Terör örgütü PKK’da, liderlik/rant kavgasına bağlı olarak “örgütü kimin yönettiği” yönündeki tartışmalar boyutlanırken, örgüt içi infazların da sonu gelmiyor. PKK'dan ayrılan terörist Osman Öcalan da, örgüt içi infazlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kandil’in yanı sıra, Avrupa ve Türkiye alanından kaçışların artarak sürdüğü PKK’da, liderlik/rant kavgasının yanı sıra, “dağ-şehir”, “kadın-erkek”, “Suriyeli-Türkiyeli”, “Bingöllü-Urfalı” kadrolar arasındaki hizipleşme, yeni infazlara neden oluyor.

Osman Öcalan’a suikast girişiminde bulunan, ancak başarılı olamayan ve güvenlik güçleri tarafından yakalanan PKK tetikçilerine tepkiler artarak sürerken, Murat Karayılan-Fehman Hüseyin’in liderlik kavgasının son kurbanı, örgütün kadın yapılanması sorumlularından 20 yaşındaki Suriyeli “Ziryan” kod adlı örgüt sorumlusu oldu.

Süleymaniye’de yayınlanan “Hawlati” gazetesinin haberine göre (17 Ocak 2007), güvenlik güçleri tarafından Soran ilçesinde “Ziryan” kod adlı PKK sorumlusu bir kadın, kafasına tek kurşun sıkılmış olarak bulundu. Terör örgütüne yakın çevreler, PKK’nın silahlı kanadının başındaki Suriyeli Fehman Hüseyin’e yakınlığı ile bilinen Ziryan kod adlı örgüt sorumlusunun, Murat Karayılan’ın adamları tarafından intikam amaçlı öldürülmüş olabileceği belirtiliyor.

Ziryan kod adlı örgüt sorumlusunun infazını “kaza” olarak duyuran PKK açıklamasında, “Ziryan adlı örgüt sorumlusu kendi tüfeğini temizlerken, silahın yanlışlıkla ateş alması üzerine kafasına bir kurşun isabet etmiştir” denildi.

İşte bir trajedi daha!.. Önce infaz et, sonra “kaza” diye duyur

Örgütün yayın organlarında, “intihar, kaza kurşunu, yıldırım düşmesi, kalp krizi, sel felaketi” şeklinde lanse edilen ölümlerin (cinayetlerin) gerçek nedenlerine, yine örgütten kaçanlar ışık tutuyor...

Örgüt içi hizipleşme kurbanları 

“İntihar etti”, “kendini yaktı”, “yıldırım düştü”, “kayadan düştü”, “sel aldı”, “psikolojik bunalımdaydı”, “kalp krizi geçirdi”, “kaza kurşunu” türünden bahanelerle kamuoyuna duyurulan Faruk Bozkurt, Engin Sincer, Yasin Kanat, Viyan Soran, Berzan Düre, Mustafa Günaydın, Murat Bayun, Nazime Adtürk, Salih Tatoğlu, Abdurrahman Öz, Bilal Dilek, Özcan Koyuncu, Atilla Kanda, Şeyhmus Erden gibi onlarca cinayetin gerçek nedeni örgüt içi hesaplaşmada yatıyor.

Tıpkı, 15 yaşındayken kaçırılan ve örgütten kaçmak isterken öldürülen Sakine Kahraman isimli kız çocuğunun annesi Fatma Kahraman’ın, PKK yöneticilerinden hesap sorması gibi…

Tıpkı, 14 yaşındaki oğlunu PKK’ya kurban veren ve oğlunun katillerinin yargı önüne çıkarılması için uluslararası kamuoyuna ve mahkemelere “acil yardım” çağrısında bulunan baba Süleyman Soğan gibi… 

Tıpkı, Kandil Dağı'ndaki PKK kampında “sel götürdü” denilen PJAK sorumlularından Akif Zagros ve örgütün yayın sorumlusu Şirvan Nali’nin, Murat Karayılan’ın talimatıyla infaz edildiğinin ortaya çıkması gibi… 

Osman Öcalan'dan suç duyurusu

15 Ocak 2007 tarihinde  Kuzey Irak'taki Köysancak’ta PKK’lıların elinden üçüncü defa kurtulan terörist Osman Öcalan, kendisine yönelik bombalı saldırı ile ilgili şöyle dedi; “Bu tür eylemler örgütün şiddet politikasının iflası anlamına geliyor. Benim hakkımda ölüm kararı alan ve infaz listesi yayınlayan PKK yönetimi, Siphan Rojhilat, Kemale Sor, Hikmet Fidan, Kani Yılmaz, Sabri Torin’i öldürtmüştür. Bu cinayetlerin karanlık tarafı yoktur. Bu insanların vurulmasının PKK’dan kaynaklandığı açıktır.  Ne yazık ki, hepsi de PKK’nın kurbanı oldular. Kürtlerin kanını akıtmaya devam eden Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Ali Haydar Kaytan, Zübeyir Aydar’dan oluşan cinayet şebekesi hakkında Avrupa makamlarına suç duyurusunda bulunarak, PKK cinayetlerine karşı Kürt halkına ve uluslararası kamuoyuna acil yardım çağrısı yaptık."