16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

'PKK, El Kaide'den sonra en tehlikelisi'

ABD Büyükelçisi Ross Wilson, Avrupa'daki PKK operasyonlarında Türkiye ile Amerika'nın çalışmalarının etkili olduğunu söyledi. 5 gazetenin dış politika yazarlarının sorularını cevaplayan Wilson, PKK'ya yönelik çalışmalarının Ocak 2005'te başladığını anlattı.

Wilson: PKK, El Kaide'den sonra en tehlikeli örgüt

Yapılanların 'şov' diye eleştirildiğini ifade eden Wilson, bu girişimler sayesinde bazı Avrupa ülkelerinin gizli yazışmalarında PKK için "El Kaide'den sonra en tehlikeli ikinci terörist örgüt" denildiğini vurguladı. Avrupa'nın daha önce konuya böyle yaklaşmadığını belirten Büyükelçi, "Yaşananlar, Edip Başer ile Joseph Ralston arasında 'sağırlar diyaloğu' olmadığının göstergesi." şeklinde konuştu.

Büyükelçi Wilson, sözde soykırım tasarısından Kerkük'e kadar birçok konuda görüşlerini açıkladı. PKK ile mücadelede çok yakında başka sonuçların da görüleceğini kaydeden Wilson, Avrupa'da yakalanan teröristlerin iadesini sağlamak için de Türkiye'ye her türlü desteği vereceklerini söyledi. "Belçika teröristleri yakalıyorsa, neden aynısını ABD Irak'ta yapmıyor?" sorumuza ise Büyükelçi Wilson, bu çelişkili durum için önce Avrupa ülkeleri ile Irak'taki kendi durumlarının aynı olmadığını ifade etti ve şöyle dedi: "Avrupa ülkeleri kendi topraklarındaki terörist faaliyetlere karşı polis gücüne sahip. Biz ise Irak'ta bulunsak da orada polis otoritesine sahip değiliz." Kuzey Irak'taki terörist liderlerin iadesi tekrar hatırlatılınca Wilson bu kez şöyle konuştu: "İade etmek için önce onları yakalamanız, sonra tutuklamanız, daha sonra da Irak ile Türkiye arasındaki anlaşmalar çerçevesinde hareket etmeniz gerekir. Her şeyden önce teröristleri ele geçirmelisiniz."

Tasarı çıkarlarımıza zarar verir

Uluslararası toplumun uyarılarına rağmen Bush yönetiminin neden Kerkük'teki referandumda ısrar ettiği sorusuna cevap veren Wilson, şöyle konuştu: "Herkes bunun hassas bir konu olduğunun farkında. Ama baştan beri ABD'nin pozisyonu, Kerkük gibi kritik konularda kararı Iraklıların vermesi yönünde. 2006'da Irak hükümeti kurulduğunda Irak Anayasası'nın gözden geçirilmesi ilke olarak kabul edilmişti. Süreç gecikti. Buna göre Irak yönetimi, anayasayı değiştirebilir, referandumdan vazgeçebilir. Anayasa değişmese de referandum yapılır mı ya da ertelenir mi? Şu anda bunlar belirsiz. Ama bunlar, Iraklıların karar vereceği konular."

Amerikan Kongresi'nin gündemine gelmesi beklenen sözde soykırım tasarısını da değerlendiren Büyükelçi Wilson, tasarının kabulünün ABD'nin Türkiye'deki çıkarlarına büyük zarar vereceğini ve iki ülkenin de bundan olumsuz etkileneceğini söyledi. İki ülkenin PKK, Irak, Afganistan, İran, AB, Ortadoğu barışı, enerji, Kıbrıs şeklinde devam eden uzun bir liste üzerinde ortak çalıştığını belirten Wilson, şimdiki ve önceki yönetimlerin bu değerlendirme ışığı altında benzer çabalara karşı çıktığını vurguladı. Yönetimin tasarının Kongre'ye gelmemesi, gelirse geçmemesi için çalıştığını belirten Wilson, önceki dönemlere göre Kongre ve Beyaz Saray'ın farklı partilerde olmasından kaynaklanan farklar olduğunu dile getirdi.

En kötü senaryoda, tasarının kabul edilmesinin ne gibi sonuçlar doğuracağı ve buna karşı neler yapılması gerektiği hakkında ise Wilson şunları söyledi: "Öncelikle bu girişimin yasal bir bağlayıcılığı yok. Dış politika, anayasamıza göre Başkan'ın yetkisinde. Kongre sadece fikrini ifade etmiş oluyor. En kötü senaryoda bile yönetim Türkiye ile güçlü ilişkileri sürdürecektir. Bunu önlemek için Türk devlet adamlarının ve sivil toplum temsilcilerinin Washington'a ziyaretleri önemli. Ayrıca 2005'te Türk hükümetinin çok olumlu girişimi gibi, Ermenistan ile sorunları çözme iradesinin ortaya koyulması da Kongre'yi etkileyecektir."


zaman
Yayın Tarihi : 8 Şubat 2007 Perşembe 09:52:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?