Pisliklerinizi temizliyoruz!

BAŞBAKAN ERDOĞAN

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti eleştirerek, "Onlar borçlandı, biz ödüyoruz. Şimdi çıkmış ana muhalefeti, yavru muhalefeti 'gelince şöyle soracağız' diyorlar. Biz, sizin pisliklerinizi temizliyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Bağcılar Olimpik Spor Kompleksi'nde düzenlenen "3. Ordulular Sevgi Şöleni"ne katıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da katıldığı şölende konuşan Erdoğan, Ordu'nun 12 Eylül halk oylamasında yüzde 63.5 oy oranıyla "evet" diyerek demokrasi mücadelesi ve hukukun üstünlüğü mücadelesine güçlü bir destek verdiğini söyledi. Ordu'ya yapılan yatırımlardan bahseden Erdoğan, "Bize dağları delmek yaraşır. Dağları deldik Şirin'e ulaştık. Ama bizden önce gelenler bu dağlara sadece saf saf baktılar. Biz ise deldik. Biz Ordu'nun dereleri var ya işte biz o dereleri yukarı akıttık, akıtacağız. Hava ulaşımı noktasında Ordu'ya verdiğimiz sözü tutuyoruz. Kim hangi dedikoduydu yaparsa yapsın. Yerel gazetelerde çıkan dedikoduya kulak asmayın. Bizim ağzımızdan söz bir kere çıkar. Havaalanı için yer tespiti tamamlandı" diye konuştu.

Ordu Havaalanı'nın temelinin Mart ayı içinde atılabileceğini belirten Erdoğan, salonu dolduran kalabalığa, "Dolduruşa gelmeyin" diye seslendi. Erdoğan, bazı şartlar sebebiyle aksamalar olabileceğini ifade ederek, "Biz aldatan da, aldanan da olmayacağız. Aksama olabilir. Ama biz Ordu havaalanını yapacağız. Bunu biz yaparız. Biz bu sözü verdik. Bu iş bitmiştir. 81 vilayette, Türkiye'nin tamamında yapamayacağımız işin sözünü vermedik. Kim hangi spekülasyonu yaparsa yapsın, kim hangi dedikoduyu üretirse üretsin havaalanını en kısa zamanda Ordu ve Giresun'a kazandıracağız. Bu ülke içi boş vaatlerden çok çekti. Bu millet yalan, iftira ve popülist siyasetten çok çekti. Bizim siyasetimizin hizmet siyasetidir. Bize size efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik" şeklinde konuştu.

"Karadenizli bir hemşehriniz olarak baba ocağını terk etmenin, büyük şehirde tutunmanın ne denli meşakkatli olduğunu bilirim" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Babalarımız ya da dedelerimiz okul, iş, ekmek bulamadığı için büyükşehirlere, hatta başka ülkelere göç ettiler. Benim babam 13 yaşında Rize'den çıktı, iş bulmak için. Ama irtibatını kesmedi. Babaannem yıllar yılı Rize'de kaldı. Büyük trajediler, acı dramlar yaşandı. Hasretin, özlemin üzerine yokluk, ezilmişlik, dışlanmışlık eklendi. Bizden sonrakiler garipliği yaşamasın, kimse kendisini dışlanmış, ötelenmiş hissetmesin diye bu hareketi omuzladık."

Başbakan Erdoğan, yaptıkları siyasette korku ve korkutmanın yer almadığını vurgulayarak, "Bizim siyasetimizde dedikoduyla, sanal korku ve tehditlerle ayakta kalma çabası yok. Başkalarının yaşam tarzına müdahale, yasaklama, kısıtlama, istismar, kutsal değerleri siyasete alet etme yok. Karnından konuşmak, çark etmek, nabza göre şerbet vermek yok. Biz 12 Eylül'ün hemen ardından 'hayır' diyen yüzde 42'yi anlama çabasını göstereceğimizi ilan ettik. İstanbul'da yüzde 45, Ordu'da yüzde 46.5 oranındaki 'hayır'ı

