22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Ve bomba patladı

Kenthaber köşe yazarı Mehmet Aycan, üç gün önce "Gül Türkiye'nin kucağındaki bomba" diye yazmıştı.. Şimdiki yazısının başlığı da "Ve bomba patladı"... Aycan, asker muhtırasının en can alıcı bölümüne dokunuyor... "Ne mutlu Türküm diyene,karşı çıkan, düşmanımızdır" sözcüğünden kalkarak durumun vahametini ortaya koydu..

Defaatle yazdık...

En az 10 kere...

"Yanlış yoldasınız. Biz bu filmi tam 4 kez gördük. 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de ve 28 Şubat'ta. Dikkat, her an düdük çalabilir"

İnternet medyası, yazılı medyadan daha yaygın ve daha okunuru olduğu halde pek "takan" olmadı..

Daha iki gün önce, Gül'ün adaylığının yanlış olduğunu belirten yazımızın başlığı ise şöyleydi:

"Gül, Türkiye'nin kucağında bomba"

Bunu ben gördüm, başkaları da gördü, hatta hatta hükümette gördü...

Ama bile bile lades diye buna denir..

Hemen belirtelim....

Genelkurmay'ın internet sitesinde yayınlanan bu açıklamaya içerik olarak katılmakla birlikte; demokratik teamüller açısından ordunun müdahalesini pek hoş karşılamayız...

Bu muhtırayı vermesi gerekenler sivil toplum örgütleriydi..

Ne yazık ki onlarda güdümlü... İsimlerine de pek gerek yok...

14 Nisan'daki Türkiye'de çokta etkin olmayan bir derneğin 'ADD' yaptığı eyleme 1.5 milyon kişinin katılması, bu yönde yapılan en önemli uyarıydı.

Takan olmadı..

Bu hükümete karşı bir bildiri mi?

Muhtıra mı?

Bunlar işi hafifletmek olur...

TSK bildirisinin en can alıcı cümlesi şöyle:

"Ne mutlu Türküm diyene" sözüne karşı çıkan benim düşmanımdır.

Yani...Ordu ilk kez, ideolojik bir savaşım içine girmiştir..

Bu bildiri seçmene verilmiş bir "darbe mektubu"dur.

Bu mektubun tam metnini okuduktan sonra çıkan sonuç şu:

"Eğer seçimlerde sandıktan AKP çıkarsa TSK iktidara gelir"

Bunun tercümesin siz yapın...

Bugün, Türkiye dünkü Türkiye değildir.

İhtilal ve muhtıra sözcükleri her zaman tüylerimi diken diken etti.

28 Şubat dışındaki ihtilallerde ideolojik bir yaklaşım yoktu.

28 Şubat'ta başlayan süreç Şemdinli operasyonu ile bir kuşak generali yok etme operasyonuna dönüşünce işlerin rengi değişti..

Çok uzatmaya gerek yok...

Yüksek Hakimler ve Savcılar Kurumu'nun haklı direnişi "rap rap" seslerinin duyulmasının ilk işaretleriydi.

Büyükanıt'ın yumuşak konuşmasını, Harp Okulları'nda yaptığı konuşma ile sertleştiren Sezer'in uyarıları da belli ki kimseleri pek bağlamamış.

Bu arada, kapalı kapılar ardında Cumhurbaşkanlığı için ciddi pazarlıklar yapılmış ama, bildirideki iddialara göre, şeri kanadın "en uç ismi"nin bastırmasıyla "milli görüşü" Çankaya'ya taşıma operasyonuna dünkü mektup dur demiştir...

Dikkat..

Bildiriye rağmen Gül bu satırların yazıldığı saate kadar, istifa etmemiş Türkiye'yi seçime taşımamıştır.

Her inat, bir askeri iktidar davetidir.

Türkiye'nin böyle bir lüksü yok...

Hükümet adına ilk açıklamayı Cemil Çiçek yaptı.

Aşağıda A.A'da geçen o açıklamın yine A.A tarafından yapılmış ön haberini okuyacaksınız...

Orda okuyacağınız satırların tıpkısının aynısını 12 Mart'ta Süleyman Demirel söylemişti.

Sonra şapkasın aldı ve gitti...

6 yıl da koltuk görmedi...

