16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

MHP korkutucu AKP etkileyici

Ali Saydam-AKŞAM

Çevremdekilerin yarısı hasta. Hem de hastaneye taşınmacasına hasta. İshal, baş dönmesi, mide bulantısı, halsizlik... Küçük bir salgın var sanki. Besin zehirlenmesi. Ben de kendimi kurtaramıyorum. Eşim ve asistanımla birlikte serum, antibiyotik hastanede yarımşar gün...

Tam biraz nefes almışım ve kendimi, uzatılmış bir hafta sonu için Bodrum’a ağabeyimin yanına atmaya hazırlanıyordum ki telefon çaldı. Ekranda onun sekreteri aradığı zaman çıkan numara... Serdar Turgut!.. Her zamanki gibi son derece kibar: “Siyasi partilerin seçim kampanyalarında kullandıkları iletişim çalışmalarını bir değerlendirmek ister misiniz?”

“Yazsana ulan!”, diyecek hali yok ya... Onun üslubu değil...

Bu ‘talimat’ fırsat bilinip uçak korkusu bahanesi arka plana atıldı. İstanbul - Bodrum arası otomobille alındı. İzmir üzerinden... Rekor kırıldı. Normalde 5 saatlik yol 12 saatte alındı... Tarihe geçildi. Seyahatten çok ‘tenezzüh’...

Elde Leica’nın minisi... Yollardaki afişler çekildi. Gazetedeki arkadaşlar da İstanbul’dan çekip yollamışlar. Partilerin internet sayfaları tarandı. Değerlendirme hangi parametreler üzerinden yapılmalı, uzun uzun tartışıldı. Sonunda bir şeyler ortaya çıktı... Tamamen sübjektif... Bilimsel değil... Sadece iş ve iletişim yönetimi alanındaki bilgilerimize ve siyasi iletişim konusunda yılların içinde edindiğimiz tecrübeye dayanarak...

Önce olayı genel olarak değerlendireceğiz, sonra da şu parametrelere bakacağız:

1. Marka ve seçim vaadi

2. İletişim tasarımı

3. Görünürlük, medya satın alma stratejisi

4. PR ve etkinlik yönetimi

5. Medya ilişkileri...

Bütün bu parametrelerde bakacağımız şey, İngilizce’sinden söylersek üç “C”... Creativity, Consistency, Continuity... Yani Yaratıcılık, Tutarlılık, Süreklilik...

5 yatay, 3 dikey alanda bakacağız yani. Basit bir matris işi...


İlk izlenim, ilk notlar

İlk izlenim, ağızda kalan ilk lezzet, bırakılan ilk etki çoğu zaman tutar... İnsanın kafasında bir filtre oluşur. Her şeye o filtreden bakar. Sonra ancak bilgi ile donanınca o filtre giderek nesnelleşir. Partilerin bu seçim döneminde uyguladıkları siyasi iletişim yöntemleri açısından altını çizebileceğim ilk intiba kırıntıları şöyle:

En yaygın

“Bu alanda en önde gelen parti göründüğü kadarıyla şimdilik CHP. Diğerleri sonradan mı açılacak, bilemem... Buradan bakıldığında mevcutta en çok para harcayanın da CHP olduğu izlenimini edinmek mümkün. Hayli zengin olduğu bilinen DSP’nin maddi desteği var mı bu işte, dersiniz?..


Yaygınlık konusunda ikinci sırada AK Parti var sanki. Onlar daha çok yüz yüze pazarlama ve ilişki yönetimini tercih ettikleri için bu alanda zaaf içinde olmalarını önemsemek yanlış olur.


MHP’nin yaygınlığı daha odaklı. Nereye konsantre olmaları gerektiğine sanki önceden karar vermişler.


DP’nin yaygınlık konusunda da problemi var. Ya paraları az; ya da geç kalmışlar. Bütün partiler içinde seçim stratejilerini gözden geçirmesi gereken tek parti DP...


