22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Siyasette terör havası esiyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle ilgili çıkışlarını sürdürürken, "Bir tek damla şehit kanını 550 milletvekilliğine değişmeyiz" dedi. Şehit cenazelerindeki gösterileri 'milli ve manevi değerlere kötülük' olarak niteleyen Başbakan Erdoğan, şu mesajları verdi:
Demokrasiyi gölgeleyemez:

Şu anda her türlü provokasyonu, tuzağı, kriz özlemini, bertaraf edecek kudretteyiz. Kimse siyaseti siyaset dışı unsurlarla vesayet altına alamaz. Kimse demokrasiyi gölgeleyemez, kimse Türkiye'de yeni zaaf alanları oluşturabileceğini vehmederek, bu ülkenin kardeşlik, huzur iklimini bozamaz.
Şehit kanı: Şehit kanlarıyla sulanan bu bereketli topraklar ilelebet bizimdir. Buradaki kardeşliğimiz daimidir. Birbirimizin hukukunu sonuna kadar korumalıyız, koruyacağız. Bir tek şehidimizin bir damla kanını, 550 milletvekilliğine değişmeyecek kadar bu ülkeye aşkla bağlı siyasi kadroyuz.
Cami slogan yeri değil:

Şehitlik gibi bir mertebeyi, yeni bir ayrışma vesilesi kılmak isteyenlere sadece 'çok yazık' demekten başka söyleyecek söz bulamıyorum. Şehit cenazelerini, kendi siyasi sembollerini sergileyecekleri birer kampanya unsuru haline getirmek isteyenler, bilerek ya da bilmeyerek bu ülkeye, vatana, bayrağa büyük bir kötülük planının parçası haline geliyorlar. Camileri siyaset ve slogan meydanı haline getirmek şehit cenazelerini siyasi istismar malzemesi haline getirmek milli ve manevi değerlerimize tek kelimeyle kötülük yapmaktır. Siyaset yapmanın muhalefet yapmanın yeri seçim meydanlarıdır.
Bedeli ödemek zorundayız:

Terörle mücadele konusunda yapılması gereken ne varsa, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla ve azimle yapılacaktır. Ancak şunu bilmemiz gerekir ki, terörle mücadelenin yapısı içerisinde olan bedeli de madden ve manen ödemek durumundayız. Bu millete kasteden hiç kimse, bu milletin evlatlarına silah çeken hiçbir örgüt bu milletin huzur ve selametini bozmaya çalışan hiçbir anlayış er veya geç, inanıyorum ki, amacına ulaşamayacak, milleti acze düşüremeyecektir.
Maskeleri düştü: Cumhurbaşkanlığı seçim süreci o demode, siyaset günlerinden kalma tortuları da gün yüzüne çıkardı. Maskeleri çok çabuk düştü, döküldü. Zoraki demokrat olunamadı. TBMM'den kaçanların, 'hodri meydan' dediğimizde milletten de nasıl kaçtıklarını sadece 70 milyon insanımız değil, bütün dünya gördü.
Siyasi ayıp: Özellikle anamuhalefet partisi bütün siyasi oyununu demokrasinin bütün hudutlarını çiğnemek üzere kurdu ve tarihindeki en büyük siyasi ayıpları işledi. Tek bildikleri rejim üzerinden siyaset yapmak, kriz üretmek, ama bunlar fayda getiremedi. Bunun cevabını milletimiz 22 Temmuz'da en anlamlı şekilde verecek.
Kursakta kalacak:

