20
Mayıs
2024
Pazertesi
SPOR

VEFA STADI/ Yılmaz Ergüvenç

Beni çok mutlu eden bir haber aldım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Vefa (Karagümrük) stadını modern bir spor kompleksine dönüştürüyor. Spor kompleksinde stadyum, kapalı spor salonu, konferans salonu, kulüp binaları, otopark bulunacak.

Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe Spor ve Bilim Kongresi’nde projeyi tanıtan Başkan Kadir Topbaş, stadın yeşil alan alt yapısı ve yan tesisleri ile süper lig maçlarının oynanabileceği ve büyük çapta spor organizasyonlarının yapılabileceği bir komplekse dönüşeceğini ifade etti.

Stadın altı tamamen otopark olacak, futbol sahasının üç yönünde 12 bin seyirci kapasiteli ve üzerleri tamamen örtülü tribün, tribünlerde VIP ve normal localar, canlı yayın bölümleri bulunacak. Kapalı spor salonunda basketbol, voleybol, hentbol, masa tenisi gibi spor dallarının oynanacağı alan ve bin seyirci kapasiteli tribün bulunacak. Otopark 600 araç alabilecek.

Mevcut stat, Bizans döneminden kalan ve ‘çukurbostan’ diye anılan açık sarnıçların birinde kurulmuştur. Çukurbostan ismi nereden geliyor? Sarnıçlara su getiren derelerin getirdiği ve yüzyılların çökeltisi ile oluşan verimli alüvyon toprak, Osmanlı’nın Kostantiniye’sinde bu sarnıçların bostan olarak kullanılmasında amil olmuştur. Stadın bulunduğu açık sarnıç, Edirne (Adrionople) Kapısı’na giden Fevzi Paşa Caddesi üzerindeki ‘Aetius’ sarnıcıdır. Bizans kaynaklarına göre sarnıç, İmparator II. Theodosius (408 – 450) döneminde ‘prefectus’ (vali) olan Aetius tarafından 420’lerde yaptırılmış. 244 metreye 84 metre alanlı, normal zeminden 15 metre kadar derinlikte, alanı çepeçevre saran duvarları 5 metre kalınlığında olan bir su sarnıcıdır. Sarnıcın arkeolojik önemi dolayısıyla, yapılan stat projesinde, kadim Bizans duvarlarının korunmuş, Anıtlar Kurulundan gerekli izninin alınmış olduğunu umuyorum.

Futbol oynanan çim alanların nizamî ölçüsü 70 m. x 105 m. olduğuna göre 84 m. x 244 m. ebadındaki sarnıç, bir stat ve spor kompleksi için biçilmiş kaftan oluyor. Karagümrük Spor Kulübü, 1926’da burada nizamî sahayı kurmuş, saha 1940’ta Vefa Spor Kulübü tarafından alınarak stat haline getirilmiştir. 1945’te, Vefa Lisesi mezunu Maarif Vekili (Millî Eğitim Bakanı) Hasan Âli Yücel, stat içindeki Vefa Spor Kulübü binasını açmıştır.

Vefa Spor Kulübü, spor tarihimizin en önemli kulüplerinden biridir. 1903’te kurulan Beşiktaş, 1905’te kurulan Galatasaray, 1907’de kurulan Fenerbahçe spor kulüpleri ardından 1908’de Vefa Spor Kulübü kurulmuştur. Kulüp, evvelâ ‘Vefa Terbiye-i Bedeniye’ adı ile faaliyete geçmiş, ‘Mürebbî Beden’, ‘Mukavvî Beden’ kulüpleri ile de birleşerek ‘Vefa İdadisi’ (Vefa Lisesi) çatısı altında ‘Vefa Spor Kulübü’ olarak faaliyetine devam etmiştir.

Mezunu olmaktan onur duyduğum Vefa Lisesi, 1872’den beri, Hasan Âli Yücel, Peyami Safa, Ali Nihat Tarlan, Yusuf Ziya Ortaç, Turan Oflazoğlu gibi edip ve yazarlar, Prof. Dr. Sıdık Sami Onar, Prof. Dr. Süheyl Ünver, Prof. Dr. Ekrem Şerif Egeli, Prof. Dr. Sümer Gürel gibi öğretim üyeleri, Dr. Rıza Ünver, Dr. Salim Ahmet Çalışkan gibi hekimler, Elif Naci, Ekrem Hakkı Ayverdi, Behruz Çinici gibi ressam, mühendis ve mimarlar, Sadi Tek, Kemal Sunal, Müjdat Gezen gibi film ve sahne sanatçıları, Uğur Dündar, Abdülkadir Yücelman gibi gazeteciler ve daha birçok zevatı yetiştirmiş köklü bir irfan yuvasıdır.

