Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'e yönelik iddialarını sürdüren CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, geçtiğimiz yıl 600 milyon dolarlık lüks otomobil kaçakçılığı yapıldığını, bunun gümrük müfettişlerince ortaya çıkarıldığını, ancak bunun Bakan Tüzmen tarafından örtbas edildiğini iddia etti. 

Kemal Anadol parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Kürşad Tüzmen'e yönelik iddialarını sürdürdü. 1500 lüks otomobilin sahte fatura kullanılarak Türkiye'ye kaçak sokulduğunun gümrük müfettişlerince tespit edildiğini, bu konularla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsacılığı'na 32 soruşturma raporu gönderildiğini anlatan Anadol, olayın mali boyutunun 600 milyon doları bulduğunu kaydetti. Sözkonusu lüks otomobil kaçakçılığının Bakan Tüzmen'in gümrükleri ne duruma getirdiğinin somut bir örneği olduğunu belirten Anadol, şöyle dedi: 

"4 milyar dolara varan akaryakıt kaçakçılığı, Türkiye'yi yabancı devlet adamlarına aşağılatan viski kaçakçılığı ve bu örnekte olduğu gibi 600 milyon dolarlık otomobil kaçakçılığı ortadayken, bu olayların aydınlanması için Devlet bakanı Kürşad Tüzmen'in çabası ne olmuştur? Tüzmen'in gümrüklerde kaçakçılıkla mücadeleden anladığı, gümrük teşkilatının denetim ve oruşturma biriminde görevli teftiş kurulu başkanı ile müfettişlere disiplin cezaları vermek, haklarında soruşturma açtırmak ya da görevden almak mıdır? Siyasi tarihimizde, döneminde bu kadar yolsuzluk olayı ayyuka çıkmışken, koltuğunda oturmaya devam eden, AKP kamplarında mayoyla caka satan bir başka bakan örneği var mıdır?"

Yapmadıklarımla gündeme geliyorum

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, geçmişte bürokraside yaptıklarıyla hep kamuoyunun gündemine geldiğini, siyasete geçtikten sonra ilk başta yine yaptıklarıyla gündeme geldiğini hatırlatırken, ancak son günlerde yaptıklarının bir tarafa bırakıldığını ve yapmadıkları ile gündeme geldiğini söyledi.

Bir basın mensubunun, "Yargıtay Başsavcısı Nuri Ok'un Gümrük Müsteşar Vekili Mehmet Şahin hakkındaki yolsuzluk dosyasını sizden istediği ve olayla ilgili soruşturma başlattığı söyleniyor doğru mu" şeklindeki sorusu üzerine Tüzmen, kendilerine gelen bir yazı olmadığını belirtti.

"Tahmin ediyorum ilk önce basın alıyor, ondan sonra biz öğreniyoruz" diyen Tüzmen, geçmişte de buna benzer hadiseler yaşandığını, konuyu araştırdıklarını fakat ellerine gelen bir yazı olmadığını vurguladı.

Konuyla ilgili yazı geldikten sonra kurumlar arası yazışma kaidesini dikkate alarak, gerekli açıklama yaptıklarını, yapacaklarını belirten Tüzmen, şöyle konuştu:

"Bizim açıklamalarımız, herhangi bir şekilde önce sizin (basının) elinize geçip, ondan sona karşı tarafa gitmiyor. Biz buna dikkat etmeye çalışıyoruz, ayrıca tabii ki Yargıtay ya da diğer yargı organlarından herhangi bir şekilde konularla ilgili bir açıklama istenirse, bir bilgi istenirse, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı şekilde vereceğiz yani bizim hiç bir şeyden korkumuz yok, veremeyeceğimiz hesabımız da yok.

Ben şuna üzülüyorum; bu güzel günün Gençlik Kurultayının böyle bir gündemle başlaması hoş değil, Buranın bürokraside ve siyasette başkanlığını yaptım. Gençlere örnek olmaya çalıştım. Aradaki fark şu, bürokraside yaptıklarımla hep kamuoyunun gündemine geldim, siyasete geçtikten sonra ilk başta yine yaptıklarımla gündeme geldim, son günlerde ise yaptıklarım bir tarafa bırakılıyor, yapmadıklarımla gündeme geliyorum."