22
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

SAĞLAM'A SORALIM

Porto maçından önce ne demişti Ertuğrul Sağlam?..
"Futbolcularımız inandığı zaman tam inanıyor. Bizim için bu maç da öyle bir maç olacak"!..
Ortada "inanan" biri vardı ama maçta göremedik... Takım elbisesini çekmiş duruyordu saha kenarında.
Futbolcuların inandığına inanmıştı Ertuğrul Hoca.
İnanmasa söyler mi?
Pek tanımıyor takımını demek ki.
Zaten takım da birbirini tanımıyor!
Nereden anlıyoruz?.. Paslaşmalardan. Kimse kimsenin nereye hangi hızla koşabileceğini falan bilmiyor. Sağa uzatıyor, adam solda. Önüne atıyor, yetişemiyor.
Kime soracağız sebebini?
Sinan Engin yanıt vermez ki. O sadece gönderileceklerin çetelesini yapıyor. Biraz üstelerseniz Hoca'yı da yazar listeye geçer gider.
Sahadaki yabancılaşmayı, yedek kulübesinden sahaya bir yabancı gibi bakan sistem fırtınası yaşayan, takımın omurgasını kuramayan Hoca'ya sormalıyız elbet.
Bakın, Porto maçında hatalı Beşiktaş paslarının sadece yarısı hedef takımdaş ile buluşabilseydi çok değişik olurdu manzara.
İki yiyip, iki de atmazdınız o zaman... İki atıp hiç yemezdiniz.
Şöyle anlatayım:
Mükemmel işini batıran adama yanlış teşhis koyarlar çoğu zaman.
"Paraları yedi, iflas etti"!
Aslında para yemekle batmaz iş... Parayı yerken işle ilgilenemediğin için batar.
Yani fırsatları yediğin için batarsın.
Yani golü yediğin için yenilmezsin. Önce dalga geçtiğin için golü yersin.
Yerini bulmayan her pas sana faiz ve ceza olarak geri döner.
İnanmakla olmuyor Hoca!
Bir takım -iyi değil- asgari düzeyde pas yapamıyorsa, gerisini konuşmaya gerek var mı?

Milliyet/Ercan Güven
Yayın Tarihi : 13 Aralık 2007 Perşembe 17:31:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?