1
Mayıs
2025
Perşembe
SİYASET

'Türk yargısının parasal sorunu yoktur'

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye'de yargının görevinin geçmişe oranla daha zor olduğunu belirterek, “Böylesine karmaşık bir toplumda hukuku ve yasaları egemen kılmak fevkalade zordur. Özellikle İstanbul gibi rantların ve haksız kazançların çok olduğu bir yerde yargıya çok büyük bir görev düşüyor” dedi.

Tekel'den Adalet Bakanlığı'na devredilmesinin ardından yenileme ve güçlendirme çalışmaları tamamlanan 8 binadan oluşan Kartal Adalet Sarayı, Cemil Çiçek'in de katıldığı törenle hizmete açıldı.

Törende konuşan Çiçek, göreve geldiğinde Türkiye'nin yargı sorunları bulunduğunu, halen de olduğunu belirterek, Türkiye'nin yargı sorunlarının yüzde 40-50 oranında İstanbul'dan kaynaklandığını, İstanbul'un sorunları çözüldüğünde bunun olumlu yansımalarının diğer il ve ilçelerde görüleceğini söyledi.

İstanbul'un sorunlarının başında yargı hizmetlerinin yürütüldüğü mekanların geldiğini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
“Tabiri caizse, bugün birçok ilçemizde kiralanacak bina dahi kalmamıştır. Eyüp ilçesinde 1.5 yıldan beri bina arıyoruz. Kiralık dahi olsa bunu bulma imkanı olmamıştır. Öyle anlaşılıyor ki bu usulde, bu mantıkla ve bu yöntemle gidersek bir süre sonra adliye hizmetlerini sürdürecek mekan da imkan da bulmak mümkün olmayacaktır. Hele hele adliye binalarını yapacak arsa bulmak belki bu ülkede petrol bulmaktan daha zor. Aramadığımız yer kalmadı, karşımıza ya SİT alanları çıktı veya başka türlü problemler çıktı. Ama aradan geçen süre içinde bunları belli bir noktaya getirdiğimiz kanaatimdeyim.”

Hükümetin göreve geldiği günden bu yana yapılan hizmetleri anlatan Çiçek, şunları söyledi:

“Türk yargısının parasal problemi yoktur. Bizim sıkıntımız proje yetersizliğidir. Elimizde yeteri kadar proje yok, adli projeleri çizecek de yeteri kadar mimar yok. Apartman projesi çizilebiliyor ama usul hukuku bilmeden, adliyelerin nasıl çalışıldığı bilinmeden, tutuklu nereden gelir nereden çıkar bilinmeden, savcı nerede oturur, hakim nerede oturur bu bilinmeden adliye projesi yapmak da mümkün değil. O nedenle bizim dönemimizde en çok zaman alan kısım proje kısmıdır.”

150'ye yakın projeyi gerçekleştireceklerini ifade eden Çiçek, 4 yılda 556 bin 900 metre kare kapalı inşaatın tamamlandığını, 840 bin 500 metre karelik kısmın sürdüğünü, diğer adli hizmet binalarıyla birlikte düşünüldüğünde de toplamda 3 milyon 309 bin 400 metre karelik inşaatın belli bir aşamaya getirildiğini bildirdi. Çiçek, bu projelere ayrılan kaynağın da 2 katrilyon 639 trilyon lira olduğunu anlattı.

Çiçek, İstanbul'da kentin iki yakasında yargı hizmetini toplu duruma getirmek istediklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

“Anadolu yakasında işi devletin vazgeçemeyeceği bir noktaya getirdik. İhalesi yapıldı, hafriyatı devam ediyor. İnşallah taahhüt edilen süre içinde bitirilecektir. Bizim yönümüzden bir parasal problem yoktur. Müteahhitin ya da müteahhitlerin, kim olursa olsun çamura yatması için de bir sebep yoktur. Çünkü devlet olarak biz bunun gereğini yapmışızdır. Bundan sonrası yargı mensuplarımızın ve bakanlığımızın işi yakından takip etmesine bağlıdır.

Avrupa yakasında da hepinizin bildiği bir pehlivan tefrikası gibi 'Bakırköy tefrikası' vardır. Her sene devam etmiştir. Bu da inşallah yılbaşına kadar bitmiş olacak ve Türk yargısının hizmetine sunulacaktır.

Geriye Çağlayan konusu kalıyor. Her insanın bir rüyası, arzusu vardır. Allah'tan temennim oranın inşasının başlamasını benim şahsen görebilmemdir. Onun da bu yıl sonuna doğru ihalesini yapılır hale getirmiş olacağız.”

Her iki yakadaki adalet saraylarının her birinin Avrupa'nın en büyük adalet sarayları olacağını kaydeden Çiçek, bu nedenle mekan olarak İstanbul'da önemli bir sorunun aşıldığını vurguladı.

AHLAKİ ZAAF

Çiçek, bakanlığının bütçe sorunu olmadığını belirterek, önemli olanın işin izlenmesi olduğunu söyledi. Çiçek, “Çünkü bazen para da problemi çözmeye yeterli olmuyor. Çünkü ahlaki zaaflardan kaynaklanan ciddi bir insan problemimiz olduğunu özellikle burada arz etmek istiyorum” dedi.