Spor kulübünün kurucuları, genelde bu lisenin öğretmenleri, ilk oyuncuları ise yine bu lisenin öğrencileri olmuşlardır. Kurucular, başta Saim Ağabey (Tarih öğretmeni Saim Turgut Akansel) olmak üzere, Zeki ve Rifat (Baban), Cavit (Oral), Mebuszade Hamit Tevfik (Kut), Kemal Şirvânî Beyler gibi, hepsi rahmet-i Rahmâna kavuşmuş değerlerdir. Kulübün rengi ‘Yeşil- Beyaz’dır.

Kulüp, 1959’a kadarki 50 yıl boyunca, millî lig kurulana kadar İstanbul liginde oynadı. 1946-47 sezonunda Fenerbahçe’nin ardından averajla ikinci oldu. Amatör bir takım olarak, futbolda profesyonelliğin kabulü ardından gücünü devam ettirdiyse de, mâlî durumun bozulması ile 1962-63 sezonunda 2. lige düşmüş; yeni bir gayretle 1964-65’te yine 1. lige yükselmiş, 1973-74’ten sonra tekrar düşüşe geçmiş, 2. ve 3. liglere düşüş devam edegelmiştir. Bu arada, Sami, Ragıp, Hüsamettin, Galip (Haktanır), Bülent (Varol), Tahtabacak İsmet, Garbis gibi ünlü futbolcular bile kulübün düşüşünü önleyememişlerdir.

Böylesine büyük bir takımın düşüş nedenleri ne olabilir?

Evvelâ radyo, sonra TV yayınları ile tüm yurt düzeyine yayılan maç heyecanı, lider durumundaki Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe kulüplerinin taraftar sayısını Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar taşıdı ve büyüttü. Yurdun neresine giderseniz gidin, dış ülkelerde yaşayan Türkler de dâhil olmak üzere taraftarın, bu üç kulüp üzerinde yoğunlaştığını görürsünüz. Diğer yandan taşra illerinde kurulan spor kulüpleri, o ilin yöneticileri, ileri gelenleri, tüccar ve sanayicileri sayesinde bu üç kulüple zaman zaman baş edebilecek, onlarla rekabet edebilecek düzeye ulaşabilmişlerdir.

Vefa’nın böyle bir şansı olamamıştır. Çünkü yurdun dört bir yanından gelip İstanbul’da iş kuran taşralı yeni burjuvazi, doğal olarak kendi memleketlerindeki kulüplere yardım ederler. İstanbul’un yerlileri ise yine doğal olarak, İstanbul’un üç büyük kulübü (Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş) üzerinde yoğunlaşırlar. Taşralı taraftar, genelde iki ayrı kulübü birden tutar. Bir üç büyüklerden birini, bir de mahalli takımlarını tutarlar. Örneğin, Ankaralı bir arkadaşım Ankaraspor’lu, aynı zamanda Fenerbahçe’lidir. Kayserili bir dostum hem Kayserispor’lu, hem de Beşiktaş’lıdır. Diyarbakırspor’u tutanların aynı zamanda Galatasaray’lı oldukları gibi. (Trabzonsporlular bu konuda daha muhafazakâr olabilirler) Ben Fenerbahçe taraftarıyım. Ama aynı zamanda feyz aldığım lisemin takımını, Vefa’yı da tutmak isterim. Benim gibi birçok Vefa’lının da içlerindeki Vefa aşkının sönmediğini tahmin ediyorum. Sanatçı Metin Ersoy, bestelediği samba ritmindeki marşı, fi tarihinde çıkardığı 45’lik plâkta Vefa Spor Kulübü’ne ithaf etmişti.

Bundan sonra ne yapılabilir?

Bir Vefalılar Derneği var. Önemli mevki ve iş sahibi olan çok sayıda Vefa Lisesi mezunu var. Vefa Lisesi’nin başında Dr. Sakin Öner gibi değerli bir müdür var. Semtteki İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nda yüzlerce iş yeri, yine çevrede yüzlerce ticari müessese var. Yapılacak organizasyonla, çevrede ve Vefalılar camiasında, Vefa Spor Kulübü ruhunu canlandırmak, tutacakları ‘ikinci takım’ bilincini yaratmak suretiyle maddî ve manevî desteklerini sağlamak, kulübün şanlı geçmişini geri getirmek lâzımdır.

İkinci önemli husus şu: Vefa stadında, bir zamanlar misafir takım mensubu olarak Başbakan Recep Tayip Erdoğan da top koşturmuş. Camia ile beraber, hükümet katında da destek arayıp Vefa Spor Kulübü’nü canlandırmak yanında, özellikle ilgili spor bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile sıcak temas sağlayıp, yeni inşa edilecek modern stat ve spor kompleksi işletmesine sahip çıkmanın tam zamanıdır.

Yılmaz Ergüvenç
Yayın Tarihi : 15 Ocak 2008 Salı 14:18:29
Güncelleme :15 Ocak 2008 Salı 14:57:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?