16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

TL'nin değer kazanmasından rahatsızlar

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Lirasının değerlenmesinden rahatsızlık duyanlara baktığı zaman ''taaccüb ettiğini (şaşırdığını)'' söyledi.

TBMM Genel Kurulunda 2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının tümü üzerinde getirilen eleştirileri yanıtlayan Erdoğan, geçmiş yıllarda bütçe görüşmelerinde TBMM kürsüsünün adeta bir arenaya dönüştüğünü belirterek, ''Allah'a şükür ki Hükümetimizle birlikte sisler dağıldı, karamsar günler geride kaldı, Türkiye gerçek gücüne kavuştu'' diye konuştu.

Türkiye'nin kaynak ve imkanlarını sağlam bir siyasi iradeyle ülkeye ve insanlarına kazandırdıklarını belirten Erdoğan, ülkenin şimdi zaaflarıyla değil, ekonomisi ve sosyal kalkınma programları, dış politikadaki dinamizmi, zenginleşen imkan ve kaynaklarıyla konuşulduğunu anlattı. Bütçe görüşmelerinin de eski siyasetin kavga ve anlayışından ciddi anlamda uzaklaştığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin başta TBMM olmak üzere hükümeti, kamu yönetimi ve bütün kurumlarıyla bir gelecek vizyonuna kavuştuğunu ifade etti.

''Siyaset de kamu yönetimi de milletimiz de artık önünü görüyor, geleceğe tam bir güvenle bakıyor" diyen Erdoğan, yıllarca hasretini duydukları demokratik güven ve istikrarın AK Parti iktidarında sağlam temeller üzerinde kökleştiğini vurguladı. ''Biz gücümüzü demokrasiden, yani millet iradesinden alıyoruz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Milletmiziden aldığımız gücü, yine milletimiz için kullanıyoruz. Demokrasimiz güçlendikçe ekonomimiz güçleniyor, toplumumuz güçlendikçe devletimiz güçleniyor. Milletimiz ve devletimiz birlikte güçlendikçe, dünyadaki itibarımız ve saygınlığımız da artıyor. İnanıyorum ki 2008 yılı bütçesi de Türkiye'nin gücüne güç katacak, ülkemizin gelecek vizyonuna uygun bir bütçe olacak. İnanıyorum ki aşkla, heyecanla Cumhiriyetimizin 100. yılına hazırladığımız Türkiye, 2008 yılını da önceki 5 yıl gibi kazanç hanesine kaydedecektir. Yeterki yüreklerimiz bir ve beraber olsun, yeterki kardeşliğimiz ve dayanışma ruhumuz baki olsun.''

''VURUN ABALIYA MANTIĞIYLA KONUŞULUYOR''

Bütçe müzakerelerinin, Türkiye'nin baştan başa, tüm meseleleriyle konuşulduğu zemin olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu zemini Türkiye'nin yararına en iyi şekilde değerlendirecek bütün makul eleştiri ve uyarıları dikkate alacaklarından tüm milletvekillerinin emin olmasını istedi.

Erdoğan, durum tespitlerini yapıp da çözüm önerileri getirilmedikçe yapacakları bir şey olmadığına işaret ederek, ''Görüyorum ki burada sadece 'vurun abalıya' mantığıyla konuşmalar var. Çözüm yok. Ama hepimiz bu milletin iyiliği, ülkenin geleceği için bir şey düşünüyorsak, o zaman şunu söylemek durumundayız: 'Şu şu yanlıştır, bunu yaparsanız doğrudur, bundan millet, Türkiye kazanır' demeliyiz. Bunu yaptığınız zaman biz de alkışlarız'' dedi.

''TÜRKİYE KRİZLERLE BOĞUŞAN UMUTSUZLUKLAR ÜLKESİYDİ''