Yargı çalışanlarının özlük haklarına da değinen Çiçek, bu konuda iyileştirmeler yapıldığını, yargı çalışanlarının bugün aldıkları ücretten daha fazlasını hakettiklerini, ancak bunun bir bütçe konusu olduğunu kaydetti.

Çiçek, “Bütün bunlara rağmen özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerimizde kira paralarının anormal derecede yüksek olduğu dikkate alındığında bir lojman problemi vardı. Avrupa yakasında şu an lojman sıkıntımız yok. Anadolu yakası için ise gerekli kaynağı ayırdık ve arsayı aldık. Önümüzdeki sene sonuna kadar oranın bitme imkanı da olur. 2007 sonuna geldiğimizde Türkiye'de yargının lojman sorunu da kalmayacak” diye konuştu.

15 bin 788 zabıt katibi atadıklarını, geçmişte savcıların iddianame yazdırmak için belediyeden ödünç memur istedikleri bir dönem yaşandığını belirten Çiçek, “Ankara'dan nutuk çekmekle yargının sorunları çözülmüyor. Oradan yargı adına istediğimiz kadar nutuk çekelim, istediğimiz kadar yargıyı yere göğe koymayalım. Ne verdin, ne imkan tahsis ettin? Yargının durumu bu” dedi.

İstanbul'un bir dünya kenti olduğunu ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün yabancı bir heyet gelse, elinden tutup da 'burası da Türk yargısıdır' diye götürebileceğimiz ihtişamlı bir tek bina yok. Kaldı ki hukuk, adalet ihtişam demektir. Adam ister suçlu, ister başka türlü olsun kapıdan girerken önünü ilikleyip saygıyla bu binanın girişinden başlaması lazım. Bodrum katının neresine saygı duyacak ki. 2002'de manzara buydu. 2006'ya geldiğimizde işin hiç olmazsa stratejik vizyonunun ortaya konulduğunu, parasal kaynaklarının tahsis edildiğini, bu çabaların, gayretlerin en azından bir dönem daha eksiksiz ve aratarak sürüdürülmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.”

“KURALSIZ BİR TOPLUMUZ”

Türkiye'nin içinden geçtiği süreçte yargının en yüksek noktalarda olması gerektiğine ve buna şiddetle ihtiyaç olduğuna işaret eden Çiçek, şöyle konuştu:

“Artık toplum giderek daha açık toplum oluyor. Neyin ne olduğu, neyin ne yapıldığı artık herkes tarafından bilinir hale geliyor. Gündeme gelen her konu ya da manşete çıkan her olayın eninde sonunda ya işin öncesinde ya da muhtemelen ileride yargıyla bir bağlantısı olacak gibi görünüyor. Çünkü kuralsız bir toplumuz. Bina yaparız ruhsatsız, fabrika açarız ruhsatsız. Başka bir ticari faaliyet gösteririz, yönetmelik, kural, tüzük, kanun hak getire. Ne yaparsak o doğrudur. Sonra kanunu kendimize uydurmaya çalışırız. Böylesine karmaşık bir toplumda hukuku, yasaları egemen kılmak fevkalade zordur. Onun için de yargının görevinin eskiye nazaran daha zor olduğu kanaatindeyim. Özellikle İstanbul gibi rantların, haksız kazançların çok olduğu bir yerde yargıya çok büyük bir görev düşüyor.”

Çiçek, Türk yargısının geçmişte olduğu gibi, bundan sonra da bu zorlukların üstesinden geleceğini belirterek, “Bu konuda daha duyarlı, daha dikkatli olmamız gerektiği gibi de kamuoyunun bir beklentisi var” dedi.

Türkiye'nin, yıldızı parlayan bir ülke olduğunu ve Türkiye'nin konuşulmadığı hiçbir Avrupa ülkesi olmadığını ifade eden Çiçek, “Mutlak surette Türkiye ile ilgili düşünceleri var, beklentileri var, kanaatleri var, kararları var ya da karar verecekler. Tüm bu kararların oluşmasında en başta dikkat ettikleri husus da Türk yargısıyla ilgili değerlendirmelerdir” diye konuştu.

Çiçek, hukukun, Atatürk ile birlikte modernleşmenin öncüsü olduğunu ifade ederek, bundan sonraki süreçte de bu tarihi sorumluluğu taşıyacağını söyledi.

Çiçek, daha sonra beraberindekilerle birlikte kurdele keserek Kartal Adalet Sarayı'nı hizmete açtı. Çiçek'in isteği üzerine yargıç Hatice Yılmaz da kurdele kesimine katıldı.

Çiçek, Kartal Adalet Sarayı yerleşkesini gezerek Kartal Cumhuriyet Başsavcısı Yusuf Ulu'dan bilgi aldı.
Törene, eski Adalet Bakanları Mehmet Moğultay ve Ömer Ucuzal ile İstanbul Valisi Muammer Güler de katıldı.
A.A.
Yayın Tarihi : 2 Aralık 2006 Cumartesi 21:20:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?