22
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

KÖŞELERDE NELER VAR?

Farkı nerede?/Cemal Ersen/Milliyet

Öyleyse Ziya Doğan niye gönderildi? homurtularının yükseldiği bir dönemde Trabzonspor'un bundan sonraki rotası kadar, Ersun Yanal'ın da tartışılmaya başlanacağı bir dönemeçti Gençlerbirliği müsabakası.
Öyle ya, beş resmi maçta tek galibiyet, Yanal tercihini de sorgulanır hale getirebilirdi!
Ya başkent ekibi için?.. Yönetim krizi yaşamasa da, son dönemlerin en kötü performansını gösteren Gençlerbirliği de benzer sıkıntılar içindeydi.
Gelin görün ki kazanmaya ihtiyacı olanlardan, kazanmanın gereği yapan taraf başkent ekibiydi.
Rakibin etkili silahları Gökdeniz ve Yattara'yı kilitledikten sonra hızlı hücumlarda Trabzon savunmasının ağır adamları Tolga ve Tayfun'u aşma düşüncesinde başarılı olan Gençlerbirliği, orta alanı da çok koşan, pres yapan Kerem ve Mehmet Nas ile kontrol etmeyi başarınca, Trabzon'un oyuna ağırlığını koyma şansı kalmadı. Hüseyin'in son haftalardaki belirgin düşüşü, Ayman'ın isteksiz görüntüsü, Umut'un toptan kaçar hali, Yattara'nın ise 90 dakika içindeki iniş-çıkışlı performansı Trabzonspor'un adeta elini-ayağını bağladı. Yerini bulan üç pası bir arada yapamadı Karadeniz ekibi.
Yanal'ın geldiği günden beri kadro yetersizliğinden şikayetinde ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördük. Kulübede oyuna etki edecek isimlerin bulunmaması Trabzon için çok önemli bir dezavantaj. Ömer ile Adnan'ın katkıları bunun kanıtı.
Hızla irtifa kaybeden Trabzonspor için gelecek hiç de iç açıcı değil. Balansı bozuk, freni tutmayan ve her an uçuruma yuvarlanacak kontrolsüz bir araba gibi yoluna devam ediyor. Bu görüntüde kulübe kim sahip çıkar, devre arasında kim nasıl transferler yapar bilinmez ama Trabzon taraftarının bu sezon takımından fazla umudu olmasın.
Gençlerbirliği maçı hak ederek kazandı. Her haliyle Trabzonspor'dan üstündü. Ve bu galibiyet kırmızı-siyahlı ekibe deyim yerindeyse "ilaç gibi" geldi.

Alex'i seyretmemi sağlayanlara teşekkürler.../Fotomaç/Gürkan Kubilay

Aslında kim derdi ki; küçüklüğünde babasının okuyup, bilim adamı olmasını istediği, asla futbolcu olmasına sıcak bakmadığı Alex, eski futbolcu olan annesinin genleri ile coşacak ve daha 15 yaşında milli takım formasını giyecek? Yıldırım başkan çok istemişti onu. Hakan Bilal Kutlualp, uçuş millerinin yarısını nerede ise onu alabilmek için Brezilya'ya gide gele kazanmıştı. Bir çok kişinin "Sol ayağını alır gelirsiniz belki" diye hafiften kafa bulduğu bir ortamda, alıp geldiler sambacıyı... Uluslararası Futbol İstatistikleri Federasyonu, 1999'da onu dünyanın en iyi 3 futbolcusundan biri seçerken sadece muhteşem futboluna değil, adamlığına da bakmıştı elbette. Futbolun, kendisi için can sıkıcı olduğu anlarda oynamayı sevmiyor. Yani; ona bir markajcı verirseniz bir süre sonra sıkılıyor, maçtan kopuyor. Bunu sezen bazı teknik adamlar, markajı sürekli abartarak uyguluyarlar ona karşı. Denizlili Tomas'tan çektiğini kimseden çekmedi bu yüzden. Ama bence şanslı. Çünkü analizlerini yaptığımız maçlarının yüzde 70'in de markajsız oynadı. Rakiplerin de sanırım onun güzel oyununu herkes seyretsin diye bir saygıları var... Bu ülkenin topla buluşma sayısına oranladığınızda en az top kaybeden orta saha adamlarından. Hiç fanteziye girmeden, garanti pas atıyor. Ankaraspor maçında zevkle izledim onu. Olması gereken yerde olmayı bildiği için fazla koşması da gerekmiyor. Amele topçunun bacaklarına yaptırdığı eziyet yerine, zeki adamın beyniyle oynamasının tipik bir örneği. Ya üstüne yapıştırılmaya çalışılan "Küçük maçların büyük oyuncusu" etiketi. ''Ondan Avrupa maçlarında yararlanılamaz'' damgası. İnter maçında golü olmamasına rağmen gelin "SALLAMA SEKTÖRÜ ÜYELERİNİN" laflarını bırakıp, gerçeklere bakalım.

Bilimin kaleleri/ GÜRCAN BİLGİÇ/Sabah

Bir taraftan Fenerbahçe'nin Bilim Kongresi, öte taraftan Ülker ve Kadir Has Üniversitesi'nin Spor İletişimciliği üzerine hazırladığı sertifika programı, 2007'nin son ayına girerken gündeme oturdu.
Ender Alkaya, Fenerbahçe'nin 100. yılına damgasını vuran en önemli isimdi aslında. Bütün organizasyonları planlayarak, böylesine bir kongre ile yıla noktayı koyması mükemmel oldu. Fenerbahçe'nin başladığı ve bitirdiği yeri herkese gösterdi. Kongrede söylenenlerin kulüpte de yapılması gerektiğini umarım anlarlar.
Spor İletişimi programını, işletme okuyan öğrencilerin almasını tavsiye ederim. Sadece gazeteci olmak isteyenler değil, sporu iş olarak yapmak isteyenler, bu dersleri kaçırmamalı. Dernekler Yasası'nın kapsamından çıkartılacak olan profesyonel spor kulüpleri, bu becerilere sahip personel barındırmak zorunda kalacaktır. Ülker Grubu'nu da sadece sponsor olmakla kalmayıp, eğitime de soyunduğu için tebrik etmek gerekir.

...
Yayın Tarihi : 1 Kasım 2007 Perşembe 10:41:13
Güncelleme :1 Aralık 2007 Cumartesi 10:40:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
şahin sinan IP: 81.215.63.xxx Tarih : 26.11.2007 21:28:13

galatasaray tamamen şansı vardı. çünkü oyunun hakimi trabzondu. sadece 1 atak buldular oda gol oldu