Genç Parti yaygınlık konusunda CHP ile yarışabilir. Fakat şöyle bir sorunu var: Eğer mesaj ‘doğru’ değilse (üç C’den ikincisine -tutarlılık- uymuyorsa), yaygınlık ve etkilik, parazit yapan bir radyonun önüne güçlendirici ve mikser koymaya benzeyebilir...

En etkili


Garp cephesinde yeni bir şey yok. Afişler birbirinin fotokopisi gibi: Bir tarafta liderin fotoğrafı, onun hemen yanında da seçmenin... Buna rağmen bunların içinde en etkili olanları hiç tereddütsüz AK Parti’ninkiler. Dünyanın en kötü amblemine sahip olunmasına rağmen çok uygun renkler seçilmiş. Ayrıca laf kalabalığı yapılmamış.


En etkisiz ise, hiç şüphesiz DP’ninkiler. Hem demode duruyor. Hem de herhalde insanların işi gücü bırakıp afişlerin karşısına geçecekleri düşünülmüş.


CHP yine liderine yüklenmiş. Baykal’ın handikape durumu kapatılmak istenmiş ama; olmamış. Mavi renk genelde soğuktur. Baykal’a da getirilen eleştiri soğukluk değil mi?


Genç Parti de burada ön planda. Tutarlılık ve inandırıcılıktan sınıfta kalabilir ama etkilik açısından başarılı.


MHP’nin afişleri bana korku filmlerini çağrıştırıyor. Siyasi iletişimde korku ve umut ikilisi çok işe yarar ama; burada içeriği korkuturken en azından biçim umut verebilirmiş. Oysa MHP’nin şarkıları özellikle de söz ve bestesi Bahattin Atak’a ait olup Şemsimah Şener Hanım tarafından seslendirilen ‘Devlet geliyor’ biraz 60’ların devrimci parçalarını çağrıştırsa da çok etkili. Eh, ne de olsa nasyonal-sosyalist (milliyetçi toplumcu) kültürden gelmiyorlar mı?

En sıcak


En sıcak hangi partinin reklamlarıdır?” sorusu, tüm iletişim öğelerinin bütününün etkisini sorgular. Yanıtı da en kolay olanıdır aslında; ama bu kez işler biraz zor. Çünkü ‘en sıcak siyasi iletişim payesi’, bana sorarsanız, eğer Başkanlık koltuğunda herhangi başka biri oturacak olsa, CHP’ye ait olmalıydı... Ama lider, bizim seçimlerde çok önemlidir. Ve ‘sıcaklığı’ etkiler...


CHP’nin bu özel durumunun ardından en ‘sıcak’ iletişimi yapan parti olarak tabii ki ipi Ak Parti göğüslüyor. Gerek Başkan’ın görüntüsü, gerekse tüm tasarım antipatikliğine karşın, ‘mevcudun devamı’ vaadi; gelecek endişesini ortadan kaldırmaya yönelik. Bu ise, Erdoğan’ın parti içinde yaptığı ‘temizliğin’ izlerini taşıyan insan figürlerini afişlerde kullanmasıyla, iletişime başarıyla aktarılmış.


En sıcak’ skalasında en altlarda doğal olarak MHP yer alıyor. Onların böyle bir iddiaları da yok zaten. MHP’nin web sitesine girin, uzağa gitmeyin, ‘devlet geliyor’ şarkısının ilk nidalarını dinleyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Delikanlı partisi MHP, sıcak olmak değil sert olmak istiyor... Sertlik, adamı demokratik yoldan iktidar yapmaz.


Genç Parti ve Cem Uzan başta orta sınıf kadınları, pek çok seçmene sıcak geliyor. Kızmazsa, bu etkisini sürdürebilir. Kızınca sanki içinden başka bir Uzan çıkıyor... Hangisinin gerçek Uzan olduğunu bilmek zor.


Benim ‘en sıcak’ adayım baştan beri Mehmet Ağar idi... Ama bir türlü hedef kitleye bu sıcaklık geçmiyor. Hele o buz gibi afişler. 1950 model “Yeter artık. Söz milletindir” sloganını çağrıştıran el!... Ve altında slogan: “Buraya kadar!..” Hakikaten meğer buraya kadarmış!...





