25
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

Şahin'den tartışılan sözler

Muhalefet ayaklandı

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in "Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara’dan geçiremiyor" sözleri Başkent'i karıştırdı. Şahin'in bu sözleri nedeniyle, muhalefet belediyeleri üzerinden seçmenlere oy şantajı yapmakla suçlandı. Harekete geçen CHP, soru önergesi verdi. MHP ise açıklamayı itiraf kabul etti.


Muhalefet milletvekilleri, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in, “Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara'dan geçiremiyor. O nedenle, halkıyla, hükümetiyle, devletiyle barışık mahalli yöneticiler işbaşında olursa bizim sorunlarımız daha çok çözülür” yönündeki sözlerini, soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı.

Şahin'in açıklamasıyla ilgili MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü ve CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, TBMM Başkanlığına ayrı ayrı soru önergesi sundu.

MHP'li Şandır, soru önergesinde, Adalet Bakanı Şahin'e, “Mahalli seçimler öncesinde vatandaşları tehdit mi ediyorsunuz? Bu açıklamayı siyasi etik açısından doğru buluyor musunuz?” sorularını yöneltti.

Hükümetin, Ak Parti'li olmayan belediyelerin işlerinin yapılmaması için bir karar alıp almadığını soran Şandır, “Açıklamanızdan sonra 2B arazileri, AKP'li yandaşlarınıza verilecek gibi bir kanaat oluştu. Bunu düzeltecek misiniz? Açıklamanızın Adalet Bakanı olarak, seçim yasalarına uygun olduğunu düşünüyor musunuz?” dedi.

“İSTİFAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?”

CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner de Adalet Bakanı Şahin'in yanıtlamasını istediği soru önergesinde, “Bu açıklamanızla 29 Mart seçiminde, yurttaşlarımızın özgür iradeleriyle tercihlerini ortaya koymalarının önüne geçmeyi mi amaçladınız? Yurttaşlarımızın iktidar partisine oy vermemeleri halinde, hizmet alamayacağını ifade etmeniz, temsil ettiğiniz Adalet Bakanlığı makamına olan güveni zedeledi. İstifa ederek, kamuoyunun endişelerini gidermeyi düşünüyor musunuz?” sorularını yöneltti.

CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şu sorulara yanıt vermesini istedi:
“Bu açıklama, demokrasi ile bağdaşıyor mu? Seçimlere yaklaşık 1 ay kala, iktidar olanaklarıyla vatandaşların oylarının iktidar partisinin adaylarına yönlendirilmeye çalışılması etik mi? İktidarınız döneminde, hangi belediyelerin hangi projelerine engel çıkarıldı? Partinizin yönetimde olduğu belediyelerin Hazine ve İller Bankasına borcu ne kadar? Partinizden seçilen belediye başkanları hakkında, soruşturma açılması için kaç dosya geldi, kaç dosya için soruşturma izni verildi?”

“ARTIK O KOLTUKTA OTURMAMALI”

CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ise, Şahin'in yanıtlamasını istediği soru önergesinde, hangi belediyelerin, Hükümet ile iyi geçinemediğini ve hangi projelerinin Ankara'dan geçirilmesine engel olunduğunu öğrenmek istedi.

Köse, “Böyle sözlerin gelişmiş başka bir ülkede, bir Bakan tarafından söylenmesi halinde ne gibi sonuçlar ortaya çıkar? Orada ortaya çıkan sonuçlar gibi davranmayı düşünüyor musunuz? Bu sözler, bireysel görüşünüzü mü yansıtıyor yoksa Hükümet politikası olarak değerlendirilebilir mi?” diye sordu.

“ADALETSİZ ADALET BAKANI...”

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise yaptığı yazılı açıklamada, Şahin'in, “Muhalefet partilerine oy vermeyi düşünen vatandaşları açıkça tehdit ettiğini, demokrasiden nasibini almadığını ve adaletsiz Adalet Bakanı olduğunu bir kez daha gösterdiğini” kaydetti.

Ersin, Şahin'in açıklamalarının, “Cezalandırma ve baskının ülke genelinde yapıldığının ve muhalefet partilerine oy veren vatandaşları, Ak Parti'ye biata zorladığının itirafı” olduğunu ileri sürerek, “Şahin, demokrasi dışı, hak ve adaletle bağdaşmayan gözdağı ve tehdit içeren sözlerinden sonra, artık o koltukta oturmamalıdır” görüşünü dile getirdi.

MUSTAFA ÖZYÜREK- CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI:

“Zaten fiili durum buydu. Bir bakan bunu açıkça söylemiş oldu AKP’nin partizanca davrandığını hepimiz biliyoruz; muhalefet belediyelerine baskı uygulandığı imzasız şikayetleri bile dikkate alıp müfettiş gönderdiğini biliyoruz. Kendi belediyelerinde olup biteni ise görmezden geliyor.

Muhalif belediyelerin projelerine geçit vermiyor; engel oluyor; projeleri onaylanmıyor; finansman kolaylığı sağlanmıyor; ama kendi belediyelerinin talepleri hızlı şekilde sonuçlandırılıyor.

Örneğin Mersin Belediyesi’nin raylı ulaşım projesine onay verilmedi. Gerekçe olarak merkez nüfusunun bir milyonun altında olması gösterildi. Oysa Samsun Belediyesi’nin nüfusu Mersin’den çok daha düşük olmasına karşın, Samsun’un raylı ulaşım projesine onay verildi.

