22
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

ADALET HAKEMLİĞİN TEMELİDİR

Hakemlerin hatasız müsabaka yönetmesi mümkün değildir. Onun için ister istemez bilinçaltına hata yapacaksam da, büyük takım lehine yapmalıyım duygusu yerleşir. Bütün bunlar, MHK'nın eşit, adaletli, takım ayrımı yapmayan, hakem ve yardımcı hakemlerini kucaklayan, hataları aynı şekilde değerlendiren yönetim anlayışları ile sona erer

Süper Lige yeni oluşan Hilmi Ok Başkanlığındaki MHK ile başlayan, 37 kişiden oluşan geniş ancak tecrübesiz bir hakem kadrosu ile başlandı. 

İlk yarı boyunca, kadroda bulunanlardan 4 kişi hiç görev alamadı. 9 hakem 1 maç yönetti. 10 hakem, 5 ve altında görevlendirildi. 

Geri kalan 14 hakem ise 6 -10 arasında müsabakada görevlendirildi. 

17 haftada bir hakem 10 maç yönetirken, diğeri hiç yönetememişse bir sorun vardır! 

Sezon başında kadrodaki hakem sayısını arttıran MHK, görevlendirmeyi sağlıklı yapamamıştır. Hakemlerin maç sayısında bu kadar fark olmamalıydı. İlk yarı boyunca oynanan 153 müsabakayı hakem sayısına böldüğümüzde 4 müsabaka düşer. İkinci yarıda küme düşme ve şampiyonluk mücadelesinin daha da çekişmeli geçeceğini göz önüne alırsak, ilk yarıda görev alan hakemlerin; görevlendirilmeleri ve performansları ile bunu nasıl başaracakları merak konusu? 

Hakemlikte deneyim çok önemlidir. Bu da hakemin görev yaptığı müsabaka sayısı ile orantılıdır. Tabii ki kadroda bulunan hakemler; tecrübe, beceri, kural bilgisi, fiziksel durumu, cesaretleri ile birbirlerinden farklıdır. Hepsinin aynı şekilde görevlendirilmelerinin imkânı yoktur. Ancak yine de hepsine belirli sayıda görev verilerek performansları izlenmeliydi.

Zor durumda kaldı
Yönetimleri ile örnek olması gereken "FIFA Hakemleri" ilk yarıda başarılı olamadılar. Selçuk Dereli , hem hakem derneği başkanı, hem de 1 numaralı hakem konumunda, ancak ilk yarı boyu hiç Fenerbahçe maçı yönetemedi. Galatasaray-Beşiktaş derbisinde tartışıldı. Ankaragücü-Kasımpaşa maçındaki gereksiz atamayla zor durumda kaldı. 

Hakemlerin başarılı olabilmeleri için yöneticilerine güvenmeleri ilk şarttır. Yöneticinin de güven vermesi için herkese eşit davranması gerekmektedir. Yıllardır yaşadığımız, ama bir türlü çaresini bulamadığımız yapılan hakem hatalarının takımların isimlerine göre veya federasyona yakınlığına göre değerlendirilmesi.
Örneğin; 

Beşiktaş-Ankaraspor müsabakasında hatalı olarak golü iptal eden Vedat Yüksel ile Yardımcı Hakem Adil Sinem.
Trabzonspor-Sivasspor müsabakasından sonra Bülent Demirlek.(İptal edilen maç)
Galatasaray-Beşiktaş müsabakasından sonra FIFA Yardımcı Hakemi Bahattin Duran,(Gol öncesi verilen köşe vuruşu) 

Trabzonspor-Beşiktaş müsabakasında Rüştü'nün yanlış kırmızı kartı sonrası Yardımcı Hakem Baki Tuncay Akın.


Hatalar büyük takımlara yapıldı
Uzun bir süre müsabaka yönetemediler. Çünkü yapılan hatalar büyük takımların aleyhine olmuştu!
Bunların yanında oynatılan bariz ofsayt pozisyonları sonrası atılan goller, verilen yanlış hatalı penaltı kararları sonucu değişen skorlara rağmen görev almaya devam eden hakem ve yardımcılar. Ortak noktaları yapılan hataların büyük takımların lehine olması.
İşte ilk yarıda yaşanan temel sorun bu! Bütün hakemler birbirini takip eder. Hatalara rağmen görevlendirmeleri kıyasladığı zaman sonuca ulaşır. Hakemlerin hatasız müsabaka yönetmesi mümkün değildir. Onun için ister istemez bilinçaltına hata yapacaksam da, büyük takım lehine yapmalıyım duygusu yerleşir.
Bütün bunlar, MHK'nın eşit, adaletli, takım ayrımı yapmayan, hakem ve yardımcı hakemlerini kucaklayan, hataları aynı şekilde değerlendiren yönetim anlayışları ile sona erer.

Hakem performansları

Bülent Demirlek: Yönetim tarzı ile bir türlü güven vermedi. Ne zaman ne yapacağı belli değil. Sezon başı iptal ettiği müsabaka ile herkesi zora soktu.
Fırat Aydınus: Görüntüsü, hakemlik tekniği ve becerisi ile kadronun en iyisi. Ancak bir türlü mütevazı olamıyor. Derbi maçlarındaki başarısını diğer müsabakalarda gösteremiyor. En son Sivasspor maçındaki Devran'a gösterdiği kırmızı kart bunun en güzel örneği.
Cüneyt Çakır: Futbol oyun kurallarını iyi bilmesine rağmen oyuncularla iletişimi kuramıyor. Otorite gösterisi uğruna maçı geriyor ve lüzumsuz kartlar gösteriyor.
Bülent Yıldırım: Hakemliğini en fazla geliştirenlerin başında gelmesine rağmen FIFA kokartı taktıktan sonra gerilemeye başladı. Bir hakem için en tehlikeli olan; tartışılmamak uğruna objektiflikten uzaklaşmaktır.
Vedat Yüksel: Yönettiği müsabakalarla ilgili olarak güven vermiyor. Kokartı takması Haluk Ulusoy'un talimatı ile oldu.
Hüseyin Göçek: Fiziki durumu, arkadaşları ile uyumu, cesareti iyi, tecrübe kazandıkça daha iyi olacak.
Kamil Abitoğlu: Geçen yılki başarısını gösteremedi. Aralıklı görev alınca kendine olan güveninde azalma oldu. Maç sayısı olarak iyi olsa da, zorluk derecesi az olan müsabakalar yönetti.
Bünyamin Gezer: İyi bir çıkış yaptı. Hakemlik becerisi iyi olmakla beraber arka arkaya yönettiği zorluk derecesi yüksek müsabakalarda yıprandı. Yaptığı hatalar büyük takımların lehine olduğu için görev almaya devam etti.
Yunus Yıldırım: Çok sayıda müsabakaya çıkmasına rağmen ilginçtir; hatalarından ders almıyor. Hâlâ az kart göstermenin iyi hakemlik olduğunu sanıyor.
İsmet Arzuman: En tecrübeli hakemlerinden biri ama, oyun kurallarına göre değil maçın gidişatına göre müsabakalar yönetti.
Barış Şimşek: Soğukkanlı olması avantajı, tecrübe kazandıkça daha iyi olabilir.
Cem Deda: Gençliğine rağmen tecrübeli hakemler sınıfına geçti. Ancak, istikrarlı değil.

Milliyet/Metin Tokat
Yayın Tarihi : 31 Aralık 2007 Pazartesi 17:12:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?