16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

Savaş gemileri Kıbrıs açıklarında

Türkiye savaş gemilerini Kıbrıs açıklarına gönderdi ...

Rumların petrol çıkışının ve Kıbrıs'ta artan gerilimin ardından Türkiye savaş gemilerine Kıbrıs açıklarına gönderdi. 

Büyükanıt: Kıbrıs açıklarında yeni bir görevlendirme yok

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Kıbrıs açıklarında yeni bir askeri görevlendirmenin olmadığını açıklandı. 

Büyükanıt: "Devamlı devriye gezen gemilerimiz var" 

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile görüşmek için Dışişleri Bakanlığına geldi.

Dışişleri Bakanı Gül, Orgeneral Büyükanıt'ı bakanlık kapısında karşıladı.

Orgeneral Büyükanıt Bakanlığa girişte, Rum yönetiminin petrol arama girişimlerine karşı Türkiye'nin kararlılığını göstermek amacıyla Doğu Akdeniz'e savaş gemileri gönderdiğine ilişkin haberin hatırlatılması üzerine, "Doğu Akdeniz ve Ege'de zaten devamlı görev yapan, devriye gezen gemilerimiz var. Dışişleri Bakanlığı ile müşterek çalışmalarımız var. Bizim yeni gemi göndermemize ihtiyaç yok" dedi.


Türkiye Kıbrıs açıklarına savaş gemileri gönderdi

NTV televizyonu Türkiye'nin Kıbrıs açıklarına savaş gemileri gönderdiğini duyurdu.

Rumların Kıbrıs açıklarında Mısır ve Lübnan'a petrol araması için izin vermesi sonrasında patlak veren kriz üzerine Türkiye'nin kararlılığı sergilemek amacıyla Kıbrıs açıklarına savaş gönderdiği belirtiliyor.

NE OLMUŞTU?

Bir süre önce Rum yönetimi KKTC karasuları dahil ada çevresini 13 bölgeye ayırarak petrol ve doğal gaz aramak amacıyla ihale kararı almış, daha sonra da Lübnan ve Mısır'a lisans çıkartmıştı.

Türkiye söz konusu ülkeleri uyararak bu lisansı tanımadığını belirtmişti. Ankara Lübnan'a gönderdiği sert mesajda "Akdeniz'de kıyısı olan ülkelerin haklarını ihlal eden tutum içine giriyorsun bunun yükü ağır olur" demişti.

Benzer bir uyarı da Mısır'a yapılınca Mısır'da ileri adımları atmaktan kaçınmıştı.

DIŞİŞLERİ UYARMIŞTI

Dışişleri Bakanlığı önceki gün Doğu Akdeniz'de petrol aramak isteyen Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimini "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de çıkarlarını korumakta kararlıyım" sözleriyle uyarmıştı.

Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Rum Kesimi'nin Doğu Akdeniz'de petrol-doğal gaz araştırmasıyla ilgili verdiği ruhsatların hükümsüz olduğunu belirterek, bu ruhsat çerçevesinde Akdeniz'de araştırma yapmak isteyecek ülke ve şirketleri şöyle uyarmıştı: "Türkiye, Doğu Akdeniz'de çıkarlarını korumakta kararlı olup, bunların aşınmasına yönelik teşebbüslere müsaade etmeyeceğiz. Dışişleri Bakanlığı, 19 Ocak'ta Lübnan'da yayınlanan Nehar gazetesinde Türkiye'nin Lübnan'a sert bir protesto ilettiği yönündeki haberin yankı bulması üzerine dün konuyla ilgili bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, 2003'ten itibaren Doğu Akdeniz'deki ülkelerle deniz yetki alanlarını ilgilendiren ikili anlaşmalar yapma gayretlerini arttığı kaydedildi. Doğu Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'nin hakları olduğuna dikkat çekilen açıklamada bu hak ve çıkarların aşınmasına dönük girişimlere izin verilmeyeceği vurgulandı.

Bu doğrultuda, Türkiye'nin itirazına rağmen Mısır ile Kıbrıs Rum Kesimi arasında 17 Şubat 2003'te imzalanan münhasır ekonomik bölge sınırlandırma anlaşmasının Türkiye tarafından tanınmadığının hem Mısır nezdinde hem de Birleşmiş Milletler'de kayda geçirildiği belirtilen açıklamada, Mısır'la bu konudaki temaslar devam ettiği kaydedildi.

