2
Mayıs
2025
Cuma
SİYASET

Tezkere Meclis'ten geçti

Birleşmiş Milletler barış gücüne katılmak üzere Türk askerinin Lübnan’a gönderilmesine yönelik Başbakanlık tezkeresi TBMM Genel Kurulu’nda 192 ret oyuna karşı 340 'evet' oyuyla kabul edildi.

Meclis saat 15.00'te olağanüstü toplandı. AK Parti milletvekillerinin talebi üzerine, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil başkanlığında toplanan Genel Kurul'da, elektronik sistemle yoklama yapıldı.

Yoklamada toplantı için yeter sayıda milletvekili bulunduğunu belirten Pakdil, daha sonra, Lübnan'da oluşturulacak BM Geçici Görev Gücü'ne (UNIFIL) asker gönderilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi ve Başkanlığın çağrı yazısını okuttu.

CHP'li Meral'in sözleri gerginlik yarattı

Anavatan Partisi'nin tezkere görüşmelerinde, konuşma süresinin 20 dakika yerine 45 dakika olmasına ilişkin grup önerisinin aleyhinde söz alan CHP Ankara Milletvekili Bayram Meral, 'Türkiye büyük devlettir' denildiğini söyledi.

Meral, bu büyük devletin Mustafa Kemal sayesinde kurulduğunu ifade ederek, ''siz o dönemde işbaşında olsaydınız, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan askerine teslim olurdunuz'' dedi.

Meral'in bu sözlerine, Genel Kurulu yöneten TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, ''sözlerinizin muhatabı kim, düzeltin, bu üslupta konuşmanıza izin veremem. Türk milletinin hiçbir ferdi, ne Genel Kurul’da ne de dışarıda teslim olur'' diyerek müdahale etti.

AK Partili milletvekilleri de Meral'in sözlerine tepki gösterdi. Bunun üzerine Meral, ''asker göndermeye karşı çıkmak, vatana ihanettir'' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da sözlerini düzeltmesi gerektiğini kaydetti.

AK Parti milletvekillerinin yüzde 70'inin bu tezkereye karşı olduğunu savunan Meral, ''seçimin gözü kör olsun. Seçim olunca sesinizi çıkarmıyorsunuz'' dedi.

Gül tezkereyi savundu

Hükümet adına Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Lübnan'a asker gönderilmesine ilişkin Genel Kurul'a bilgi verdi.

Abdullah Gül, geçmişte Bosna, Kosova ve Afganistan'a, BM kararı olmadığı halde Türkiye'nin asker gönderdiğini ve gönderilen görev gücünün içinde muharip unsurların da yer aldığını söyledi.

Gül, bir Doğu Akdeniz ülkesi olan Türkiye'nin, yine bir Doğu Akdeniz ülkesi olan Lübnan'ın istikrarıyla ilgilenmesinin doğal olduğunu vurguladı.

Abdullah Gül, Akdeniz'in güvenliğinin sağlanmasının sadece Fransa, İspanya ve İtalya'nın değil, Türkiye'nin de sorumluluğunda olduğunu belirtti.

"Türkiye'yi Lübnan halkı davet ediyor"

Gül ''Türkiye'yi Lübnan'a, uluslararası toplumun yanı sıra Lübnan hükümeti, Lübnan halkı ve bu ülkedeki gruplar adına başbakanları davet etmişlerdir ve ısrarlı bir şekilde bu davet Türkiye'ye yapılmıştır” sözlerini kullandı.

Gül “Hizbullah'ın Lübnan Parlamentosu’ndaki grup başkanı ile de bir görüşme yapılmıştır. Burada Türkiye'nin askeri katkısının arzulandığı, hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde tarafımıza ifade edilmiştir” dedi.

Bakan Gül “uluslararası güce katkımızın söz konusu olduğu ilk günden itibaren üç şartın altını çizdik. BM kararı alınması ,bölgeye gidecek gücün çatışmaya girmemesi, çatışma ile doğrudan ilgili tüm tarafların Türkiye'nin katılımını arzu ettiklerini söylemeleri. Bu üç şartın tam olarak yerine geldiğini görüyoruz"diye konuştu.

"Güvenlik Konseyi'nin geçici üyeliğini istiyoruz"

“15 bin kişilik BM gücünün yarısına yakını NATO ve AB ülkeleri tarafından karşılanacaktır. BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyeliğini istiyoruz. Bu büyük ülke BM'de gerektiği şekilde temsil edilememiştir” diyen Gül, “bölgenin en güçlü ülkesiyiz. Risk taşımayan bir tercih hiçbir zaman yoktur” sözlerini kullandı.

Bakan Gül, “şu anda İsrail askerleri Lübnan'a bir kısmı işgal etmektedir. Uluslararası güç gidince bu işgal sona erecektir. Bölgedeki grupların silahsızlandırılması gibi bir görev olmayacaktır. Tezkerede bunun olmayacağı söylenmiştir” dedi.

