Seçimlerin ön cephesi İstanbul

Yerel seçimlerin ön cephesi İstanbul

İstanbul'daki yerel seçim çalışması Erdoğan-Kılıçdaroğlu düellosuna dönüştü. Kılıçdaroğlu'nun iddialarına Topbaş yerine sürekli Erdoğan'dan yanıt gelmesi seçim tansiyonunu yükseltti.

Partilerin adaylarının belli olmasıyla birlikte 29 Mart'ta yapılacak yerel seçim çalışmaları da hız kazandı. Muhalefet seçimi iktidarı sorgulama platformuna dönüştürmek isterken, bu yöndeki tartışmaların önüne geçmek isteyen AK Parti'de ise hesaplar 22 Temmuz'da alınan oy oranının (yüzde 46,6) üzerine çıkmak üzerine kuruldu. Seçimde gözlerin çevrildiği büyükşehirlerden DTP Diyarbakır, CHP İzmir, AK Parti ise Ankara ve İstanbul "kalesi"ni rakiplere kaptırmamak için tüm kozlarını açarken, "seçim savaşının ön cephesi" ise Başbakan Tayyip Erdoğan'ın özel önem verdiği İstanbul'a açıldı.
CHP İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın karşısına Kemal Kılıçdaroğlu'nu çıkarınca seçim çekişmesi de çabuk başladı. Gündeme getirdiği "yolsuzluk" dosyaları ve belgelerle AK Parti'den Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat'ı koltuğundan eden Kılıçdaroğlu, seçim startını verdiği gün karşısında Topbaş'tan önce Başbakan Tayyip Erdoğan'ı buldu. Kılıçdaroğlu'nun rakibine yönelik eleştiri ve iddialarının hepsine Erdoğan yanıt verme gereği duyunca, "Kılıçdaroğlu'nun gizli rakibi Erdoğan mı?" sorusu da gündeme geldi. Erdoğan'ın çıkışları, "Topbaş'ın Kılıçdaroğlu'nun iddiaları karşısında yetersiz kaldığı, Başbakan'ın da bu nedenle devreye girme ihtiyacı hissettiği" yorumlarına da neden oldu.

Düello kızışıyor
İstanbul'daki seçim yarışı başlayalı henüz kısa bir süre olmasına rağmen "Erdoğan Topbaş'a kalkan oldu" dedirten karşılıklı düello süreci şöyle gelişti:
İstanbul'da seçim startını ocak ayının son haftasında veren Kılıçdaroğlu'nun ilk demeci, "Çizmelerimi giyip İstanbul'un varoşlarına gezeceğim" oldu. Kılıçdaroğlu'na Meclis kürsüsünden seslenen Erdoğan ise İstanbul'da çöp ve çamur sorununu belediyeyi aldıkları 1992'den sonra ortadan kaldırdıklarını öne sürerek "16 yıl geç kaldın. İstanbul'da çöp ve çamur mu kaldı. Kılıçdaroğlu'nu İstanbul'un bir köşesine koysan seni şurada bekliyoruz desen adres bulamaz" dedi. Erdoğan'ın bu salvosuna ise Kılıçdaroğlu Altınşehir'in çamurlu sokaklarından karşılık verdi: "İstanbul'a yolumuzu bulmaya değil, hırsızlıkları bulmaya geldik. İstanbul'da çamur ve çukur yoksa Dilara nasıl öldü. Altınşehir'in çamurlu sokaklarında şimdiden bir ayakkabı eskittik."
İstanbul'da panoromik müze açılışında da es geçmediği Kılıçdaroğlu'nun sık sık gaflar yaptığını, Şile'ye Şili dediğini öne süren Erdoğan, Boğaz'daki tüp geçit çalışmalarını da hatırlatarak "Arzu edersen o tüpü sana da gösteririz" ifadesini kullandı.

Yolsuzluk iddiaları
Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'a yönelik yolsuzluk iddiaları da Erdoğan'ın öfkesini çekti. "İstanbul yolsuzluk dosyaları açısından bereketli bir alan" iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu'na cevap yine Topbaş'tan önce 4 Şubat'taki Ankara adayları tanıtım toplantısında konuşan Erdoğan'dan geldi: "Koymuşlar İstanbul'a ithal bir aday, elimde yolsuzluk dosyaları var diye ortalıkta geziniyor. Varsa elinde bir belge savcılara ilet." Topbaş dosyalarını açacağını belirten Kılıçdaroğlu'nun ilk kılıç darbeleri ise Topbaş ailesine ait Saray Muhallebicileri ile ilgili iddialar ve "Metrobüsleri kaça aldın? İstanbul'a 15 yılda 150 milyar dolar harcandı. Bu paralar nereye gitti" soruları oldu. "Niye bana Topbaş yerine Başbakan yanıt veriyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Cesaretin varsa istifa et karşıma çık" dediği Erdoğan'a da "Ekrem Tosun kimdir? Bu kişi Erdoğan ailesinden birilerinin temsilci midir değil midir?" sorusunu yöneltti. Bu soruya hayli sinirlenen Erdoğan böyle birini tanımadığını öne sürerek "Tanımıyorum, bilmiyorum. Ne kanımda, ne nesebimde hiç tanıdığım, bildiğim birisi değildir. Söyle bakıyım da ben de tanıyayım" yanıtını verdi.
Şimdi, yaklaşık iki aylık seçim maratonunda Erdoğan-Kılıçdaroğlu düellosunun daha da tırmanıp tırmanmayacağı merakla bekleniyor.