Lübnan ile Rum kesimi arasında konuyla ilgili müzakerelerin yürüdüğü sırada Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ve Dışişleri Bakanlığı'nın uyarıldığı ve "böyle bir anlaşma yapılmayacağı" yanıtı alındığına dikkat çekilen açıklamada, "Ancak, söz konusu anlaşmanın 17 Ocak 2007 tarihinde imzalandığı öğrenilmiş olup, Lübnan makamlarından anlaşmanın mahiyeti hakkında izahat istenmiş, her hal ve karda böyle bir anlaşmanın yürürlüğe konulmaması talep edilmiştir." 

Talat, Rum Kesimine tepkili

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, "Kıbrıs'ta yasal bir yönetim, yasal bir hükümet yoktur. Dolayısıyla yasal olmayan bir hükümetin komşu ülkelerle petrol konusunu görüşmesi ve tek başına anlaşmalar bağlaması kabul edilebilir bir durum değildir" dedi.

Talat, Swissotel'de gazetelerin dış politika editörleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Mehmet Ali Talat, basın mensuplarının, "Kıbrıs Rum yönetiminin komşu ülkelerle petrol arama anlaşmaları yapmasını nasıl değerlendirdiğinin" sorulması üzerine, Kıbrıs Rum tarafının bu konuyu tek yanlı bir girişimle başlattığını söyledi.

Talat, Kıbrıslı Türklerin de ortak olması gereken bir zenginliğe Kıbrıslı Rumların tek taraflı sahip çıkması sonucunda, konunun bu noktaya geldiğini ifade ederek, Akdeniz'in yarı kapalı bir deniz, adeta bir göl olduğunu hatırlattı. KKTC Cumhurbaşkanı Talat, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bütün Akdeniz'e kıyısı bulunan ülkeler ve özellikle yakın ülkeler, münhasır ekonomik bölge anlaşmalarında ve tartışmalarında taraf olmak durumundadır. Dolayısıyla Türkiye'nin açıkça ortaya koyduğu bu konular, görüşülerek ele alınmalıdır. Birlikte ele alınması yaklaşımı doğru bir yaklaşımdır. Kaldı ki Kıbrıs Rum yönetimi, Kıbrıs'ı bir bütün olarak temsil etmemektedir. Kıbrıs'ta yasal bir yönetim, yasal bir hükümet yoktur. Dolayısıyla yasal olmayan bir hükümetin komşu ülkelerle petrol konusunu görüşmesi ve tek başına anlaşmalar
bağlaması kabul edilebilir bir durum değildir. Biz bunu ortaya koyduk, Türkiye de bunu ortaya koydu. İlk tepki benden gelmişti. Bu kararın gerginliğe yol açabileceğini ifade etmiştim. Kıbrıs Rum tarafı savaş tehdidi olarak algılamış ve epey gürültü çıkarmıştı. Halbuki bu bir savaş tehdidi değildi, sadece bir uyarıydı. Barışın kurulması ve mevcut olanın korunması için gayret gösteren bir kişi, politikacı olarak bunu bir görev olarak görüp uyarıda bulunmuştum. Hemen arkasından Rum yönetimi anlaşmalar imzaladı.İşler gerginleşme noktasına geldi."

