31
Mayıs
2024
Cuma
SPOR

KÖŞELERDE NELER VAR?

Kartımı çöpe attım/Hıncal Uluç

Bunların Beşiktaş'la alakası yok. Geldikleri gibi giderler. Onun için Beşiktaşlılar üzülmesin. Zerre kadar aldırış etmedim. Güldüm geçtim

50 yıllık bir gazeteciye saldırılırken, TSYD'den bir tek protesto yok. O zaman bu dernek niye var? Esat Yılmaer açsın bir tüzüğü okusun

Ben ülkemi düşünerek G.Saray'ın maçını ertelerdim. Ama bu federasyon, G.Saray karşıtı güçlerce kurulduğu için düşünmedi bile

Beşiktaş'ın Mehmet Topuz için Kayseri'ye 11 milyon euro önermesiyle ilgili görüşleriniz üzerine siyah-beyazlı kulüpten garip bir açıklama geldi.
Beşiktaş'ın 'Pembe kazaklı" yorumuyla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?
Pembe gömleğim var, pembe yeleğim var ve pembe fularım var. Bundan sonra da böyle çıkmaya devam edeceğim.

Bu benzetmeye başta Beşiktaşlılar olmak üzere birçok kişi tepki gösterdi.
Bu açıklamaya benim yanıt vermem çok büyük onursuzluk olur. O seviyeye inmiş olurum. Yüzlerce mail geldi bana. Hepsi de Beşiktaşlılardan... Özür diliyorlar. Hiç kimse özür dilemesin, ben Beşiktaş kulübünü çok iyi bilirim. Yıldırım Demirören'i de çok iyi bilirim. Beşiktaş kulübünün başına babamın parasıyla gelmedim. Ben Beşiktaş'ı gazeteci olarak yakından izledim. Bunların Beşiktaş'la alakası yok. Hasbelkader buraya gelmişler, yarın geldikleri gibi de giderler. Onun için Beşiktaşlı taraftarlar, Beşiktaş camiası sakın üzülmesin, zerre kadar aldırış etmedim. Güldüm geçtim.

Destek verenler arasında en anlamlısı Kazım (Kanat) ağabeyinkiydi galiba. Tesadüf değilse Santra programına pembe kazakla çıktı. Bir anlamda size arka çıkarken, Beşiktaş yönetimini de protesto etmiş oldu.
Arkadaşlar çok iyi bir dayanışma örneği gösterdi. Kazım Kanat, Uğur Vardar, Mehmet Demirkol, Öcal Uluç... Benden evvel onlar gereken cevabı verdiler. Benim burada kızgınlığım Türkiye Spor Yazarları Derneği'ne... Ben bu derneğe 50 yıldır üyeyim. 50 yıldır. Spor yazarları derneğinin kaç tane 50 yıllık üyesi var?

KUTLAMA GEÇMEDİ
Sakın ha Esat Yılmaer '50 değil' demesin. Biz Ankara Spor Yazarları Derneği Üyesi'ydik. O dernekle, İstanbul Spor Yazarları Derneği birleşti, bu birleşme sırasında biz bütün haklarımızla buraya geldik. Yani ben 50 yıllık gazeteciyim. Bu 50. yılımda beni kutlamayan kurumların başında geliyordu, Türkiye Spor Yazarları Derneği... Beşiktaş Belediyesi kutlama düzenlerken, alakasız insanlar kutlama geceleri hazırlarken, Türkiye Spor Yazarları Derneği iki satır yazı gönderme gereği duymadı. Şimdi bu 50 yıllık gazeteciye bu kadar çirkin bir dille saldırılırken, Türkiye Spor Yazarları Derneği'nden bir tek protesto eylemi yok. O zaman bu dernek niye var? Esat Yılmaer kardeşim açsın da bir tüzüğü okusun bakalım. Bu dernek niye var? Bu dernek 'spor kulübüyüz' diye adının arkasına kulp takıp devletten para aldıktan sonra 6 yaşındaki çocukları saat 7.30'da havuza sokmak için yok. Haftalardır yazıyorum çıt çıkarmıyor Esat Yılmaer'den!.. Adını vererek yazdım. "Utanmıyor musun Esat, sen bir de gazetecisin, Hürriyet'in spor şefisin. Bunu başka bir kulüp yapsa sen ne yazardın" diye... Hâlâ çıt yok. Beşiktaş'ın bana saldırmasına da çıt yok. O derneğin bende duran kartını çöpe attım. Kartı yenilemek için bana gönderdikleri yazıyı da yırttım, onu da çöpe attım. Benim bu derneğin kartına da üyeliğine de artık ihtiyacım yok. Bitmiş olan Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin... Hadi beni mahkemeye versin. Kendisine de söylüyorum "Utanmıyor musun?" diye... "Hürriyet Müdürü olarak utanmıyor musun?" diyorum, "Spor yazarları derneği başkanı olarak utanmıyor musun?" diyorum. Beni mahkemeye versin. Mahkemede hesaplaşalım onunla. İki gazeteciyi mahkemede görsün Türkiye... Erkekliğin 10'da 9 kaçmak, 10'da 1'i hiç görünmemek... Sessiz sedasız oturuyor orada. Otur... Ama ben unutmam ve unutturmam. Esat o makamda oturduğu sürece bu olayları her fırsatta yüzüne vuracağım.