CHP'li Öymen: "Sandığın değil, vicdanınızın sesini dinleyin"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onur Öymen, milletvekillerinden, Lübnan'a asker gönderilmesine ilişkin tezkere oylamasında, sandığın değil, vicdanlarının seslerini dinlemelerini isteyerek, ''hiçbir seçim başarısı, tek bir askerin hayatından daha değerli değildir'' dedi.

Hükümetin, ABD, İran, İsrail, Lübnan gibi her gittiği ülkede, bu ülkelerin duymak istediği şeyleri söylediğini savunan Öymen, bunun adına, 'nabza göre şerbet verme', 'mavi boncuk' politikası denildiğini belirtti.

Öymen, bu politikaların uygulanması halinde Lübnan'da düşman kazanılacağını ifade etti.

Ortadoğu'daki çatışmanın bütün bölgeye yayılma olasılığına işaret eden Öymen, Türk askerini ateşe atmadan önce Türkiye'nin çıkarlarının düşünülmesi gerektiğini vurguladı.

Öymen, ABD, Kanada, İngiltere ve Hollanda'nın, Hizbullah'ı 'terör örgütü' olarak tanımladığını anımsatarak, hükümete, ''siz nasıl tanımlıyorsunuz?'' diye sordu.

Öymen, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, daha önce 'hararetle' Afganistan'a asker gönderilmesine karşı çıkarken, şimdi Lübnan'a asker gönderilmesini istediğini söyledi.

ABD, Mısır ve Suudi Arabistan'ın Lübnan'a asker göndermediğine işaret eden Öymen, ''bu ülkeler büyük ülke değil mi? Başbakan, 'ABD istedi diye asker gönderiyoruz' diyor. Sizin, PKK'ya karşı Irak'a asker göndermenizi engelleyen ABD bunu söylüyor'' diye konuştu.

Mumcu: "Feda edilecek evladım yok"

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''ben vicdanen, kendi evladımı Lübnan'a gönderebilecek kadar kendimi hazır ve bu davayı haklı görmüyorum'' dedi.

Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesi sonrasında bölgede oluşabilecek yeni yapılanmada yeterince söz hakkına sahip olamayacağını iddia eden Mumcu, bu sürecin Türkiye'yi ucu bucağı belirsiz tasarıma sürükleyeceğini ifade etti.

Mumcu, “bu davayı haklı görmüyorum. İsrail'in güvenliği için feda edilecek benim evladım yok. Bu milletin de feda edecek evlatları yok'' diye konuştu.

Kamu-Sen Meclis'e alınmadı

Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili tezkerenin görüşüldüğü oturumu dinlemek isteyen Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve beraberindekiler, TBMM'ye alınmadı.

Akyıldız, ''bu oturumu, özel hale getirmek istemişlerdir. Kapalı kapılar ardında milletin kaderiyle oynayacak kararlar oluşturmaya başlamışlardır. Bunu şiddetle protesto ediyoruz. Türk milletinin kaderiyle oynamak isteyenler bu kararları Türk milletinin gözleri önünde almak zorundadırlar'' diye konuştu.

Muhalefet ne diyor?

Bu arada olağanüstü toplantıdan önce CHP ve DYP'ten tezkereye 'hayır' yönünde oy kullanacakları açıklaması geldi.

CHP:
Tarihi oylama öncesi grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Lübnan'da bir çatışma öngörüldüğünü ve çatışmanın BM gücünün görevinin doğal bir parçası olacağını belirtti.

Partisinin Meclis grubunda konuşan Baykal, "eğer Başbakan Hizbullah'ı silahsızlandırmak üzere biz görev yapmayız, askeri geri çekeriz diyorsa, hiç bölgeye gitmesin, şimdiden çeksin askeri" dedi.

DYP:
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ''hükümetin krizi yönetemediği belli oldu, Tezkereye ret oyu veriyoruz'' dedi.

TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Ağar, ''ortaya çıkan tablo, ülkeyi parçalara ayırmıştır. Olay kendi mecrasından kaymıştır'' dedi.

Tezkerenin içeriği

TEZKERE PROTESTOSU
Ankara:
Lübnan'a asker gönderilmesi için hükümete yetki veren tezkere tezkereye 'hayır' diyen savaş karşıtları Ankara'da eylem yapıyor. Sabah erken saatlerde Meclis'in karşısında, Manisa Develi köylüleri vardı. Sloganlar atarak Meclis'in tezkereye 'hayır' demesini istediler, hükümeti istifaya çağırdılar. Kızılay meydanında izinsiz gösteri yapmak isteyenler de vardı. Halkevleri üyesi bir grup Kızılay meydanında pankart açmak istedi. Çevik kuvvetin müdahalesi ile tezkereye 'hayır' diyen eylemciler gözaltına alındı. Bir başka grup ise Yüksel caddesi İnsan Hakları anıtı önünü seçti. Yurtsever Cephe üyeleri Meclis Başkanı Bülent Arınç'a yazdıkları metkupla tezkereye 'hayır' oyu kullanılmasını istedi. Tezkerenin Meclis'te oylandığı saatlerde de eylemlerin sürmesi bekleniyor.