Ancak o muhtura bir ideolojik muhtura değildi..

Fazla inat edilirse, o koltuk çok tehlikeli olabilir..

Biz 4 ihtilal görmüş biri olarak bundan çok korkuyuoruz..

Ama siz yinede Adalet Bakanı'nın açıklamasını okuyup bir derin düşünceye dalın:

xxx

Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil çiçek, ”Genelkurmay Başkanlığı tarafından çeşitli konulardaki görüşleri ifade eden bir açıklama basın yayın organlarına gece yarısı verilmiş ve Genelkurmay internet sitesinde yayınlanmıştır. Bu açıklama hükümete karşı bir tutum olarak algılanmıştır. Demokratik bir düzende bunun düşünülmesi dahi yadırgatıcıdır” dedi.

Bakan Çiçek, Başbakanlık Merkez Binasında düzenlediği basın toplantısında şunları kaydetti:

“Genelkurmay Başkanlığı tarafından çeşitli konulardaki görüşleri ifade eden bir açıklama basın yayın organlarına gece yarısı verilmiş ve Genelkurmay internet sitesinde yayınlanmıştır. Bu açıklama hükümete karşı bir tutum olarak algılanmıştır. Demokratik bir düzende bunun düşünülmesi dahi yadırgatıcıdır.

Başbakanlığa bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez. Genelkurmay Başkanlığı, hükümetin emrinde, görevleri anayasa ve yasalarla tarif edilmiş bir kurumdur.

Anayasamıza göre, Genelkurmay Başkanı görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur. Bu metnin basın yayın organlarına verilmesi ve Genelkurmayın internet sitesinde yayınlanmasındaki zamanlama manidardır.”

Bakan Çiçek, “Sayın Başbakanımız ile Sayın Genelkurmay Başkanımız faydalı, verimli bir telefon görüşmesi yapmışlardır. Onu da bilgilerinizi sunuyorum” dedi.

xxx

Ben bu açıklamadan çok ürkttüm..

Siz hangi fikre kapıldınız bilmiyorum..

mehmet aycan/kenthaber
Yayın Tarihi : 30 Nisan 2007 Pazartesi 18:09:41
Güncelleme :30 Nisan 2007 Pazartesi 18:09:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
tayfun IP: 85.103.39.xxx Tarih : 29.04.2007 12:21:20
ne mutlu türküm diyene demiyenin , diyemiyenin aramızda işi yoktur.Dikkat ! ne mutlu türk ırkından , türk anne babadan dogana gibi ırkcılık düşüncesi degil sadece his duygusudur.Bu hislerin yoksa acil bu ülkeden kaybol

yusuf dal IP: 88.229.107.xxx Tarih : 30.04.2007 11:58:25
Erdoğan gerçekten de ben ülkemi seviyorum ve hizmet için varım diyorsa, gül derhal istifa ettirir. yerine başka birini seçer.Rejime karşıyım diyen cumhurbaşkanı olamaz. Erdoğan da terörist başına sayın şehitlerimize kelle diyen adam.Bunlardan ne beklenir.

eser IP: 85.106.223.xxx Tarih : 30.04.2007 13:54:11
bu ulkede Turk Bayragı altında ve Turkıye Cumhurıyetı hudutları ıcınde yasayan herkes bu ulkenın kurucusu olan Ulu Onder Mustafa Kemal Ataturk'e karsı sorumludur.Ve onun ılkelerıne karsı cıkan,onun kurdugu devletın koruyucusu olan sehıtlere laf soyleyenler onun ulkesınde basa gecemez.Ben 85 dogumluyum darbe nedır bılmem ama bıldıgım su var; bu ulkenın onunde yakın zamanda secım var bunları ıktıdara sız getırdınız sız ındıreceksınız.Sagcılıgın solculugun zamanı degıl ulke ıcın bırlıgın zamanıdır.

Ender Bozbiyik IP: 84.73.144.xxx Tarih : 29.04.2007 21:03:11
Yüce Oender Atatürk'e her seferinde Gazi Mustafa Kemal diye tanimlayan hükümetten ne cikar fayda olur Türkiye Cumhuriyeti'ne -, ilk önce kendinize bunu sorun! Saygilarimla avrupadan