30
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

Solda ittifak yok

DSP lideri Zeki Sezer, CHP'den Ankara Büyükşehir belediye başkanlığına aday olan SHP lideri Murat Karalçın'ın "aday çıkarmayın" çağrısına olumsuz cevap verdi.

Sezer, CHP'nin Murat Karayalçın'ı aday göstermekle solu alternatifsizliğe mahkûm ettiğini belirtirken, Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Ankara'da da seçime gireceklerini kaydediyor. Sezer, "İttifak olmayacak. Ama ittifakı reddeden CHP'dir. Karayalçın ismi ile bizi sıkıştırdılar. Bu, solda seçim ittifakı değil, CHP'nin Karayalçın'ı absorbe etmesidir. Çünkü kendi partisini bırakıp gidiyor." diyor. DSP lideri, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı ise laikliği istismar etmekle suçluyor.

Cihan Haber Ajansı'na solda seçim ittifakı tartışmalarını değerlendiren Sezer, tek bir kişiye takılıp kalarak, ülkeyi AK Parti'den kurtarmanın mümkün olmadığını ifade ediyor. En büyük hedeflerinin solu alternatifsizliğe mahkûm eden siyasetten kurtulmak olduğunu söyleyen Sezer, seçim çalışmalarını bu çerçevede kararlı bir şekilde sürdürdüklerini vurguluyor. İddialı konuşan DSP lideri, Türkiye'nin birçok ilinde seçimi kazanıp iyi bir sonuç alacaklarından emin. Sezer, 22 Temmuz'da işbirliği yaptıkları CHP'ye ise kızgın. DSP lideri, anamuhalefetin yanlış uygulamaları ile Türkiye'de solu ömür boyu muhalefete mahkûm ettiğini düşünüyor. Deniz Baykal'ın yıllardır 'laiklik elden gidiyor, bana oy ver' diyerek alternatifsiz olduğunu göstermeye çalıştığını iddia eden Sezer, ancak bu politikanın marjinal kesimler hariç toplumsal bir karşılık bulamadığının altını çiziyor: "Bunlar toplumun hangi sorununa çözüm getirmiş ya da getiriyor? Onun için bizim inançlara saygılı laiklik anlayışımız son derece önemli. İnançlar ile laiklik bir arada götürüldüğünde toplumun büyük bir kesimi tarafından saygı görüyor. Oysa Erdoğan'ın karşısında Baykal varmış gibi sunuluyor. Dolayısıyla alternatifsizmiş gibi geliyor. CHP'nin yanlış uygulamaları sol siyaseti muhalefete mahkûm etti. Bizim amacımız solu öbür boyu muhalefete mahkum edenlerden kurtarıp, çıkarmaktır. Ama bu toplumun değerleriyle barışık bir sol olacak."

Zeki Sezer, bazı Alevi dernekleri tarafından düzenlenen mitingle ilgili de önemli uyarılarda bulunuyor. Sezer, Türkiye'de siyasiler başta olmak üzere bazı kesimlerin değerler üzerinden siyaset yaparak toplumu kutuplaştırmaya çalıştığına dikkat çekiyor. Son günlerde de cami ve cemevlerinin birbirinin karşıtı gibi gösterilerek gerginlik oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Sezer, Alevi ve Sünnilerin birlikte buna fırsat vermemesini istiyor.

Ülkede toplumun değişik kesimlerinin sıkıntılarının olduğunu kabul eden Sezer, şu görüşü dile getiriyor: "Atatürk hepimizin Atatürk'ü, dinimiz hepimizin dini, laiklik hepimiz için gerekli. Alevi de Sünni de, başını örten de örtmeyen de bizim. Kürt de bizim Türk de bizim. Onun için kimse bizi birbirimize düşürmeye kalkışmasın. İnsanlar iş bulamamaktan, emekli geçinememekten, başını örten kızlarımız okula gidememekten şikâyetçi olabilir. Alevilerin de kendi hakları ya da inançları doğrultusunda birtakım eksikliklerden dolayı şikâyetleri olabilir. Demokrasi gereği yürüyüşlere saygılıyız ama farklı düşünceler taşıyanlara da saygı duymalıyız. Öyleyse bu talepleri demokratik kurallar içinde dile getirenleri dikkatle dinlemeliyiz. Diyanet'te bu yönde bir düzenleme yapılabilir. Ama Diyanet tümden kapatılsın dersek doğru olmaz. Alevi kardeşlerimizin bunu doğru değerlendireceğini düşünüyorum."

Zaman
Yayın Tarihi : 18 Kasım 2008 Salı 15:00:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan Onater IP: 85.100.64.xxx Tarih : 19.11.2008 11:45:53