İstanbul:
Beyoğlu'nda, bazı gruplar, Lübnan'a asker gönderilmesine ilişkin TBMM'de görüşülen tezkereyi ayrı ayrı protesto etti. Galatasaray postanesi önünde toplanan Emek Partisi Kadın Kolları üyesi grup, dövizler taşıyarak, sloganlar attı. Grup, daha sonra bir mektup ile 'asker postalı'nı protesto amacıyla Başbakan Erdoğan'a gönderdi. Bu gösterinin ardından tezkere karşıtı dövizler taşıyan ve sloganlar atan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu üyesi grup, Galatasaray Lisesi önünde toplandı. Grup adına yapılan açıklamayla, Lübnan'a asker gönderilmemesi talep edildi. Taksim meydanına kadar yürüdü. Meydanda toplanan Dayanışma Evleri üyesi grup da, üzerinde kırmızı boyayla 'Katilim ABD' ve 'Katilim İsrail' yazılı kefenleri giyerek slogan attı.Polis tarafından gözaltına alınan dört kişi, karakoldaki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edildi.

Hükümetin geçtiğimiz cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevkettiği Lübnan'a asker tezkeresinde de bu konudaki soru işaretlerini gidermeye yönelik satırlar yer aldı:

* 'Söz konusu kuvvet, bölgedeki silahlı unsurların silahtan arındırılması dahil olmak üzere, belirtilen taahhütlerin dışında hiçbir görevde kullanılmayacaktır'
* Deniz ve kara unsurlarından oluşacak gücün 'gereği, kapsamı, zamanı ve süresi' hükümetçe belirlenecek.
* Lübnan'a denizden silah sevkiyatının engellenmesinde görev yapacak Türk askeri gemileri Türk birliklerinin bölgeden acil tahliyesi için de hazır bekleyecek.
* Kara gücü ise Türkiye'nin insani yardımı faaliyetlerini koordine edecek ve bu faaliyetlerin güvenliğini sağlayacak.

Türk gücünün görev tanımı

* Türkiye, barış gücüne 'Deniz Görev Gücü' olarak katılacak ve devriye görevi yapacak.
* Taleplerin tek tek değerlendirilmesi kaydı ile dost ve müttefik ülkeler için deniz ve hava ulaşım desteği sağlayacak.
* Türkiye'nin insani yardım faaliyetlerinde güvenliği sağlayacak kuvvet koruma birlikleri gönderilecek.
* Lübnan Ordusu'na eğitim verecek.

Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 28 ağustosta toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından yaptığı açıklamada, prensip olarak Güney Lübnan'da konuşlanacak BM barış gücüne katılmaya karar verildiğini açıklamıştı.

Türk askeri bugüne kadar nerelerde görev yaptı?

Uluslararası barışın sağlanması amacıyla, BM VE NATO kararlarıyla, 63 bin 686 Türk askeri bugüne kadar 13 kez yurt dışında görev yaptı.

Hala Kabil, Bosna-Hersek, Kosova'da bin 45 asker görev yapıyor. NATO ve BM'nin kararları doğrultusunda Türkiye, TBMM'den çıkan tezkerelerle birçok ülkeye asker gönderdi.

Türkiye'nin katkısı, 1950 yılında Kore Savaşı ile başladı. Daha sonra sırasıyla
Somali, Bosna Hersek, Adriyatik Denizi, Arnavutluk, İran-Irak, Kuveyt, Doğu Timor, Gürcistan ve Afganistan'da görev aldı.

4 mayıs 2006'dan bu yana, Kabil'de 260 Türk askeri görev yapıyor. Önce BM harekatı olarak başlayan ve daha sonra AB harekatı olarak Bosna Hersek'te devam eden ALTHEA harekatında 300 Türk askeri bulunuyor.

Kosova'da, NATO-Sofa Anlaşması gereğince 400 asker ve polis görev yapıyor. Letonya'da ise 4 F-16 uçağı, 85 personeliyle görev yapıyor.

Mehmetçik doğal afetlere de koştu

Mehmetçik, askeri görevlerinin yanı sıra dünyada yaşanan doğal afetler sonrasında da uluslararası operasyonlarda görev alıyor.

Katrina Kasırgası sonrası NATO'nun insani yardım amaçlı ABD'ye desteği
kapsamında 30 eylül-8 ekim 2005 tarihleri arasında, bir C-130 uçağı
görevlendirildi.

Pakistan'da yaşanan 8 ekim 2005 depreminin ardından bölgeye gönderilen yardım malzemeleri, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait kargo uçaklarıyla bölgeye aktarıldı.

Aynı zamanda iki hava üssü, İleri Lojistik Merkezi olarak, iki C-130 Kargo uçağı NATO'nun hava köprüsü için ve gerektiğinde kullanılmak üzere bir firkateyn, NATO deniz köprüsü için tahsis edildi.
CNNTURK
Yayın Tarihi : 6 Eylül 2006 Çarşamba 00:07:55
Güncelleme :6 Eylül 2006 Çarşamba 01:01:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?