KURBANLIK KOYUN
Galatasaray, perşembe günü Leverkusen maçı olduğunu ifade ederek Konya maçının ertelenmesini istedi ancak federasyon bunu kabul etmedi ve kararı hakeme bıraktı.
Galatasaray'ın, Leverkusen maçı bu federasyonun umrunda değil. Tablo bu... 'Umrunda değil' diye de ben o federasyonu suçlayamam. Çünkü federasyonların, 'kulüplerin Avrupa maçlarını umursama' diye bir görevleri yok. 'Hıncal ağabey sen federasyon başkanı olsaydın, ne yapardın?' dersen, ben o maçı ileri bir tarihe ertelerdim. Çünkü 'İki saat kala kararı hakem verir' demek. 'Maçın pazartesiye ertelenmesi' demektir. Kurallar öyle. 'Maçın pazartesiye ertelenmesi' demek, 'Galatasaray'ın pazartesi gününü Konya'da geçirmesi' demek. Perşembe günü (yarın) de İstanbul'da 0- 0 berabere kaldığı Leverkusen ile çok kritik bir maçı var. Ben futbolun Türkiye'nin tanıtımına nasıl hizmet ettiğini yaşamış, görmüş ve binlerce defa da yazmış bir adamım. Bütün dünya "Galatasaray" deyince Türkiye diyordu. UEFA şampiyonu olduğu için ve Real Madrid'den Süper Kupa'yı aldığı için... Avrupa'da kazanılacak başarıların Türkiye'ye büyük hizmeti var. Fenerbahçe de olabilir bu, Beşiktaş da olabilir. Konya'dan dönüp antrenman bile yapmadan Almanya'ya uçacak Galatasaray... Bu Almanların önüne konulacak 'kurbanlık koyun' demektir. Tekrar söylüyorum, ben federasyon başkanı olsam, Galatasaray'ı değil, ülkemi düşünerek, bu maçı ertelerdim. 'Konya-Galatasaray maçı ertelendi' diye Türkiye de hiçbir şey kaybetmezdi. Ama bu federasyon zaten Galatasaray'a karşı olan güçler tarafından kuruldu. Böyle bir eylemi düşünme içine dahi girmedi.

İçeriden çökerten kendisi

Kalli ile Lincoln arasında fırtınalar kopuyor. Brezilyalı oyuncu, Leverkusen ile İstanbul'da oynanan maçta ilk 11'de forma bekliyordu ancak Alman hoca onu tercih etmedi. Oyunun sonlarında da maça girmek istemedi. Kalli ile Lincoln arasındaki sıkıntı nasıl giderilecek?
Ben bu sorunun cevabını haftalardır veriyorum. Galatasaray bitti. Galatasaray'da kimsenin antrenöre, teknik direktöre, yönetime inancı yok. Teknik ve idari yönetimin futbolculara güveni yok. Bu yüzden futbolcular arasında kamplar kuruluyor. Herkes başka güç odaklarına sığınmak zorunda kalıyor. Bitmiş... Daha da neler olacak? 'Galatasaray hâlâ lider, Avrupa'da hâlâ yürüyor' diye bunlar şimdilik böyle...
Ligin tepesine Fenerbahçe geçtiği zaman, Galatasaray, Avrupa'dan elendiği zaman neler olacağını göreceğiz. Kulüp olma, takım olma, aile olma özelliğini kaybetmiş Galatasaray... Herkes birbirinden şüphe ediyor. Herkes birbirinden nefret ediyor. Galatasaray takımının hepsi Ahmet Akcan ve Kalli'den nefret ediyor. Bunu da her fırsatta gösteriyorlar, öbürleri de her fırsatta bunları yiyor. 'Bugün yine yağmur yağıyor' deyip gülüyorlar. Ben Galatasaray'ın teknik direktörü olacağım, Hakan'ın yaptığını hazmedeceğim, Lincoln'ün yaptığını hazmedeceğim... Hayır... Ama adam bunların sebebinin kendisi olduğunu bildiği için hazmediyor. Galatasaray'ı içeriden çökerten, güveni yıkan Ahmet Akcan ile Kalli...

10 LİNCOLN EDER
Lincoln, Galatasaray'ın son yıllarda aldığı en pahalı oyuncu. Böyle bir oyuncunun değerlendirilmemesi de yanlış değil mi?
Pahalı olması illa oynamasını gerektirmez. Ben Lincoln'ü oynatmam. Çünkü Lincoln'ün Galatasaray'a faydası yok. Faydalı olduğunu da görmedim şimdiye kadar... Ne duran toplarda etkinliğini gördüm, ne oyun kurucu olarak bir etkinliğini gördüm. Hiçbir şeyini görmedim... Onun yerine oynayanlar aslanlar gibi de oynuyorlar. Serkan Çalık, Barış, Arda... Hasan Haş da iyileşince ona hiç ihtiyaç olmayacak. Lincoln oynamak zorunda... Galatasaray'ın gönderdiği Felipe, 10 Lincoln klasında bir adam. 10 Lincoln ederdi ama oynamıyordu adam. Bu da öyle. Schalke dünyanın en büyük takımı mı bunu beğenmemiş, oynatmamış... Adam oynamıyor. Hatalı transfer şu anda. Aklını başına devşirir, oynarsa bilmem.

