28
Mayıs
2024
Salı
SİYASET

Yargıtay Başkanı Osman Arslan

Yaklaşık 9 ay sonra Türkiye büyük bir doğum gerçekleştirecek. Türkiye bir süredir, yeni cumhurbaşkanı seçiminin psikolojisi içinde. Tarih yaklaştıkça doğum sancıları artacak. 

Akşam gazetesi köşe yazarı İsmail Küçükkaya'nın yorum haberi şöyle...

Çok bilinmeyenli bir denklemle karşı karşıyayız. Bilinmeyenlere ulaşmak için metodumuz bellidir: Önce bilinen, sabit verileri sıralamak gerekir. Buradan tek tek bilinmezleri bilinir kılarız. En sonunda sonuca ulaşırız.

Erken seçim ihtimalinin çok azaldığını kabul edersek cumhurbaşkanını mevcut parlamento seçecek. Aritmetik, iktidar partisinden bir ismin Köşk'e çıkma şansının yüksekliğini gösteriyor.

En çok tartışılan konudan başlayalım:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olup olmayacağı şimdilik belirsizliğini koruyor. Bize göre kendisi bile karar vermiş değil. Konjonktüre bakılacak.

Tartışma şu: Tayyip Erdoğan olamazsa Abdullah Gül olabilir mi? Ya da Bülent Arınç veya Abdüllatif Şener aradan sıyrılabilir mi? Bunun yanıtı net: Hayır.

Kabine'den dört isim...

Bu dörtlüden birisinin olma şansı varsa o Başbakan Erdoğan'dır. Dolayısıyla Gül, Arınç veya Şener'i cumhurbaşkanlığı potasının dışında tutmak gerekir. Yani Başbakan Erdoğan mümkünse olacaktır, değilse, kendisini engelleyecek bariyerler hali hazırda Gül, Arınç ve Şener'in de karşısındadır. O bariyerler aşılabiliyorsa, Erdoğan için mümkün olacaktır. Denenecek olan, Başbakan Erdoğan'ın adaylığıdır. Bu olmadı diyelim...

O halde kabineye bakılacak. Orada dört aday söz konusudur:

Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Vecdi Gönül veya Mehmet Aydın. Buradaki mantık da şöyle: 'Kazasız belasız Cumhurbaşkanlığı konusunu atlatalım. Devletle-hükümet arasında köprü olacak, AKP'li bir bakanı Köşk'e çıkartalım. Yeni cumhurbaşkanı uyumu sağlasın. AKP ise yeni seçime Erdoğan'ın başkanlığında girsin.'

Yargıdan olursa Yargıtay Başkanı...

Cumhurbaşkanının dışarıdan olma ihtimali de söz konusudur. Elbette önce Meclis içinden çözüm aranacaktır. Bu ilk tercihtir. Ama 'dışarıdan' olma ihtimali vardır. Hatta 'siyasi gücü dengeleme' mantığına göre, Başbakan Erdoğan, kendisi olmayacaksa 'dışarıdan'ı tercih edebilir. O zaman karşımıza en güçlü isim olarak Yargıtay Başkanı Osman Arslan çıkıyor. Sanırım bu ismi ilk kez kamuoyunun gündemine biz getiriyoruz.

Yani CHP'nin bir süre önce 'Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu olsun' önerisinin şansı yok. Çünkü bu öneri siyasi mantığa aykırı. CHP 'olmayacağını bildiği formülü' öne sürüyor.

Bilineni hatırlayalım: Cumhurbaşkanı bu parlamento seçecek. Yani, AKP'nin etkinliği olacak. Bir sonraki seçimde iktidar, halka ve kendi seçmenlerine yeni Cumhurbaşkanını kendisinin seçtiğini anlatmak isteyecektir. Osman Arslan, üzerinde devletle hükümet arasında uzlaşma sağlanabilecek bir isimdir. AKP Tülay Tuğcu'yu, çok saygın bir hukukçu olsa da kendi tabanına anlatamaz.

Kemal Derviş-Hikmet Çetin ihtimali

Ankara kulislerinin iki cumhurbaşkanı adayı daha var. Çok düşük ihtimal, ama 'denklemin tüm unsurlarını görmek açısından' değerlendirelim. Yeni cumhurbaşkanı asker kökenli bir isim olacak ise, bu isim emekliliğe hazırlanan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'tür.

Son olarak, Hikmet Çetin gibi bir model arayışı da düşünülebilir. Yani, 'ılımlı kişilik, devleti bilen geçmiş, partiler üstü kimlik ve uluslararası destek ve tecrübe'. Burada Hikmet Çetin ve Kemal Derviş yapılan tarife uyuyor. Ama bütün bu ihtimaller içinde gerçekten en az şans tanınması gereken formül budur.

Bu denklem içinde siz nasıl bir sonuca ulaşıyorsunuz?

Akşam
Yayın Tarihi : 7 Ağustos 2006 Pazartesi 11:09:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?