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin: Bütün Milli Partileri AKP’ye ve Bölücülüğe karşı, bütün seçim çevrelerinde tek adayla seçime katılmaya çağırıyoruz! İşçi Partisi olarak 2004 yerel seçimlerinde Milli Partilere bütün seçim çevrelerinde tek adayla seçime girmeleri çağrısı yaptık. Bunun için başta CHP olmak üzere ilgili bütün Partiler ile çeşitli düzeyde görüşmeler yaptık. Güçbirliği’nin olmaması durumunda Türkiye’nin “Batı Destekli İrtica” ile Batı Destekli Bölücülük” arasında fiilen bölüneceğini anlattık. Güçbirliği’nin gerçekleşmesi için her türlü fedakârlığa hazır olduğumuzu da ilan ettik. Bu çabalarımızı son güne kadar sürdürdük. Adaylarımızı ancak son gün son saat açıkladık. Bilindiği gibi Güçbirliği gerçekleşmedi. Ve ne yazık ki İşçi Partisi’nin; “Milli Partilerin Güçbirliği olmazsa Türkiye, Batı destekli İrtica ile Batı destekli bölücülük arasında bölünecektir” öngörüsü gerçekleşti. Güneydoğu belediyeleri çoğunlukla DTP’nin, diğer bölgelerdeki belediyeler ise AKP’nin eline geçti. İrtica ve bölücülük güç kazandı. LAİK BAĞIMSIZ ÜNİTER CUMHURİYET SEÇENEĞİ Bugün Güneydoğu Anadolu Bölgemizde olan manzaraya bakınız: Halkımız Bölücülük ile tarikatlar arasında tercih yapmaya zorlanmaktadır. Laik Bağımsız Cumhuriyet seçeneği yok edilmiştir. Batı destekli İrtica ile Batı destekli Bölücülük elele, Türkiye’yi hızla bir etnik çatışma tuzağına doğru sürüklemektedirler. Bir yandan Recep Tayip Erdoğan, “ya sev ya terk et” çağrıları yapıp halkı silah kullanmaya çağırırken, öte yandan DTP, kendisi dışında kimseyi bölgeye sokmayacağı tehditlerini savurmaktadır. Halkımız “kırk katır ve kırk satır” seçenekleriyle karşı karşıya bırakılmıştır. Bu tablonun sorumlusu 2004 yerel seçimlerinde ve 2007 genel seçimlerinde İşçi Partisi’nin güçbirliği çağrılarına kulak asmayanlardır. GELDİĞİMİZ YER Türkiye’miz, 2004 seçimlerinden bu yana sadece Güneydoğu’da değil, ülke çapında bir bütün olarak çok daha olumsuz bir yere gelmiştir. Ekonomimiz kriz içindedir. Her gün yeni fabrikalar kapılarına kilit vurmaktadır. Cumhuriyetin başı dik özgür yurttaşları, Ortaçağ’ın müritlerine ve sadakayla yaşayan boynu eğik insanlarına dönüştürülmektedir. İrtica, Cumhuriyet’in kalelerini birer birer fethetmektedir. Atatürkçüler ve yurtsever devrimciler, Atlantik ötesinde hazırlanan tertipler ile hapse atılmaktadır. Vatanı savunmak ve Kemalizm, “terörizm” olarak ilan edilmiştir. Türk Ordusu’na karşı görülmemiş bir yıpratma kampanyası yürütülmektedir. Batı destekli bölücülük, Güneydoğu’da kalkışma provaları yapmaktadır. “Büyük Müttefik”in hakimiyet alanında üslenen bölücü terör, karakollarımızı vurmakta, her gün yeni şehit haberleri gelmektedir. Vatanın bütünlüğü tehlikededir. Etnik ve inanç farklılıkları temelinde milletimizi bölme çabaları AB ve ABD’nin destekleri ile bütün gücüyle sürdürülmektedir. TARİHSEL SORUMLULUĞA DAVET Vatanımıza ve tüm yurtseverlere karşı büyük bir saldırının yapıldığı koşullarda yerel seçimlere gidiyoruz. Milli Partiler arasında güçbirliği gerçekleşmediği taktirde, 2004 Mart’ında gerçekleşen sonuç, çok daha olumsuz biçimde yeniden önümüze çıkacaktır. Açıktır ki bu durumda, Türkiye’nin ödemek zorunda kalacağı fatura çok daha ağır olacaktır. Başta CHP olmak üzere bütün milli Partileri, tüm seçim çevrelerinde tek aday ile seçime katılmaya çağırıyoruz. Tek adayın o seçim çevresinde son seçimde en çok oyu alan Parti’den olması doğal olandır. “Tek aday”ın bu esasa göre belirlenmesinden sonra, Güçbirliği yapacak olan tüm Partiler bir araya gelmeli ve o seçim çevresinde seçimi kazanmak için alınması gereken tedbirleri konuşmalıdırlar. İşçi Partisi, bütün seçim çevrelerinde kendi adayları ile seçime katılmak için bütün hazırlıklarını tamamlamış bulunmaktadır. Ama mesele seçimde oy oranını üç beş puan artırmak veya kazanılan belediye sayısını birkaç tane daha fazlalaştırmak değildir. Önemli olan Türkiye’nin İrtica ve Bölücülük belalarından kurtularak yeniden barış içinde, kardeşliğin hakim olduğu; müreffeh, bağımsız, laik ve demokratik ülke rotasına girmesidir. İşçi Partisi bu Güçbirliğinin gerçekleşmesi için üzerine düşen bütün görevleri yerine getirecektir. Başta CHP olmak üzere bütün Milli Partileri bu tarihsel sorumluluğa uygun olarak adım atmaya, Güçbirliğini gerçekleştirmek için harekete geçmeye çağırıyoruz.


mustafa cerit IP: 78.172.152.xxx Tarih : 28.11.2008 15:47:15

DSP'nin bu tutumunu doğru bulmuyorum.İşçi Partisnin yerel seçim çağrısı dikkate alınmalı,yerel yönetimler batı destekli irtica ve yine batı destekli bölücülükten kurtarılmalıdır.Her partinin ayrı aday çıkarması,bölücülüğe ve haçlı irticaya hizmat eder.


Handan Karahan IP: 88.243.214.xxx Tarih : 19.11.2008 14:09:46

Sayın Gökhan Onater'in ifade ettiği görüşlere birebir katılıyorum. İP'nin bu çağrısını yurdunu seven ve bağımsız bir Türkiye'de onuruyla hayatını sürdürmek isteyen bir Türk kadını olarak destekliyorum.Ulusalcı tüm parti liderlerini "devlet adamı" gibi düşünmeye davet ediyorum!