MHP'nin tavrı net

MHP, Akdeniz Üniversitesi'ndeki provokasyon konusunda net tavır aldı. Genel Başkan Devlet Bahçeli, ülkücülerin çatışmanın tarafı gibi gösterilmesini nefretle kınadığını söyledi.

Bahçeli, yıllardır gençleri sokaktan uzak tuttuğunu ve bu tür tuzaklara karşı uyanık olmaya çağırdığını hatırlattı. Tahrik ve tertipler ne derece büyük olursa olsun, demokratik tepkiler haricinde hiçbir girişime alet olmayacaklarının altını çizdi. MHP lideri, "Hiç kimsenin milliyetçilerin yüksek hassasiyetini istismar etmesine fırsat vermeyeceğiz." dedi. Bahçeli, tahriklerin sürebileceği endişesini taşıdığını anlatırken siyasi iktidarı, valileri ve üniversite rektörlerini gerekli tedbirleri almaları konusunda uyardı. Bu sırada metin dışına çıkan Bahçeli, sert bir ses tonuyla şunları ifade etti: "Olaylara çok yönlü bakmayanların, devletin resmî raporlarını görmeden, Kürt-Türk çatışmasının başladığını kimse söyleyemez. Milliyetçi-ülkücü hareket, kardeş kavgasına ve ayrımcılığa sürüklenmek istenen milletimizin birlik ve kucaklaşma adresi olacak, başka başkentlerde yazılmış parçalanma senaryolarının figüranı olmayacaktır."

Bahçeli, Meclis'teki grup toplantısında yaptığı konuşmada 301. madde değişikliği, hükümetin üzerinde çalıştığı demokrasi paketi ve iş dünyasının sağduyu çağrısına da temas etti. Bahçeli, TÜSİAD ve TOBB'un 'uzlaşma' girişimine CHP Genel Başkanı Deniz Baykal gibi cevap verdi: "Bunlar romantik talepler." Bahçeli, 301 konusunda sert mesajlar verdi. Değişikliğin Meclis'e gelmesi halinde, sonuna kadar karşı çıkacaklarını açıkladı. Ülke çapında kamuoyu oluşturma süreci başlatacaklarını kaydetti.

AK Partili 339 milletvekilinin onur ve haysiyet imtihanıyla karşı karşıya kalacağını savundu. Muhafazakârlık, demokratlık ve mukaddesatçılık sınavı sonucunda gerçek yüzlerinin ortaya çıkacağını ileri sürdü. Demokratikleşme ve anayasa değişikliği paketinin ise Türkiye'de yaşanan siyasi krizi derinleştireceğini iddia etti: "Başbakan, kendini kurtarma telaşıyla böyle bir pakete sarılması halinde partisini, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı fiil ve eylemlerin odağı haline getirme hususunda önemli mesafe kat edecektir. Anadilde eğitim, yerel yönetimlere yetki devri, milli kimlik ve vatandaşlık tanımlarına ilişkin hükümler, etnik bölücülüğün hain amaçlarına hizmet edecek ve Türkiye'yi çok tehlikeli bir çatışma ortamına sürükleyecektir. Üniter-milli devlet ve tek millet esası bakımından tartışma oluşturacak zorlamalar ve anayasal vatandaşlık gibi zırvalarla Türk milletinin kimliğiyle oynanıyor. İç huzur ve güvenlik tehlikeye düşecek; AK Parti, altından kalkamayacağı çok ağır bir vebalin altında kalacaktır."