Kötü adam oldum
Yıldırım, Türk futbolundan uzaklaştırılması gereken bir zihniyetin temsilcisi ama Türkiye'yi bunlar yönetiyor Türk medyası özgürleştiği gün bunlarla ilgili gerçekler yazılacak. Bunları söylüyorum, ben kötü adam oluyorum


Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'nin başında 10. yılını doldurdu. Gazetelerde çıkan yazı dizilerinde genelde kendisinden övgüyle bahsediliyor. Siz geriye baktığınızda nasıl bir Yıldırım portresi görüyorsunuz?
Bu medya zaten Aziz Yıldırım'ın medyası. Beni kimse konuşturmasın. Büyük Kulüp'te yapılanları bana anlatanlar gazetelerin spor müdürleri, Fenerbahçe'nin en önde yazarları. 'Aziz Yıldırım, bize bunları bunları söyledi' diyenler onlar. Ben Yıldırım ile başkan seçildiği yıl bir yemek yedim onun dışında ben Yıldırım'ı tanımam ama medyayı kontrol altına almak için neler yaptığını bana söyleyenler bizzat gazete spor müdürleri ve Fenerbahçe yazarları. 'Yılın spor adamı' falan seçilmesi beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Aziz Yıldırım bence Türk futbolundan hızla uzaklaştırılması gereken bir zihniyetin temsilcisi ama Türkiye bunlar tarafından yönetiliyor. 'Türkiye'de AKP' diye bir parti var mı? Recep Tayyip Erdoğan. 'Türkiye'de CHP' diye bir parti var mı? Deniz Baykal. 'Türkiye'de MHP' diye bir parti var mı? Devlet Bahçeli. Bunlar ne derse, kurulları 'tanrının emri' gibi yerine getiriyor. Kulüpler de böyle... Fenerbahçe'de de Aziz Yıldırım ve 'hık' deyicileri var. Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım'a karşı bir fikir çıktı mı? En büyük muhalifiydi Ali Şen, nasıl muma döndü görüyorsunuz!.. Nasıl döndü, niye döndü, onu da biliyoruz. Başında rakı şişesini sergilediği 'Vefa Küçük kazansın' diye Ali Şen neler yaptı, bütün Türkiye biliyor.

Şükrü Saracoğlu Stadı'na Aziz Yıldırım'ın isminin verilmesini istemesi için ne söyleyeceksiniz?
Verecek... Ali Şen bu işleri çok iyi bilir!.. Turgut Özal, "Benim memurum işini bilir" dediği gibi... Bazı insanlar işlerini çok iyi biliyorlar. Türk medyası özgürleştiği gün bunlarla ilgili gerçekler yazılacak. Onları o zaman tartışırız. Bunları şimdi konuşuyorum; ben kötü adam oluyorum. Kimsenin sesi çıkmıyor. Bu kutsal ittifak medyasının içinde olmayanların da sesi çıkmıyor. Neme lazım benden bulmasınlar...

SEVİLLA'YI TUTAMAZ
Leverkusen-Galatasaray ve Fenerbahçe-Sevilla maçlarından nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Favorilerim Galatasaray ve Sevilla... Rize önünde seyrettiğim Fenerbahçe'nin Sevilla karşısında işi çok zor. Fenerbahçe'nin savunması çok kötü, Fenerbahçe'nin forveti de çok kötü. Devre arasında çok kötü transfer yaptı. Akla gelecek sonuncu adamdı Maldonado!.. Savunmaya sağlam bir adama ihtiyacı varken, iyi bir forvete ihtiyacı varken sen kalkıp Maldonado'yu alırsan yanlış yaparsın. Bu savunma Sevilla'yı tutamaz. Eğer Sevilla atamazsa ki inşallah atamaz o zaman Fenerbahçe'nin bir şansı olabilir. Maçın kaderi Sevilla'nın elinde. Almanya'daki maçın kaderini elinde tutan Galatasaray, diğer maçın kaderini elinde tutan takım Sevilla. Böyle demek daha doğru. Favori demektense... Galatasaray, Galatasaray gibi oynarsa, iyi oynarsa, Kalli cambazlıklarla, oyunlarla, Hakan'ı kahraman yapmama çabaları içinde olmazsa Galatasaray turu geçer.

Bu maçta Lincoln'ü oynatmalı mı?
Ben oynatmam. Lincoln şu anda Galatasaray'da oynayacak formda değil, fizikte de değil. İhtiyaç olursa skor gereği, maçın son 20 dakikasında oynayabilir. İstanbul'daki maç 0-0 bitti. Oradaki 1-1 Galatasaray'a yetecek.

...
Yayın Tarihi : 20 Şubat 2008 Çarşamba 13:59:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?