25
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

Öyle bir cumhurbaşkanı yok

Yargıdaki krizin bir Başbakan Yardımcısı’nın telefonu ile başladığını ileri süren CHP lideri Baykal hükümetin yargı mensuplarını sindirmeye, etkisizleştirmeye çalıştığını söyledi.

Baykal “Biz bu durumlara müdahale edebilecek bir Cumhurbaşkanı seçilsin istemiştik. Şimdi, ağır başlı, “Rica ederim. Sakin olun” dediğinde sözü dinlenecek bir Cumhurbaşkanı var mı?” diye sordu.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cemil Çiçek’in adını anmadan yargıda deprem yaratan sürecin, “Bir Başbakan Yardımcısının telefonu” ile başladığını savundu. Baykal, “Türkiye’de ilk kez bir adliye başka bir adliyeyi basmış, bir başsavcı bir başka savcı tarafından tutuklanmıştır. Başsavcıya Başbakan Yardımcısı telefon açmış, işi kapatmasını ve gözaltına aldığı insanları salıvermesini istemiştir. Bir başbakan yardımcısı bu savcıya çok önce ‘Sen bu işten vazgeç’ demiştir. Olay böyle başlamıştır. Başsavcı vazgeçmemiştir. Başbakan Yardımcısı, Cihaner’e baskı yapmıştır” dedi.

Baykal, dün düzenlediği basın toplantısında, özetle şunları söyledi:

Tehdit herkese

Bu bir kırılma noktası olacaktır. Bu olayı ortaya atanlar amaçlarına ulaşırlarsa Türkiye’de artık herkes tehdit altında, her an her şey herkesin başına gelebilir demektir. Bu, artık hukukun güvencesinin kimse için işlemeyebileceğini ortaya koyan bir örnektir. Türkiye’de şu anda tehlikede olan hukuk devletinin kendisidir. Başsavcı hakkında inandırıcılıktan uzak bir dosya icat edilmiş, 26 yıl hapis istemiyle yargılanması istenmiştir. Başsavcıyı yıldırmaya, etkisizleştirmeye, korkutmaya yöneliktir. Başsavcı Cihaner, çeşitli şekillerde tehdit edilmiştir. Bu sürecin hükümetin kararı ve baskıyla sürmüş olduğu görülmektedir. Bu tehditler karşısında başsavcı, dosyanın da selametini değerlendirerek Erzurum’daki başsavcıya elindeki dosyayı intikal ettirmiştir ve bu soruşturmanın seyri o andan itibaren değişmiştir. O soruşturma bir yana bırakılmıştır. Başbakan Yardımcısının, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’na talebi doğrultusunda bu konuda gerekenler yapılmıştır. Soruşturma yapıyorsunuz, soruşturma çerçevesinde Cumhuriyet tarihinde ilk kez soruşturma aşamasında görevini yapmakta olan bir savcıyı tutukluyorsunuz. Bu tutuklamanın hukuken yetkili bir merci tarafından yapıldığına inanmak olağanüstü güçtür. Bu bir yetki ihtilafı değildir.
Herkes hükümetin bu olayın arkasındaki fail olduğunu, sürecin hükümetin kararı ve tercihi doğrultusunda işletildiğini, görmekte. Bu iş, hükümetin hukuka, yetkili savcılara, kamuoyunun vicdanına, aklına mantığına karşı kendi mücadelesini götürmekteki inadıdır. Hükümet olanaklarını kullanarak AKP, kendisinden beklediğini yerine getirmeyen yargı mensuplarını ezme, sindirme, etkisizleştirme mücadelesini götürmektedir. Hükümetin talepleri doğrultusunda tetikçi hukukçuların, yargıçların, savcıların devreye sokulmak istenmesi, başbakanların savcı arayışı doğrultusunda dava kurgulamaları Türkiye’de adaletin temelinin çatırdamakta olduğunu bize göstermektedir. Adaletin temelinin çatırdaması, devletin temelinin çatırdaması demektir. Bu, toplumun, devletin bekası sorunudur.

Cemaat kontrolü

Bir süreden beri siyasi kadrolaşmanın ötesinde bir cemaat kadrolaşması ortaya çıktı Türkiye’de. Hükümetin himayesi, gözetimi desteği altında, yargı ve güvenlik güçleri yer yer cemaat kontrolüne geçmiştir. Bu bir cemaat hesaplaşmasıdır. Bu, hükümetin cemaatlerle ilgili anlayışının Türkiye’de hukuk devletini nereye getirmekte olduğunu bize gösteren bir örnektir.

Seçime gidin

Biz bu tür süreçleri yönlendirebilecek bir Cumhurbaşkanı arıyoruz. Biz bu durumlara müdahalesi edebilecek bir Cumhurbaşkanı seçilsin istemiştik. Şimdi, ağır başlı, “Rica ederim. Sakin olun” dediğinde sözü dinlenecek bir cumhurbaşkanı var mı? AKP’nin erken seçime gitmesi için, parti hakkında kapatma davasına gerek yoktur. Biz bu işi sandıkta halletmek istiyoruz. Mahkemeyi, karakolu bırakın sandığa ve seçime gidin. Biz görev yaparken ne ben ne arkadaşlarım şahsen bize yönelik bir tehdit algılamasıyla değerlendirme yapıyor değiliz.
 

.
Yayın Tarihi : 19 Şubat 2010 Cuma 16:13:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?