LÜBNAN'DAKİ SİYASİ BOŞLUK-

Kıbrıs Rum tarafının açıklamalarında, "Kıbrıslı Türklerin hiçbir hakkının olmadığını, Türkiye'nin de hiçbir şekilde bu işe karışamayacağını" belirttiğini hatırlatan Talat, Rumların açıklamalarında kendilerini egemen, dört dörtlük, her şeyiyle tam bir ülke olduklarını ifade ettiklerini anımsattı. Talat, bu açıklamaların doğru olmadığını ifade ederek, "Rum yönetiminin Kıbrıs Türklerinin olmadığı bir ortamda anlaşmaları bağlaması kabul edilemez. Biz bunu reddettik. Herhangi bir şekilde kabul etmemiz de söz konusu değildir" diye konuştu. Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Rum yönetimiyle petrol konusunda anlaşmalar yapan Lübnan, Mısır, İsrail gibi ülkelerin bu anlaşmaları askıya aldığı yolunda çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine de şunları kaydetti: "Onu bilmiyorum. Tabii Kıbrıs Rum tarafı biraz da Lübnan'daki siyasi boşluğu değerlendirdi ve bu anlaşmayı bağladı. Lübnan savaştan yeni çıkmış, hükümet oluşumunda ciddi sorunlar yaşayan bir ülke. Onu bu dönemde yakalayıp böyle bir anlaşmayı bağlamış, bu bir gerçek. Yalnız Mısır'ın anlaşmayı askıya alması
konusunu bilmiyorum...

'2003'te petrol gemisini kovduk'

Lübnan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin Doğu Akdeniz'de petrol ve gaz arama çabalarına Türkiye sert tepki gösterirken KKTC Eski Dışişleri Bakanı Denktaş, 2003'te, denizde petrol ve gaz arayan yabancı bir araştırma gemisinin, Kıbrıs açıklarından kovulduğunu açıkladı.

Kıbrıs Rum Yönetimi ile Lübnan'ın Doğu Akdeniz'de petrol arama çalışmaları yapacağına ilişkin açıklamalara Dışişleri Bakanlığı'nın sert tepki vermesinin ardından, 2003 yılında petrol arayan yabancı bir araştırma gemisinin Türk savaş gemileri tarafından kovulduğu ortaya çıktı. Eski KKTC Dışişleri Bakanı ve Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş, Annan Planı'nın görüşüldüğü 2003 yılında denizde petrol arayan yabancı bir geminin Türk savaş gemileri tarafından Kıbrıs açıklarından kovulduğunu söyledi. Konunun o zaman kamuoyuna açıklanmadığını kaydeden Serdar Denktaş şöyle konuştu: "Açıklanmıyor bu basına. 2003'te tam o Annan Planı döneminde, Mısır Anlaşması gündeme geldiğinde sadece Annan Planı içerisinde bu anlaşmaya itiraz hakkı kullanılıyor ama mesele haline getirilmiyor. Çünkü o günlerde karar, 'Annan Planı görüşülmektedir, bir adım önde olacağız, sorun çıkartmayacağız' şeklindeydi. Benzeri bir anlaşma Lübnan'la yapılıyor ama bu kez seçim yılına denk geldiği için olay basına yansıyor. Notalar veriliyor, savaş sebebi olur çağrısı yapılıyor.'' Denktaş, Kıbrıs Rum Kesimi'nin, Mısır'la 2003 yılında yaptığı denizde petrol arama anlaşmasına gerektiği kadar tepki gösterilmediğini ve bu anlaşmanın, Annan Planı tartışmalarının gölgesinde kaldığını, Rum Kesimi'nin Lübnan'la geçen hafta yaptığı benzer anlaşmaya ise "Türkiye'de seçim yılına denk geldiği için" nota verildiğini ve savaş sebebi sayıldığını savundu. Denktaş, Kıbrıs Genç TV'de yayınlanan bir programda yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum yönetiminin, geçtiğimiz günlerle Lübnan'la imzaladığı denizde petrol ve doğalgaz arama anlaşmasının bir benzerini 2003'te Mısır'la da yaptığını anımsatarak o zaman konuyu gündeme getirdiğinde ''gülümsenerek'' bakıldığını ve ciddiye alınmadığını ileri sürdü. Denktaş, o dönemde yabancı bir araştırma gemisinin Türk savaş gemilerince bölgeden kovulmasının kamuoyuna açıklanmadığını ifade etti. Denktaş, "Yani bu işin bugüne kadar ortaya çıkmamasının sebepleri arasında dönemin Türkiye hükümeti de mi var diyorsunuz" sorusu üzerine, "Tabi, tabi. Bu konuyu gündeme getirdiğimizde 'aman fazla irdelemeyin' diye haber geldi, bizde irdelemedik" dedi.


ntv/aa
Yayın Tarihi : 1 Şubat 2007 Perşembe 10:58:36
Güncelleme :1 Şubat 2007 Perşembe 11:52:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?