Seçime giderken, bu demokratik süreci sabote etmek isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacak. Türkiye 2013 ve 2023 hedeflerine AKP'yle birlikte varacaktır. Ülkemizi bu istikametten geri çevirmek, tereddütler, kaygılar, vehimler üreterek bu yürüyüşü durdurmak mümkün olmayacaktır. Eski günlere dönüş özlemi duyanların hayalleri beyhude. Tüm Türkiye'de farklı kesimlerden oy almak nasıl AKP'nin merkez partisi olduğunun ispatıysa bugün burada bulunan, tüm toplumsal kesimlerin özelliklerini haiz olan arkadaşlarım da, AKP'nin 'merkez partisi' olduğunun en güzel delilidir. Biz bu süreci adeta hücrelerin yenilenmesi olarak ifade ediyoruz.
Dönüm noktası: Yeni bir dönüm noktasındayız. 22 Temmuz tarihine milletimiz yeni bir damga vuracaktır ve bu damga milletimizin damgası olacaktır, zira mühür milletin elindedir, karar milletindir. Bu kararı hiç kimse değiştirmeye muktedir olamayacaktır. Siyaset dışı hiçbir eğilim, hiçbir dezenformasyon çalışması AKP'nin gözünü milletten ayırmaya yetmeyecektir."

BAYKAL NE DEDİ?

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep ayyip Erdoğan'ın teröre mücadelenin önündeki en büyük engel olduğunu belirterek "Bu sözler Barzani'nin, Talabani'nin ve ABD'nin sözleridir" dedi. Baykal şöyle konuştu:

Terörü azdıran siyaset: Bu hükümet terörü azdıran bir siyaset izlemiştir. Başbakan Erdoğan'ın açıklamasıyla görülmüştür ki bu hükümet, bizzat Erdoğan terörle mücadelenin önündeki en büyük engeldir.
Terörün karargâhı Irak: Terörün karargâhı, cephaneliği, eğitimi dışarıdadır, kaynağı Irak'tadır. Şehitler Türkiye'dedir. 'Türkiye önce kendi içindeki terörü bitirsin' sözü Türkiye'yi yönetenlerin sözü olamaz. Bu söz Barzani'nin, Talabani'nin, ABD'nin sözüdür. Bu sözle terör konusunun özünü kavrayamadıklarını ortaya koydu.

Dostlarımız tercih yapmalı: Bir komşu ülkeden Türkiye'ye yönelik terör ihraç edilmesini hiçbir hukuk kabul edemez. Bunun mutlaka yaptırımı olmalıdır. Irak'ın terörü barındırması kesinlikle uluslararası hukuka aykırıdır. Irak ve ABD, 'PKK mı, Türkiye mi' konusunda tercih yapmalıdır.

Yanlışlar tesadüf mü?: Hükümet başından beri terör konusunda büyük yanlışlar yaptı. Bunlar tesadüf müdür yoksa başka bir şey mi var bilemiyorum. Hükümetin birinci büyük yanlışı eve dönüş yasasıdır.
İkinci yanlışı terörle mücadele yasasının içerisine gizli bir af yerleştirilmiş olmasıdır. Üçüncü yanlışı Dubai'deki 'Kuzey Irak'a yönelik askeri müdahale içinde bulunmayacağız' antlaşmasının imzalanmasıdır. Yıllardır terör konusunda Meclis'in toplanmasını engellediler. Bu da büyük bir yanlış.

Güvenlik zirvesi: Üzüntü verici bir tabloyla karşı karşıyayız. Zirve demeye dilim varmıyor. Devlet kuruluşları birbirleriyle konuşuyor zirve oluyor. Üstelik her zaman bir araya gelmeleri lazımken. Başbakan aslında toplantı öncesi açıklamalarıyla zirveyi bitirmiş oldu. Terör konusunda bu zirvede bir uzlaşma olmamış olsa bile dışarıya karşı olumlu mesaj verilir. Ama belli ki içeride bir uzlaşmaya varılamamış.

Şehit cenazeleri: Şehit cenazelerindeki tepkilerin ardında bir anlayış var. Millet 'Seninle terörle mücadele olmuyor' diyor. Başbakanın sözleri ise içinde bulunduğu ruh halini yansıtıyor.


'Başbakan sayıklıyor'
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın "Her zaman gelen rakamlar var. Ne deniyor, 'Kuzey Irak'ta 500 tane terörist var, Türkiye'de dağlarda 5 bin terörist var' sözüne de tepki gösterdi. Baykal, Genelkurmay'ın resmi rakamlarına göre Türkiye'de 1600-1800 arası, Kuzey Irak'ta 3 bin 600-3 bin 800 arası, İran'daysa 400 civarında PKK'lı terörist olduğunu söyledi. Baykal, "Bu rakamlar resmi rakamlar. Başbakan rakamları sayıklıyor" diye konuştu.