Medya açısından işin tadı tuzu yok

BaŞIndan bilmem kaç seçim geçmiş biri olarak şunu hemen belirtmeliyim: ‘Klasik seçim atmosferinden’ bu kadar uzak başka bir seçim yaşamamıştık.

Bu durumu, “Nasılsa seçim olmayacak, ertelenecek” ya da “Seçimin sonucu ne olursa olsun Ak Parti’nin almasına müsaade etmeyecekler” şeklinde yorumlayanlar olsa da, toplumun hiçbir kesiminde işin içine bir biçimde şiddet karıştırılıp suyun yolunun değiştirilmesini onaylayanların sayısı çok az...

Atmosferin -haber unsuru azalan medyanın hiç de hoşuna gitmeyecek şekilde- yavanlığının en önemli nedenlerinden biri hiç şüphesiz tez ve anti tez kıtlığı... Parti programlarının birbirine benzemesi...

Renklilik adına, sadece Genç Parti, İP ve MHP’nin çok az bir fark yaratabildiği söylenebilir; ancak onların da seçmen nezdinde vaat - güven denklemi doğru dürüst çalışmıyor, tek başına iktidar olmaları mümkün değil...




Kirlilik çok aza inmiş

Bu seçimlerde partiler ses ve bayrak kirliliğini minimuma indirmişler. En çok bağıranın değil en doğru şeyleri söyleyenlerin başarılı olduğu nihayet anlaşılmış sanki. Belediyelerin işi kontrol altına alması iyi olmuş, afişler uluorta asılmıyor. Özel yerler yapılmış. Yalnız Ak Parti’nin kayırılmadığını söylemek zor. Aynı şeyi CHP’li belediyeler de CHP için yapmış.

Öte yandan iletişim açısından hiçbir işe yaramadığını iletişim fakültesi ikinci sınıf öğrencilerinin bildiği küçük üçgen bayraklardan hâlâ medet umanlar var.

Bazı şeyleri anlamakta zorlanıyorum tabii. Billboard’lar tasarlanırken yetkililer şu soruyu sormuyorlar mı?: “Acaba insanlar kaç dakika bakarlar bunlara?”

Bu soru neden önemli? Şunun için: Eğer insanların ortalama 3 saniye, evet sadece 3 saniye bir afişe bakabildiklerini bilirseniz, o zaman tasarımı da ona göre yaptırırsınız... Bu nedenle gördüğüm kadarıyla afişlerin dörtte üçü çöp!..
Ali Saydam-AKŞAM
Yayın Tarihi : 8 Temmuz 2007 Pazar 21:50:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yahya KOÇ IP: 88.232.14.xxx Tarih : 8.07.2007 22:56:13
AKŞAM GAZETESİ YAZARI ALİ SAYDAMIN TESBİTİ YERİNDE.ANCAK MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ "VATANA İHANET EDENLERE"ÇOK AMA ÇOK KORKUTUCU OLUYORLAR.HAKLI AMA EKSİK BİR YAZI OLMUŞ.

ATES HAKAN IP: 91.1.170.xxx Tarih : 9.07.2007 20:41:05
MHP korkutucu akp etkileyci gercekden MHP nin neden korkutucu oldugunu akp ninde neden etkileyci oldugunu bilmek isterim MHP neden korkutdu vatan millet icin 80 yilarda binlerce sehit verdigi icinmi vatani bölmek isteyenlere karsi direnipo yeri geldiginde kan dökdügü icinmi inanin sizleri anlamiyorum neolur arasdirin mhp kim oldugunu ondan sonra bu kelimeleri kulanin bilmeden konusmak acizlikdir akp ise ya bakin görün resmi sayilarla yola cikin arasdirin ve ondan sonra akp nin neden vatanimiz icin faydasiz oldugunu siz karar verin saygilarimla ALMANYA

tacettin keskin IP: 88.226.155.xxx Tarih : 9.07.2007 12:48:58
vatanını satmadıysan bu ülkeye ihanet etmedinse korkma M.H.P. den sana bir şey olmaz ama vatana ihanet ettinse o zaman korkacaksın?????