22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Şehit cenazesine gidemedik...

DEMOKRATİK Toplum Partisi (DTP) eski Genel Başkanı Yardımcısı ve Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Aysel Tuğluk, şehit askerlerin cenazelerine katılmak istediklerini, ancak ön yargılardan ve gösterilecek tepkiler nedeniyle katılamadıklarını belirterek, “Kendimizi Türk halkına anlatamadık'' dedi.

Meclis'e girmeleri halinde 16 yıl önce Leyla Zana'nın Kürtçe yemin etmesi ile yaşanan olayların bir daha yaşanmayacağını da ifade ederek Aysel Tuğluk, “Leyla Zana’ya o dönemde o koşullar Kürtçe yemini dayatmış olabilir. Ama bugün Türkiye değişti, toplum değişti. Duyguyu değil, aklı ön plana çıkaracağız'' dedi.


DTP'nin 22 Temmuz seçimlerinde Diyarbakır'da desteklediği 4 bağımsız milletvekili adaylarından biri olan Aysel Tuğluk, seçim gezilerinin kent merkezi ve köylerde aralıksız sürdürüyor. Seçmenlerin kapısına giden Tuğluk, demokratik bir cumhuriyetin mücadelesini vermek için oy ve destek istediklerini söyledi. Mazlum- Der ve Kardelen Kadın Evi'ni ziyaret eden Aysel Tuğluk'tan seçmenler özellikle barışın sağlanması ve silahların susturulması için mücadele etmelerini istedi. Diyarbakır'ın Gözeli Köyü'ne giden ve burada büyük coşku ile karşılanan Aysel Tuğluk, seçmenlere bütün sorunların temelinde yatan Kürt sorununun çözümü için mücadele etme sözü verdi. DHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Aysel Tuğluk, siyasette kadınlara DTP'nin diğer partilere göre fazlasıyla yer verdiğini savunarak şöyle dedi:


“Seçilebilecek yerlerde toplam 35 milletvekili adayı gösterildi. Bunlardan 10'u kadın adaylardan oluşuyor. Biz kadının siyasetteki yerine inanan bir politika üretiyoruz. Seçmenler bizden iş, aş ve fabrikadan önce Kürt sorununun çözümünü istiyor. Analar gözyaşlarının dinmesini istiyor. Akan kanın durdurulmasını istiyor. Bunu başarırsak diğer sorunlar kendiliğinden çözülür.''

“16 YIL ÖNCE YAŞANANLAR YAŞANMAYACAK''


TBMM'ye 16 yıl sonra yeniden girme şansını yakaladıklarını anlatan Aysel Tuğluk, 1991 yılında Layla Zana’nın Kürtçe yemin etmesi ile yaşanan olayların bir daha yaşanmayacağını söyledi. Tuğluk, şöyle devam etti:


“Biz Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadele edeceğiz. Yaklaşımımız gerginleştirici, tahrik edici değil, birleştirici, bütünleştirici ve uzlaşmacı bir yaklaşım olacaktır. Hasasiyetler üzerine politika yapmayacağız. CHP ve AKP’nin dillendirdiği bir takım hassasiyetler üzerine politika tarzını oluşturmayacağız. Leyla Zana, Kürtçe yemini ettiği zaman Kürt dili büyük bir baskı altındaydı ve yasaktı. Kürtçe'nin var olduğunu göstermek için o koşullar ona Kürtçe yemini dayatmış olabilir. Ama şu anda biz bir çözüm aşamasına geldiğimize inanıyoruz. Farklı koşullardayız, toplum, Türkiye değişti. Bir takım gelişmeler yaşandı. bunları esas alan sağduyulu ve mantıklı bir politika izleyeceğiz. Duyguyu değil, aklı öne alacağız.''



“ASKER ANASININ ACISINI PAYLAŞMAK İSTİYORUZ''


Hem çatışmada şehit düşen asker hem de ölen terörist için aynı acıyı duyduklarını söyleyen Aysel Tuğluk, şehit askerlerin cenazelerine katılmak ve annelerinin acılarını paylaşmak istediklerini ancak kendileriyle ilgili önyargı bulunduğunu söyledi. Aysel Tuğluk, şunları söyledi:


“Bu ön yargılardan kaynaklı acımızı paylaştığımızı ifade edemiyoruz. Bu acıyı yaşayan asker analarına ulaşamıyoruz. Ulaşmak isteriz, onlara ne yapmak istediğimizi anlatmak isteriz. Biz bu topraklarda acıların yaşanmaması için çok çaba sarf ettik. Ama Türk halkına bunu anlatamadık. İnanıyorum Meclis’te bunu aşacağız. Amacımızın birlik ve bareberlik olduğunu söyleyeceğiz. Kendimizi daha doğru anlatacağız Türk halkına bunun fırsatını yakalacağız.''