BAHÇELİ NE DEDİ?

Muhalefet partileri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün terör zirvesinden önce yaptığı açıklamalara sert tepki gösterdi. MHP ve CHP terör konusunda gelinen noktadan Başbakan'ın sorumlu olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan önceki gün terör zirvesinden önce şöyle konuşmuştu:


"Türkiye'deki 5 bin teröristle mücadele bitti mi Irak'taki 500 teröristle uğraşma safahatine gireceğiz. Öncelikler konusunda siyasi irade olarak nihai karar alırız. 1 Mart tezkeresine 'Hayır' diyenler, şimdi durmadan konuşuyor. Operasyon davul-zurnayla ilan edilmez. Bu işleri masada çözmenin yolu aranmalı. Şehit cenazelerinde hükümete yapılan protestolar terbiyesizlik. Belli bir parti değil, belli partiler var. İktidara kimsenin 'katil' deme hakkı olamaz."


Erdoğan'ın açıklamalarına yanıt veren MHP lideri Devlet Bahçeli, terör konusunda gelinen noktanın birinci derecede sorumlusunun hükümet olduğunu söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şehit cenazelerindeki protestoculara "Terbiyesizler" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a tepki göstererek, "Şehit cenazelerindeki acı haykırışlarını suç sayacak kadar kendisini kaybeden Başbakan, bunu MHP'ye saldırmak için bir vesile ve bahane olarak kullanmıştır" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin yazılı açıklaması şöyle:
"Bugüne kadar etnik bölücülüğe cesaret veren ve terörle mücadeleyi zaafa uğratan Erdoğan, bugünkü kanlı ve karanlık tablonun başmimarıdır. Başbakan'ın bu konudaki son beyanları tam anlamıyla bir hezeyan ve sorumsuzluk örneğidir. Terörle mücadele etmek konusunda niyeti, cesareti ve iradesi olmadığını itiraf eden Başbakan, çok ağır bir vebal altındadır.


Türkiye'deki 5 bin teröristle mücadele edilemediğini söyleyen Başbakan, sadece aczini ve korkaklığını ikrar etmekle kalmamış, aynı zamanda bu zaafını Irak'a askeri müdahalede bulunulmamasının gerekçesi olarak kullanmak küçüklüğüne düşmüştür. Erdoğan, bu suretle Türkiye'ye düşmanlığı varlık sebebi haline getiren Barzani'ye ve onun himayesinde yuvalanan teröristlere ümit, cesaret ve güvence vermiştir. Irak'tan kaynaklanan saldırılar karşısında ilk planda Habur kapısının kapatılması gibi siyasi ve ekonomik yaptırımları dahi uygulamayacağını ilan eden Başbakan, bunu müteahhitlik hizmetleri gelirleri ile izah edebilecek kadar dengesini kaybetmiştir. Türkiye'nin güvenliğini ve şehit kanlarını parasal bir denklemin tarafı haline getiren Başbakan'ın gerçek hüviyeti ve niyetleri ifşa olmuştur."


'Toplantı göz boyama'
Erdoğan'ın başkanlığında önceki gün yapılan terör zirvesinden sonra yapılan açıklamayı 'sudan açıklama' olarak niteleyen Bahçeli, bu toplantının göz boyama olduğunu ileri sürdü. Bahçeli, seçimleri kazandıklarında 'Terörle Mücadele Araştırma Komisyonu' kuracaklarını açıkladı. Erdoğan'ın şehit cenazelerindeki protestolar konusunda partisini eleştirmesine yanıt veren Bahçeli, "Buradaki acı haykırışlarını suç sayacak kadar kendisini kaybeden Başbakan, bunu MHP'ye saldırmak için bir vesile ve bahane olarak kullanmıştır" dedi.

Radikal
Yayın Tarihi : 14 Haziran 2007 Perşembe 05:10:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?