Ortada potansiyel bir tehlike vardır. Bu tezi savunanlara şu suali sormak gerekir: Eğer gerçek bu ise Erdoğan bir başbakan olarak mı, yoksa Cumhurbaşkanı olarak mı bu güce daha çok sahip olabilir? Elbette bir Başbakanın yetkileri ve yapabilecekleri, Cumhurbaşkanlığından çok fazladır. Bir kimsenin Başbakan olmasını kabullenip, Cumhurbaşkanı olmasına muhalefet etmenin mantığı yoktur. fırsat geçerse suç işleyebilir demenin de demokrasiyle bağdaşır yönü yoktur.

Hukuk devletinin kıstası
Hukukun bazı önemli kuralları vardır. Bir ülkede o kurallara uyulmuyorsa, orada “hukuk devleti”nin varlığından bahsedilemez. Bu kuralların başında, “kişilerin masumiyeti” esastır. Yani bir kimse, yetkili bir mahkeme tarafından mahkum edilmedikçe, suçlu sayılamaz.

Bazı ülkelerde, bazı kişilerin veya bazı teşekküllerin, suç işleyebileceği korkusu vardır. Bu korku sebebiyle, onlar hakkında bazı evhamlar yaratılır ve buna karşı tedbirler alınır. Bu evhamlar sebebiyle bazı kimseler, potansiyel suçludurlar. Bunların suç işlemelerini beklemeden, cezalandırılması gerekir. Potansiyel suç ve suçlu kavramı, faşist ve komünist diktatörlüğünün bir icadıdır. Bütün demokrat ülkelerin lügatinden çıkarılmıştır. Ancak, Türkiye hala bu kavramı kullanan ve hala bu kavrama dayanarak icraatta bulunan nadir ülkelerden birisidir.

Siyasi tarihimizden örnekler
Siyasi tarihimize baktığımız zaman, bu uygulamanın tipik örneklerini görürüz. 27 Mayıs İhtilali’ni yapanlar, Adnan Menderes’in, demokrasiyi kaldırıp diktatörlük kurmak istediğini iddia etmişler ve buna mani olmak için idareye el koyduklarını söylemişlerdir.

Adnan Menderes diktatörlük kurmamıştır ama, kurabilir.Yani, potansiyel bir suçludur.
Aynı mantık, 28 Şubat Müdahalesi’nde, Necmettin Erbakan iktidarına karşı da kullanılmıştır. Necmettin Erbakan, Çankaya’da bazı din adamlarına yemek vermiştir. Bu ve buna benzer davranışları, kanunlarımıza göre suç ise, onun gereği yapılır ve cezalandırılır. Ancak, davranış, ileride suç işleyeceğinin ön delili sayılmış ve zorla iktidardan uzaklaştırılmıştır. 28 Şubat’ta, varlığı farz edilen potansiyel bir tehlikenin önlendiği iddia edilmiştir.

Yeni potansiyel suçlular
Buna ait bir çok çarpıcı misaller bulunabilir. Ancak, bu gün Türk medyasında, bazı kurumlarda, AKP iktidarının ve onun Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın, potansiyel bir suçlu olduğu teması işlenmeye başlanmıştır.

İddialara göre, bu iktidar, fırsat bulur bulmaz, mevcut laik düzeni ortadan kaldıracaktır. Yüksek Askeri Şura toplantısında bazı generallerin başbakana söylediği sözler, bu manada değerlendirildiğinde, henüz işlenmemiş bir suç cezalandırılmak istenmiştir. Yani gerek AKP ve gerekse Tayyip Erdoğan, birer potansiyel suçludurlar. Yaş toplantısında, bazı generallerin söylediğini, medyada yazılanları, burada tekrar etmek istemiyoruz. Zira, bunların tekrarı bile, demokrasiye zarar verir. Sonuç olarak şunu söylemek istiyoruz ki, “potansiyel suç” ve “suçlu” kavramları, demokratik düşüncelerle bağdaşamaz.

Makalemizin buraya kadar olan kısmı, dört yıl önce AKP nin yeni iktidar olduğu günlerde yazmış olduğumuz bir makalenin tekrarıdır. Bu gün bu konu sadece güncelliğini korumakla kalmamış daha güncel hale gelmiştir. Onun için tekrar yayınlıyoruz. Tayip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkanların en büyük iddiası, onun fırsat bulduğu an demokratik düzeni, Atatürk inkılaplarını ve laikliği ortadan kaldıracağıdır. Ortada potansiyel bir tehlike vardır. Bu tezi savunanlara şu suali sormak gerekir: Eğer gerçek bu ise Erdoğan bir başbakan olarak mı, yoksa Cumhurbaşkanı olarak mı bu güce daha çok sahip olabilir? Elbette bir Başbakanın yetkileri ve yapabilecekleri, Cumhurbaşkanlığından çok fazladır.

Bir kimsenin Başbakan olmasını kabullenip, Cumhurbaşkanı olmasına muhalefet etmenin mantığı yoktur. Eline fırsat geçerse suç işleyebilir demenin de demokrasiyle bağdaşır yönü yoktur.