Seçim arifesinde Adalet Bakanı tarafından yapılan bu açıklama, hukuk ve demokrasiyle bağdaştırılamaz. Seçmene muhalefete oy vermeyin, projelerini yapamazlar. Çünkü biz Ankara’dan engelleriz, demektir. Demokrasinin, hukukun ayaklar altına alındığı seçim dönemi yaşanmadı böylesine. Bir adalet bakanının açık açık ifade etmesi, seçmen iradesine ambargo koymaktır. YSK harekete geçmelidir ama daha önce YSK’nın aldığı kararları da dinlememişlerdir. Hiçbir organ çalışamaz hale geldi. Hukuk devleti AKP eliyle yok edilmiştir. Ama ahlakımız dinlemeyecektir, inancı doğrultusunda oylarını kullanacaktır. Demokrasinin hukukun bu kadar ayaklar altına alındığı bir seçim dönemi yaşanmamıştı bu çok vahimdir. Bir adalet bakanının hukuktan adaletten sorumlu bir bakanın açık demeç vermesi seçmenin iradesine ambargo koyma anlamına gelmektedir.”

MHP: ŞANTAJIN İTİRAFI

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in sözlerini “Belediyeler arasında ayrımcılık yaptıkları ortaya çıktı. Bu sözler ayrımcılık yaptıklarının itirafıdır” şeklinde değerlendirdi. Vural, Başbakan Erdoğan’ın seçim mitingleri için kamu kaynaklarını kullanmasını esefle karşıladıklarını belirterek “Gittiği yerde oyuncak dağıtıyor, oyuncakçı başbakan milletin oyuyla oyun oynuyor” dedi.

Vural Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin soruları üzerine Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in Antalya’da söylediği sözlere tepki gösterdi. Bakan Şahin’in sözlerinin taşıdığı sıfatla bağdaşmadığını kaydeden Vural “Bu kadar kayırmacılığı, bu kadar tehdidi ve şantajı, makul görüyorsa adaletin düştüğü durum gerçekten hazin demektir. Yüz karası bir durumla karşı karşıyayız. Adalet Bakanı sıfatına yakıştıramıyorum. Bir de partinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi. Sizin nereniz adaletle ilgili? Herkese 'eşit hizmet götürüyoruz' diyordunuz, burada belediyelerde ayrımcılık yaptıkları ortaya çıktı. Bu bir ayrımcılık itirafıdır.” dedi.

Anayasaya göre genel seçimlerde Adalet, Ulaştırma ve İçişleri Bakanları’nın istifasının gerektiğini ifade eden Oktay Vural, Adalet ve İçişleri Bakanları’nı seçim döneminde güçlerini yerel yönetimler üzerinde baskı kurmak için kullanmakla suçladı. Vural, “Baskı, tehdit, şantaj ve rüşvetle bu seçimlerde seçmen takdirini, etkilemek istemektedirler. Bu demokrasi suçu ve ayıbıdır. Bir Adalet Bakanı içinse sıfatıyla mütenasip olmayan bir ifadedir. Ancak bu millet herkese haddini bildirecek” diye konuştu.

Seçim dönemlerinde yapılan yardımların iktidarın vatandaşa bakış açısını ortaya koyduğunu, AKP’nin vatandaşı 2’nci sınıf olarak gördüğünü kaydeden Vural “Vatandaş bunlara pabuç bırakmayacak” dedi.

“OYUNCAKÇI BAŞBAKAN OYUN OYNUYOR”

Bir başka soru üzerine Vural, Başbakan Erdoğan’ın seçim mitingleri için kamu kaynaklarını kullanmasını da eleştirdi. Başbakan Erdoğan’ın kamu kaynaklarını siyasi amaçları için kullanmaktan çekinmediğini, bu konuda hiçbir etik ölçüsünün olmadığını söyleyen Vural şöyle konuştu:

“Bu seçim döneminde, seçimden önce de ilçe kongrelerine bile başbakanlık uçağıyla gidiyordu. İlçe kongrelerinde bile başbakanlığın kullandığı otobüsü ve helikopteri kullanıyordu. Bu başbakan Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı. AKP İlçe kongrelerinin, AKP seçim propagandasının başbakanı değil. Bu milletin vergileriyle siyasi partilere hazine yardımı yapılıyor ve seçim dönemlerinde de bu hazine yardımı iki üç kat oranında artırılıyor. Bu para yetmiyor mu sana Sayın Başbakan? Uçağı, helikopteri, kamu imkanlarını kullanıyorsunuz, kamu görevlilerini zorluyorsunuz. Kamu görevlilerinin seçmenler üzerinde baskıları başlamıştır. Başbakan’ın kamu imkanlarını kullanarak seçim propagandası yapmasını esefle karşılıyorum.”

Başbakan Erdoğan’ın gittiği yerlerde oyuncak dağıttığını da söyleyen Vural “Bir zamanlar ‘benim balonlarım vardı’ diye bir şey vardı. Oyuncakçı başbakan milletin oylarıyla da oyun oynar hale geliyor. Bu vicdanları yaralamaktadır. Sayın Başbakan’ın bu imkanları da kullanması da adalet ölçülerinin, etik ölçülerin hangi seviyede olduğunu ortaya koyması bakımından da son derece ilginçtir.” diye konuştu.

ŞAHİN KENDİSİNİ SAVUNDU

Bakan Şahin ise tartışmaya yol açan konuşmasının başında yerel yönetimlerin proje üretmede eksik olduklarını vurgulamak istediğini belirterek şöyle konuştu:
"Biz herkesin hükümetiyiz. Bana hiçbir muhalefet partisi belediye başkanından şu konuda bize yardımcı olur musunuz diye bize hiçbir talep gelmedi. Buna üzülüyorum."

 

 


 

AA
Yayın Tarihi : 23 Şubat 2009 Pazartesi 20:12:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?