Mumcu, Sezer'i göreve çağırdı

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''Tam da böyle kritik bir süreçte Cumhurbaşkanı Sezer'in, inisiyatifi ele alarak demokrasiden ve ulusal bütünlükten yana bir inisiyatif ortaya koymasının zamanıdır'' dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mumcu, ''Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasından haberi olduğu'' yönündeki iddialara ilişkin olarak, ''Eğer bundan haberim olsaydı, hemen millete duyururdum. Bunu maksatlı şekilde çıkaran çevreler, kendilerince bir kamplaşma ortamı yaratmak, bizi de bir kampa sürüklemek istiyorlar'' dedi.

''Bizi demokratik sağ alanın dışına sürükleyip orada kendileri yalnızlaşmak istiyorlar'' diyen Mumcu, bunun ''ahlaksız bir taktik olduğunu açıkça gördüğünü'' ifade etti.

Mumcu, şunları söyledi: ''Ama şaşırmıyorum. Geçmişten bu yana sergilemiş oldukları ahlaksızlıklara bir tane daha eklemiş oluyorlar. Zaman, her şeyin ilacıdır. Bugün kendi ahlaksızlıklarının hesabını veremeyenlerin, yeni taktik manevralar peşinde olmalarını ibretle izliyorum. Anlaşılan, demokratik olmanın gerçekten nasıl bir şey olduğunu hiç anlamamışlar ve anlayamayacakları da gözüküyor. Yani dönüp önce çeşitli vaatlerle ve şantajlarla adam ayartmaya çalışmalarının hesabını versinler. Sonra demokrasiden söz etsinler.''

''Ülkenin olağan günler yaşamadığını'' herkesin gördüğünü söyleyen Mumcu, ''Tam da böyle kritik bir süreçte Cumhurbaşkanı'nın, inisiyatifi ele alarak demokrasiden ve ulusal bütünlükten yana bir inisiyatif ortaya koymasının zamanıdır'' dedi. ''Cumhurbaşkanı'nın sessizliğinin, bir boşluk yarattığını'' savunan Mumcu, ''Cumhurbaşkanlığı makamı boş değildir, varlığını da hissettirmelidir. Bu şartlar altında Cumhurbaşkanı'nın, bir şey yapmak durumunda olduğu aşikardır. Kendisinden beklenen, demokratik rejimin selameti ve ulusal toplumsal barışı bir arada gözeten bir tutumu göstermesi ve girişim başlatmasıdır'' diye konuştu.

Mumcu, şunları kaydetti: ''Hala dönüp bugüne kadar olup bitenlere anlam vermeye çalışıyoruz. Türk siyaseti, aslında ne olduğunu anlamaya çalışmak gibi bir şaşkınlık içinde. Ne olduysa oldu. Şimdi ne olacağına bakalım. Olan oldu, demokrasi yaralandı. Şimdi bu yarayı sarmanın yolunu bulalım. Yüzümüzü geleceğe dönelim, demokrasiyi kurtaralım. Ben, çözümü bir tek noktada görüyorum. Hükümet, hükümet olduğunu göstermelidir. Parlamento çoğunluğuna sahip olmanın sorumluluğunu üstlenmelidir. Anayasa Mahkemesi'nden bir karar çıkmasını beklemeden Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini durdurmalı, kapsamlı bir demokrasi paketi için Meclisi çalıştırmalıdır. Kapsamlı bir demokratikleşme paketi, kapsamlı bir uzlaşmanın zemini olacaktır. İşte bu durumda inisiyatif, sivil siyasetin eline tekrar geçecektir. Bizim ön koşulsuz destek taahhüdümüzün kıymeti, bugün bir kez daha hatırlanmalıdır. Gün, koltukta ısrar etme günü değil, koltuk heveslerini erteleyip demokrasiye sahip çıkma günüdür. Oldu bittiye getirmenin lüzumu yok. Oldu bittiye getirmek istediğiniz için demokrasiyi krize soktunuz. Gelin Anayasa değişikliğini yapın, halk seçiyorsa, hem demokrasiyi kurtarın hem halk iradesiyle Cumhurbaşkanı olun. Ama sandığı halktan kaçırarak demokrat rolü de kesmeyin.''

''ÇAĞLAYAN MİTİNGİ''

Mumcu, İstanbul'da gerçekleştirilen Çağlayan Mitingi'ni ''demokratik bir toplum girişimi olarak gördüklerini'' söyledi.

Mumcu, şöyle devam etti: ''Mitinge katılan yüz binlerce insanın iradesini anlatacak kesin bir şey var, o da bayrak dışında bir sembolün kullanılmamış olmasıdır. Katılanların mesajı, 'birleşelim' mesajıdır. Türlü nedenlerle ayrışma, kamplaşma, bölünme tehdidi altında bulunan bir ulusun, ay yıldızlı bayrak altında bütünleşme, birleşme arzusudur. Bayrak birleştiricidir, bütünleştiricidir. Birleşmenin adresi, Türk bayrağının gölgesidir. Türkiye, demokratik bir toplum olduğunu bir kez daha açıkça ifade etmiştir