APO'YA AF VAADİ


Tuğluk, Türk toplumu ile mutlaka duygudaşlığı yakalamak ve empati yapmak zorunda olduklarını anlatırken, Kürtlerin de yaşadıkları hassasiyet ve duygular olduğunu söyledi. Tuğluk, “İki tarafın birbirlerini anlamaları gerekir. Bizim seçmenimiz uzlaşmayı, barışı en çok istemiş ve bunun için mücadele etmiştir'' dedi.


DTP'nin Diyarbakır’da desteklediği 4 milletvekili adayının vaadleri arasında siyasi genel af bulunduğunu hatırlatan Aysel Tuğluk, sorunun nedenleri ortadan kaldırıldığında geçmişte yanlış politikalardan kaynaklı çıkan sonuçları gidermek gerektiğini söyledi. Aysel Tuğuk, “Eğer bir barış süreci geliştirilecekse, genel af olası bir barış süreci için olması gereken bir gelişmedir'' diye konuştu.

“SEÇMENE İSİM KAVRATMA ÇALIŞMASI YAPTIK''


Aysel Tuğluk, oy pusulasında yer alacak 31 bağımsız adayın karıştırılmaması için kapsamlı çalışma yürüttüklerini söyledi. Tuğluk, “Seçmenimize isim kavratma çalışması yaptık. Seçmenimiz nerede oturuyorsa, partimizin desteklediği hangi adaya oy vereceğini biliyor. Oy pusulasının çıkmasını bekliyoruz. PusulA çıktıktan sonra ev ev dolaşarak seçmene hangi adaya oy vereceklerini tek tek gösterecek gücümüz vardır. Nereyi işaretleyeceğini göstereceğiz. Sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum. Seçmenimiz çok bilinçlidir'' dedi.

ajanslar
Yayın Tarihi : 11 Temmuz 2007 Çarşamba 13:39:26
Güncelleme :11 Temmuz 2007 Çarşamba 13:39:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yahya KOÇ IP: 88.232.150.xxx Tarih : 11.07.2007 21:31:02
BEN BU YAŞIMA KADAR ÇOOOOKKKK YÜZSÜZ GÖRDÜM AMA BÖYLESİNİ HAYIR GÖRMEDİM.PKK'NIN GONCASI DİYORKİ"ŞEHİT ASKER CENAZELERİNE KATILMAK İSTEDİK AMA ÖN YARGIDAN ÇEKİNDİĞİMİZDEN GİDEMEDİK.ASKER ANASININ ACISINI PAYLAŞMAK İSTEDİK" PALAVRALARINI ATIYOR.PEŞİNDEN EKLİYOR ÇÖZÜM BARIŞ İÇİN GENEL SİYASİ AF.APO DENEN KÖPEĞE AF VAAD EDİYOR.YANİ TİMSAH GÖZYAŞI AKITIRKEN BURNUNU SİLİYOR,ONUDA YÜZÜNE ÇALIYOR.YUAHU AYSEL TUĞLUK'MUSUN,PULLUKMUSUN HER NE KARIN AĞRISI İSEN BİLMEM AMA SİZ KENDİNİZİ KÜRT VATANDAŞLARIN TEMSİLCİSİ OLDUĞUNUZUMU ZANNEDİYORSUNUZ.KÜRTÇE KONUŞMAKLA,KÜRT MÜ ZANNEDİYORSUNUZ.ŞU TOPRAKLARDA YAŞAYAN KÜRT VATANDAŞ BİZDEN DAHA İYİ BİLİR SİZİN KİM TEMSİL ETTİĞİNİZİ.YANİ "ERMENİLERİ" TEMSİL ETTİĞİNİZİ.ÖYLE OLSA İDİ BİR ÇOK 20.000 CİVARINDA KÜRDÜN ÖLÜMÜNE İMZA ATMAZDINIZ.SİZİN PARTİNİZ YEKTEN PKK'YI DESTEKLİYOR.SİZLER ONLARIN RESMİ LİDERLİĞİNİ YAPIYORSUNUZ.DTP OLARAK.BİRDE 16 YIL ÖNCEKİ YEMİN OLAYINDAN DEM VURMUŞSUN.HELE BİR DENEYİN HELE.AKP LİLER SİZİ KURTARIRSA NE ALA (ESAS ABİLERİNİZ ONLAR,SİZDENDE HAİN)YOKSA TBMM'NE GİREMEZSİNİZ EMİNİM.BU HALK SOKMAZ.SİZ;SİZ GİBİ ERMENİ YANDAŞLARINIZA İSİMLERİNİZİ ÖĞRETİN.BÖYLE SOYTARI GİBİ ŞEHİTLERİMİZİN ADINI AĞZINIZA ALMAYIN.TUĞLUK DENEN BAYAN!HAYATTA HEP AKILLI OL,YALAKALIKLA HAYAT YEŞERMİYOR.