anlamak için içtenlikle çalışacağımızı söyledik. Bu ülkenin en büyük zenginliği, renkliliğidir. En büyük potansiyeli birliği, kardeşliği ve paylaşmasıdır. Bugün ekonomisiyle büyük bir Türkiye var. Demokrasisiyle güçlü bir Türkiye var. Dış politikadaki onurlu duruşuyla itibarlı bir Türkiye var. Bugün izleyen değil, izlenen, model alan değil, model alınan, gündem belirleyen bir Türkiye var. Bugün barış çağrıları, çabaları tüm dünyada karşılık bulan, dikkate alınan bir Türkiye var. Bizim medeniyetimiz bize kendin için istediğini kardeşin için de isteyeceksin, kendine ne istiyorsan yanı başındaki kardeşine, komşuna da isteyeceksin, kendi halkın için istediğini de bölgendeki için de isteyeceksin. 8 yıldır bu düsturla hareket ettik" şeklinde konuştu.

TUNUS VE MISIR'DAKİ OLAYLAR

Tunus ve Mısır'da yaşanan olaylara da değinen Başbakan Erdoğan, halk sokağa döküldüğünde bütün dünya susarken, sessiz kalırken kendilerinin gerekli değerlendirme, öneri ve tavsiyelerde bulunduklarını söyledi. "Halkın haykırışlarına kulak verilmesi, demokrasi için özgürlük için adımlar atılmasını dile getirdik" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Belirsiz, günü kurtaran geçiştirmelerin altına sığınmadık. İçimizden geçeni, hissiyatımızı dile getirdik. Demokrasiyi kendileri için hak, başkaları için lüks görenlerin aksine biz barış ve demokrasi istediğimizi cesaretle söyledik. Çifte standarda, bekle gör politikalarına, ayrımcılığa prim vermedik. Mısır'da kederi paylaştığımız kadar, Mısır'ın bugünkü coşkusunu Mısırlı kardeşlerimizle paylaşıyoruz. Mısır'da kaybeden statüko, kazanan değişimdir. Mısır'da kaybeden statüko, kazanan demokrasidir. Mısır'da kaybeden korku, kazanan cesarettir. Mısır'da karamsarlık kaybetmiş, umut kazanmıştır. İnanıyorum ki Mısır halkı geçiş sürecini de başarıyla atlatacak, çoğulcu ve katılımcı idareyi inşa edecektir. Kalbimiz Mısır'la birlikte. Bölgede istikrar ve huzurun kazanması için ter dökmeye devam edeceğiz. Büyük ülkeye ve millete yaraşan neyse onu yaptık, yapmaya devam edeceğiz."

Konuşmasında muhalefeti de eleştiren Başbakan Erdoğan, "Onlar borçlandı, biz ödüyoruz. Şimdi çıkmış ana muhalefeti, yavru muhalefeti 'gelince şöyle soracağız' diyor. Biz sizin pisliklerinizi temizliyoruz. 230 milyar dolar milli geliri olan bir Türkiye şua anda 730 milyar dolar milli geliri var. Bu yolsuzluklar olsaydı sizin pislikleriniz temizlenir miydi? 79 senede 6 bin 100 kilometre yol, 7 senede 13 bin 600 kilometre duble yol. Durum ortada. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerle konuşuyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, kamu yatırımlarıyla her sorunu çözmenin mümkün olmadığını ifade ederek, Ordulu işadamlarından memleketlerine yatırım yapmaları çağrısında bulundu. 12 Haziran'da yapılacak genel seçime de değinen Erdoğan, "12 Haziran yeni bir milat olacaktır. İnşallah cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü, 2023'ün miladı 12 Haziran'dır" diye konuştu.

İHA

Yayın Tarihi : 13 Şubat 2011 Pazar 16:38:03

Güncelleme :13 Şubat 2011 Pazar 21:40:53