Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, teşvik uygulamalarında hiç kimseye özel muamele yapılmadığını belirterek, "Zira bizim temel prensibimiz şeffaflıktır. Bütün yatırımcılar teşviklerden aynı şekilde yararlanacaktır" dedi.

MÜSİAD tarafından düzenlenen 10'uncu Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresinde konuşan Erdoğan, Türkiye'nin artık küresel sermayenin yöneldiği pazarlardan biri olduğuna işaret ederek, imkanlar ve fırsatlar ülkesi olarak nitelediği Türkiye'de bugün özellikle uluslararası yatırımcılar için çok uygun bir ortam sağlandığını anlattı.

Erdoğan, küreselleşmenin önemli bir araç olduğunu, bu yüzden kendine öz güveni olan ülkelerin bunu başardığını belirterek, "Eğer öz güveniniz yoksa o zaman kümes hayatı diye tabir ettiğimiz kapalı bir ekonominin içerisinde kalıp hiçbir zaman büyüyemezsiniz. Ama öz güveniniz varsa o zaman dünyaya açılır ve sürekli olarak da gelişmenin imkanlarını, fırsatlarını yakalayabilirsiniz" dedi

Erdoğan, Türkiye'nin Orta Doğu'da aktör olmasını, ön saflarda bu işe katkı sağlamasını istemeyen çevreler olduğunu belirterek, "Ama bir taraftan da (bir şeyler yapalım) deniyor. Tamam da bir şeyler yapacaksanız soruyorum tribünde maç seyrederek mi bunu yapacaksınız" dedi.

Erdoğan, Lübnan'a asker gönderme konusuna da değinirken, şöyle devam etti:

"Türkiye'de bakıyorsunuz ana muhalefeti, yavru muhalefeti parlamento dışı vesairesi hep (Türkiye'nin Lübnan'da ne işi var. Başımıza iş mi alacağız) Oradaki yönetim de (Türkiye buraya gelsin) diyor. Buradan Arap ligine de seslenmek istiyorum; bütün desteklerini çok açık net vermek durumundadır, vermelidir. Lübnan'ı kendi başına bırakmakla bu iş çözülmez. Bu iş sadece Birleşmiş Milletlere bırakılamaz. Arap liginin bütün üyeleri, Birleşmiş Milletler mensubu üyeler neden oraya (Ben de gönderiyorum, ben de gönderiyorum) demiyor. Ne yaptın sorusunun cevabı, (Hiç olmazsa ben askerimi oraya gönderdim, benim askerim şu anda orada çalışıyor)"

Yakın bir zamanda tekrar Lübnan'a gideceğini belirten Erdoğan, İslam dünyasının artık bu işi laftan icraata geçirecek adımları atması gerektiğini kaydetti. 

Erdoğan: "Köşeye sıkıştırma politikaları anladığımız dil değil"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Rum Kesimi'ne deniz ve hava limanlarının açılması için Finlandiya Dönem Başkanlığının, 6 Aralıka kadar Türkiye'ye süre vermesine ilişkin, "Böyle tarih koymak suretiyle, Türkiye'yi köşeye sıkıştırma politikaları, öyle bizim anladığımız dil değildir. Biz o dilden pek anlamayız. Biz yapacaklarımızı yaptık, bundan sonra yapması gerekenler görevlerini yapsın" dedi.

10. Uluslararası İş Forumu Kongresi'nden çıkışta soruları yanıtlayan Erdoğan, Orta Doğu'daki son gelişmelerden sonra özellikle Lübnan'daki Barış Gücü'ne (UNIFIL) katılacağını bildiren ülkeler olduğu gibi, katılmayan ülkeler bulunduğunu da hatırlatarak, "Biz isterdik ki buraya katılması gerekli ülkeler de 'ben de burada varım' desin. Ondan sonra BM 'Gerek yok, biz sadece şu şu ülkeleri aldık' diye kararını verebilirdi. Bunun olması çok isabetli olurdu" diye konuştu.

Türkiye içinde de aynı şekilde bu sürece "hayır" diyenler bulunduğunu anımsatan Erdoğan, "Çok da böyle örnekler verilirken, dramatik örnekler ortaya çıkardılar. Şu ana kadar da orada askerimizin konumu, Lübnan halkına verdiği güven, her türlü takdirin üstünde" dedi.

Erdoğan, büyük ihtimalle Aralık ayında bölgeye gideceğini, hem askerleri ziyaret edeceğini, hem de Başbakan Sinyora ile görüşeceğini bildirdi.

Erdoğan, "ABD'de de Fransa'daki sözde Ermeni soykırımı tasarısına benzer bir girişimin söz konusu" olduğunun hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

"Bizim bu noktada tavrımız iktidarıyla muhalefetiyle şu ana kadar neyse, bundan sonra da aynı tavrımızı sürdüreceğiz. Verilmiş sözler var. Bundan sonraki süreçte, bu verilen sözleri nasıl uygulamaya koyarlar bilemem ama biz de buna yönelik çalışmalarımızı yapacağız."