Rıza Üsküdar IP: 88.229.183.xxx Tarih : 12.07.2007 04:21:10
Günümüzde de güncelliğini koruyan Türkiye Tarihindeki siyasi iç sorunlar, Osmanlı Devleti Zamanında Batılı devletlerin 19. yüzyıl başlarında ortaya attıkları Şark sorunu ile başlamıştır. Bu sorunun özünde, Batı’’nın 1071 Malazgirt Savaşı’’nın öcünü almak ve Anadolu’’daki Türk-İslam varlığını ortadan kaldırmak istemeleri yatar. Bu istek, önce Balkan ulusları ile Ermeni sorunlarını gündeme getirmiştir. Batılılar, 19. yüzyılın sonlarına doğru Ermeni sorunundan sonra Kürt sorunu da ortaya atarak, yüzyıllardır birlikte yaşadığımız Kürt kardeşlerimizi, kışkırtmaya başlamışlardır. Bu ayrılıkçı düşünceyi yaymak için Kürt dernekleri adı altında amaçlarını gerçekleştirmeye çalıştılar. Bu çaba Cumhuriyet öneminde de devam etti ve bizim önümüze “Kürt sorunu” olarak getirildi. Ben böyle bir sorunun olmadığını düşünenlerdenim. Söz bu noktaya gelmişken, ülkemizde “Kürt sorunu” vardır diyenlere birkaç sorum olacak: Batı’’nın tezgâhladığı bu sözde sorunla, onların ne amaçladıklarının farkında mısınız? Yoksa Talabani ve Barzani gibi ABD uşaklığına soyunarak bu güzelim ülkeyi Irak’’a mı çevirmek istiyorsunuz? Saddam’’ın zulmünden Kuzey Irak’’taki Kürt kardeşlerimizin zaman zaman bize sığındıklarını ve gereken her türlü hizmetlerinin karşılandığını unuttunuz mu? 1980’’li yılların başından itibaren, eli kanlı PKK Terör Örgütü, iç ve dış düşmanlarımız tarafından desteklenerek Türk, Kürt ayırmadan sayısız insanımızı katletmedi mi? Tarihe bir bakarsak: I. Dünya Savaşı’’nda İngilizler, Arabistan Araplarındır kışkırtması ile Araplar, Osmanlılara isyan ettiler de bey mi oldular? Bugün başta Irak ve Filistin olmak üzere ABD ve vahşi Batı’’nın zulmü altında her gün canlarını kaybetmiyorlar mı? Diğer Arap ülkelerinde ise Batı’’nın işbirlikçisi sözde yöneticiler petrol zenginliği ile saltanat sürerken, halkları baskı altında inim inim inlemiyor mu? Etnik Kürt milliyetçiliği adı altında Batı’’nın uşaklığına soyunanlar, gücünü, kuvvetini İslam kardeşliğinde birleştiren ve III. Haçlı Seferinde Kudüs’’ü Haçlılara karşı savunan Selaeddin Eyyübi’’nin manevi şahsiyetinden utanmıyorlar mı? Bugün onun Haçlılara karşı koruduğu Kudüs’’te Müslüman Filistinlileri katleden İsrail’’in, ikinci versiyonu yaratma zavallılığına çok mu hevesliler? Bu soruları daha artırabiliriz. Ancak Türkiye’’de “Kürt Sorunu” vardır diyen ve “Şehit cenazelerine gidemedik” diye dert yanan değerli kardeşlerim şimdilik bu kadarla yetinelim ve bu soruların cevaplarını arayalım. Tarihte ihanetle kurulmuş bir devlet yok; bunu, iyi bilelim. Yine iyi bilelim ki biz bu oyuna gelirsek, zamanla belki bir birimizi affederiz. Ama üzerinde bin yıldır huzur içinde yaşadığımız Anadolu’’muz, onun için şehit olanlar ve tarih bizleri affetmeyecektir.