Siyasette 'argo' yarışı
TV'lerle birlikte 'sokak dili'nin günlük yaşama egemen olması sürecinden siyaset de payını almaya başladı. Siyasetin kendine has dili, yerini argoya bırakmaya başladı. Özellikle "Kasımpaşalı" Erdoğan'ın AKP'si yükselişe geçen argo söylem, TBMM Başkan'ından milletvekillerine kadar herkesçe dillendirilmeye başlandı. TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın "Şeyini şey ettiğimin şeyi" sözleri hala belleklerdeyken, bu kez AKP Adıyman Milletvekili Hüsrev Kutlu'nun Cumhurbaşkanı Sezer'e yönelik "yemezler" sözü gündeme geldi. Bu sözlerin "yakışıksızlığı" tartışıla dursun, siyassetteki argo yarışı azalmak yerine arttı.
Bu literatüre son katkı yine Başbakan Erdoğan'dan geldi. Erdoğan Konya'da, 1970'lerde seks filmlerine isim olan bir argo sözcüğü siyasetin gündemine getirdi: "Hasan almaz basan alır.
AKP liderine yanıt veren ANAVATAN Genel BAşkanı Erkan Mumcu da, benzer bir üslubu yeğledi. Mumcu, Erdoğan'a "Kasımpaşa kolpacısı değil, halk çocuğuyum" göndermesinde bulundu.
Erkan Mumcu: Kasımpaşa'nın kolpacısı değilim
ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'de vatandaşlık bağıyla bağlı herkesin Türk olduğunu ifade ederek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "Ben Anadolu çocuğuyum, Kasımpaşa'nın kolpacısı değilim" sözleriyle eleştirdi.
Erzurum'da önceki gün partililere seslenen Mumcu, şöyle konuştu:
"Bunlar siyaset ve hukuksal kimlikle, kültürel kimliği karıştırıyor. Siyasal, hukuksal kimlik başka bir şey, kültürel kimlik, soy, köken başka bir şey. Bu ülkede herkes soyunu, kökünü, kökenini, dinini diyanetini biliyor. Bunlar alt - üst kimlik meseleleri değil. Biri elma, biri armut."
Mumcu, Pamuk davası hakkında da "Pamuk'un düşüncelerine katılmamam onun düşünce özgürlüğünü inkâr etmem anlamına gelmez" sözleriyle değerlendirdi.
Argoda kolpa
"Kolpa" sözcüğü (argoda kandırma), Alaattin Çakıcı'nın, MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu'nu tehdit ettiği telefon görüşmesinde de kayıtlara geçmişti. Kayıtlarda, "Ağabey (Çakıcı) kolpa yaptığını düşünüyor" sözleri yer alıyordu.
Erdoğan: Hasan değil, basan alır
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özelleştirme ihalelerinin herkesin önünde yapıldığını ifade ederek, "Birileri bir zamanlar 'Hasan almaz, basan alır' diyordu. Evet Hasan almıyor zaten, basan alıyor" dedi.
Konya'da Şeb-i Aruz ve toplu açılış törenlerine katılan Erdoğan, hâlâ 'ülke elden gidiyor' diyenlerin olduğunu belirterek, "Yatırımcılar bu ülkeye gelerek yatırım yapmak istiyor. Fakat bazı kişiler 'vatan elden gidiyor' diye değerlendirme yapıyor.
Bir defa daha söylemek istiyorum: Gerek yerli, gerekse küresel sermaye ile görüşürüz. Birileri bir zamanlar 'Hasan almaz, basan alır' diyordu. Evet Hasan almıyor zaten, basan alıyor" dedi.
Özelleştirmelerin televizyon kameralarının önünde gerçekleştiğini ifade eden Başbakan Tayyip Erdoğan, "Bugüne kadar bu ülkede çakılı bir çivisi olmayanlar bu iftiralarla kendilerine yer bulmaya çalışıyor" dedi.
Malkocoglu IP: 84.56.243.xxx Tarih : 19.12.2005 01:37:43
Sayin Aslan`a, sizin ve gibilerinin kökünü mümkün olsada arastirabilsek.Benim M.K.Atatürkü sevmek icin hic Osmanliya sövme ihtiyaci duymadim.Lütfen birseyler yazmissiniz,belliki ülke icinde yasiyorsunuz.Fransa olaylari Avrupanin(Demokrasinin besigi)Demokrasideki gercek yüzünü ortaya koymustur.Ben(acizane)Cocuklarimi T.C. yani cakil tasi icin bin defa canimi verebilecegim VATANIMI yönetebilecek standartta yetisdirdim.Ömrümün ücte ikisi köklü egitim almis dedigin insanlarin ülkelerinde gecti.Vatansizligin bilincinde oldugum icin Vatanimi icten ve distan en kalin merceklerle takip ediyorum.Sükürler olsunki dost ve düsmanlarimizi disarida cok iyi tanidik eger birgün canakkale deki bedelden istenirse kimlerden baslayacagimizi cok iyi biliyoruz.Bu varoslarda birakilmis, her türlü ortacag zihniyetli baski ve dislamalarla aslinda hep var olan ama yüzünü kötü günde ortaya cikaran irkci sömürgeci zihniyettir.Sizi tanimiyorum,editör belki buyazimi yayinlamayacaktir,ama olsun bu yaziyi editörün okumasi bile yeter, HA A A siyasiler dilimizimi yozlastiriyorduuuu.
S. Aslan IP: 84.5.128.xxx Tarih : 18.12.2005 17:09:09
Ozunu unutup, "Turk" kelimesini dahi yasaklayan, 600 yil boyunca, Orhan'dan itibaren kendi milleti haricindeki kadinlarla (sultan hanimlar)evlenerek kan bagini bile koparan, en son Istanbul'da etrafinda 5-6 bin kisinin (Rum, Ermeni, vb...) kokenli insanlarin kendilerine hizmet ettigi (kendi milletine inanmayip, bunlari millet-i sadika ilan ettigi icin, askerlerini ve pasalarini gayrimuslim unsurlardan olusturan, sonra da milletini seven Gazi Mustafa Kemal'in gazabina ugrayarak sona eren Osmanli'dan sonra hizla gelismeye, demokratiklesmeye, cagdaslasmaya calisan, ancak hicbir terimi tam cignemeden yuttugu icin mide fesadina ugrayan yurdum insaninin sectigi siyasilerden de ancak bu tur konusma becerisi beklenebilir. Kokleri derinlere dayanan bir millet olmamiza ragmen, bakilmadigi icin mantarlasan, hantallasan koklerin yeniden gozden gecirilmesi, curuklerinin ayiklanmasi, caga uygun bir hale getirilmesi ve daha da onemlisi, "dogma"lardan arindirilmis bir egitim sistemiyle uzun yillar sabredilmesi gerekir. Boylece, icgudulerinin degil, beyinlerinin gosterdigi yonde ilerleyen bir toplum elde etmis oluruz. Fransa'da bunun ornegini gecen haftalarda gorduk. Henuz koklu bir egitimden gecmemis olan ve halen refleksleriyle hareket eden banliyo insani, "koklu Avrupa egitimini icine sindirmis" Avrupa insanlarini gunlerce rahatsiz etti. 18. yuzyil Fransizinin Bastille'i isgaline degil, hamam tellaki Patrona Halil'in isyanina benziyordu. Bizde de buna benzer, laik Turkiye Cumhuriyetini yikmaya yonelik bir hareket goruyoruz.