Türkiye'nin ciddi mali sıkıntılarla karşı karşıya olduğu bir dönemden bugünlere geldiğini, 58 ve 59. Hükümetler dönemlerinde uygulanan mali disiplini esas alan politikalar sayesinde bütçenin iki yakasının bir araya geldiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Ekonomi yönetimini dış politikadan, hukuk devletini güçlendirmeye sosyal kalkınmadan, demokrasiyi adaletten bağımsız ele almadık. Türkiye'nin bütün dinamiklerini birlikte ele aldık, imkan ve kaynaklarımızı Türkiye'ye kazandırdık. Elde ettiğimiz başarıda para, maliye ve sosyal politikalarımızın uyumlu şekilde yürütülmesinin büyük payı olduğu malumunuzdur. Bu başarı kuşkusuz, siyaset ve yönetim anlaşımızla, iş görme biçimimizle uyumlu şekilde yürütülmüştür. Öncelikler çok dikkatli şekilde ele alınmıştır. Tüm ekonomik ve sosyal kalkınma göstergelerini mukayeseli olarak okumaz ve yorumlayamazsak nereden nereye geldiğimizi göremeyiz. Nereden nereye geldiğimizi unutmamalıyız, ki bulunduğumuz noktada gerçekçi hedefler belirleyelim ve gelecek vizyonumuzu da açıkça toplumun önüne koyalım. Türkiye daha dün ağır krizlerle boğuşan bir umutsuzluklar ülkesiydi. Diyorlar ki 'niye bunu söylüyorsunuz? Hep kriz edebiyatı yapıyorsunuz.' Ee, kriz vardı ülkede...Biz demiyoruz, milletimiz bir krizin içinde olduğunu ifade ediyordu. Bütün gazete manşetleri krizleri haykırarak yaşadılar. Bunları hep birlikte yaşadık. Bunu inkar mı edelim? Bunlar bir vakaydı.''

''NİYE RAHATSIZ OLUYORLAR''

Erdoğan, geçmiş dönemin rakamlarını verdiği zaman bazı çevrelerin rahatsız olduğunu belirterek, ''Niye rahatsız oluyorlar? Vermeyelim mi bu rakamları?'' diye sordu.

Türkiye'nin milli gelirinin 80 milyar dolaran bugün 489 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Erdoğan, bu rakamı söylediği zaman hemen bahaneler uydurulmaya başlandığını, ''kur, TL değerlendi'' dendiğini, ''buna benzer ekonomide yeri olmayan garip gerip şeyler'' söylendiğini anlattı. ''Tam tersi, aksi olsaydı o zaman ne diyecektiniz?'' diyen Erdoğan, ''(Battınız, bittiniz) diyecektiniz'' dedi.

Göreve geldiğiklerinde Merkez Bankasının döviz rezervinin 27 milyar dolar olduğunu, şimdi 70 milyar doları aştğını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ne diyeceğiz, söylemeyecek miyiz? Efendim 'kurdan kaynaklanıyor.' Kardeşim yani o oldu böyle, bu oldu böyle, havada karga var, başka bir şey yok. Lütfen burada biraz gerçekçi olalım. Bu gerçekleri inkar etmeyelim. Hele hele Türk Lirasının değerlenmesinden rahatsızlık duyanlara baktığım zaman ben taaccüb ediyorum (şaşırıyorum). Biz Türk Lirasını Değerlendirme Kanununu 10 yıllarca önce çıkarmadık mı? Bu Meclis çıkarmadı mı? Çıkardı. Paramız değer kaybına uğradığı zaman 'Türk Lirası delik deşik oldu' demiyor muyduk? O milliyetçiliği konuşan kardeşlerim, şimdi acaba 'TL değer kazanıyor' diye niye rahatsız oluyorlar, bunu da anlamakta zorlanıyorum.

Göreve geldik, Türkiye'de herkes maaşını alıyor, doğru döviz bürosuna gidiyor, oradan dövize çeviriyor, ay boyunca dolarla yaşam vardı. Böyleydi. Ama şimdi hamdolsun kimsenin böyle döviz bürosu arama ihtiyacı yok. Çünkü döviz büroları kapanmaya başladı. Artık cebinde Türk Lirası var. Önümüzdeki yılbaşından itibaren de YTL olmayacak, TL olacak. Lütfen geçmişten ders alınız. Geçmişten ders alamazsak o zaman geleceği kazanamayız. Türkiye bir felaketin eşiğindeydi, bunu görmemezlikten gelemeyiz. Siyaset umut olmaktan çıkmıştı. Alınan mesafe gayet önemli, çok çok önemli... Türkiye 10 yıllar boyunca yapamadığını hamdolsun 5 yılda yapmıştı. Bunu 22 Temmuzda ortaya koymuştur. 22 Temmuzda millet, öyle evirip çevirip milletin karşısına geleceksin, millet sana yüzde 47 verecek... Yok öyle bir şey. Eğer verdiyse bundan dolayı verdi. Gerçeği yaşıyor, hayatı yaşayan o. Bundan dolayı bu neticeler alındı.''

...
Yayın Tarihi : 4 Aralık 2007 Salı 19:38:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hüseyin güneş IP: 88.246.166.xxx Tarih : 4.12.2007 23:25:10

evet sayın başbakan bilhassa ben çok rahatsızım nedenmi?turizm bitti artık ytl değerli olmasın benim ödediğim vergiler ile sıcak para çekmek için dünyanın en yüksek faizini veriyorsun yazık değilmi bu ülkeye benim param bu şekilde değerli olmasın ülkeye gelen sıcak para bir gün çıkar o zaman hepimiz zarar görürüz