların göz ardı edilerek telefon diplomasisiyle bir politika belirlemenin yanlış olacağını söyleyen Baykal, “Kimin eli kimin cebinde hangi ipi kim çekiyor belli değil. Ciddi olmak lazım bu işlerde. Orada Hizbullah denince İran'ı göreceksiniz. İran'ın düğmeye basmasını sağlayacak pek çok neden var. Ciddi bir mütabakat olmadığı açıklamalardan belli. Bu çatışmadan bizim yararımız yok” diye konuştu. 

TÜRKİYE’DE KÜLTÜREL FAY HATTI YARATIR 

Baykal, Türkiye’nin asker gönderme konusunda yaşayacak en önemli etkinin kültürel boyutta olacağına yineleyerek, Türkiye’nin Yunanistan ya da Fransa konumunda olmadığını vurguladı. Baykal, “Asker gönderme kararının kültürel fay hattını da Türkiye'de yaratacağını düşünüyoruz. Mesafeyi koruyabilmemiz lazım. İltilafların bir parçası olmamalıyız. Bizim bölgeyle ilgilenmemiz lazım ama oradaki çatışmanın bir parçası haline gelmemiz çok büyük bir yanlış olur” dedi. 

TEZKERENİN KADERİ AKP’LİLERİN ELİNDE 

Baykal, Salı günü gerçekleştirilecek tezkere oylamasının sonucunun AKP’li milletvekillerine bağlı olduğunu belirterek, konunun ulusal niteliğinin görülerek karar verilmesi gerektiğini söyledi. 

PKK KOORDİNATÖRÜ SORUNU YAYGINLAŞTIRIR 

Baykal, ABD’nin PKK koordinatörü atamasını de değerlendirirken, bunun dolaylı olarak Türkiye’nin PKK ile siyasi olarak masaya oturulmasının yolunu açacağını savundu. Baykal, ABD’nin PKK konusunda verdiği sözü tutması, Murat Karayılan’ı teslim etmesi gerektiğine işaret ederek, “Irak ile ABD ile Türkiye'nin terör sorunun müzakere eder noktaya gelirsek sorun uluslararası noktaya gelir. Konuyu çözmekten çok yaygınlaştırmaya katkı yapar diye kaygı duyuyoruz. Üçlü heyet çıktıntan sonra görüşlerimizi aktaracağız dolaylı olarak onların temas ettikleri unsurlarla da müzakere edeceğiz. Olayı siyaset masasına çeker” dedi.
ANKA
Yayın Tarihi : 3 Eylül 2006 Pazar 16:17:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?