TERİM'İN 7 ÖLÜMCÜL GÜNAHI

‘Euro 2008’e lider olarak gideriz’ derken, çetelesi bol kusurlu kurt hocamız bizi sıradan takım yaptı

Fatih Terim, başlangıçta 4’te 4 yapan Milli Takım’ı kendi egosu yüzünden raydan çıkardı. Eğer Oslo’da Norveç’i yenemezsek EURO 2008 finallerini TV’den izleyeceğiz

ÖFKE

KENDİSİNE SANAL DÜŞMAN YARATTI

SÜREKLİ gerilim politikası ile işleri yürütebileceğini sandı. Ama bu düşünce ters tepti. Sanal düşmanlar yarattı. Üstüne başarısız sonuçlar gelince öfkesi daha da arttı. İsviçre maçı sonrası yaşananlardan hiç ders almadı. Öfkeyle kalktı, zararla oturdu. Medya ile kavgasında Emre’yi kullandı. Basına hareket çeken Emre’yi Milli Takım’a kaptan yaptı. Medya, Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim” sözleriyle karşılık verdi. Öyle ki halkın yarısı “Milli Takım yenilsin de Terim gitsin” demeye başladı


KİBİR

OYUNCULARINI BİR BİR KAYBETTİ

LİDER oyuncularla bir türlü yıldızı barışmadı. Yıldıray ve Hasan Şaş gibi futbolcuları görmezden geldi. Egosuyla takımın önüne geçti. Maçları kendisi oynayacakmış gibi bir hava yarattı. Her maçtan sonra basına “Sorumlu benim” dedi ama sürekli “Ama” ile başlayan ve eleştiriyle süren cümleler kurdu. Oyuncularıyla irtibatı kaybetti. Köprüleri attı. Futbolcular da onun taktiğini sahada istekle uygulamaz hale geldi. Son Yunanistan maçında futbolcular rakip kaleye doğru düzgün şut bile çekmediler.

HIRS

‘BEN BİLİRİM’ TAVRI TAKINIP HATA YAPTI


HERŞEYİ ‘ben bilirim’ havası ile takımlarında oynamayan futbolcuları formsuz olmalarına rağmen ilk 11’e koydu. Hatalarından dönmedi. Örneğin İ.Üzülmez’in kötü performansına rağmen onda ısrar etti. 46 gün futboldan uzak olmasına bakmadan Tümer’i kurtarıcı olarak oynattı. H.Şükür’ü bir oynatıp bir oynatmayarak takımı da şaşırttı. Takım Hakan’sız anlarda bile o varmış gibi sürekli top şişirdi. Tüm teknik direktörlere “Siz yapamazsınız, ben yaparım” demeye çalıştı ama kurşunu kendi ayağına sıktı

TEMBELLİK

YETERİNCE ‘DERS’ ÇALIŞMADI


GRUBUN ilk 4 maçında 4 galibiyet aldıktan sonra Terim resmen işi serdi. “EURO 2008’e gittik” havasına girdi. İşi gevşek tuttu. Son anda 2-2 berabere kaldığımız Norveç maçı bile onun için uyarı olmadı. Terim’in bu havası takıma yansıdı. B.Hersek, Malta ve Moldova maçlarında takım ruhunu sahaya yansıtamadık. Yunanistan maçında da iş işten geçmişti. Takımını konsantre olamamakla suçladı ama kendisi de maçlara genelde pek konsantre olamıyordu.

HASET

YANAL’A HEP TAKILI KALDI

SELEFİ Ersun Yanal’ın takımını önce bozdu. Onun “Total futbol” deyişiyle “Biz global futbol oynuyoruz” diyerek dalga geçti. Eski oyuncularına sarıldı. Ama son zamanlarda Yanal dönemine döndü. Kendisiyle kıyaslanan tüm teknik direktörlere kendi dünyasında savaş açtı. Zamanında selefi Lucescu’ya da yenildiği maç sonrası, “Adamcağız” demişti. Son Yunanistan maçından sonra bile “Ben ilk kez istifaya davet ediliyorum. Hergün bu tablo ile karşılaşanlardan değilim” diyerek kendisini diğerlerinden üstün gördüğünü bir kez daha örnekledi.

ŞEHVET

TUTKULARI AĞIR BASTI


ÖYLE ki istediklerine ulaşmak için herkesi kırıp geçti. Önce onun tutkuları geldi. Şifo Mehmet’i yarı yolda bıraktı. Ümit Özat’ı “Sağ ayaklı sol bek olmaz” bahanesiyle önce kullandı sonra bir daha yüzüne bakmadı. Takımında oynayan oyuncuları oynatıp herkese ders vermek isterken aynı durumdaki Fatih Tekke’nin yanından bile geçmedi. Bu durumu gören diğer oyuncular Milli Takım’daki geleceklerinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu farkedip sorumluluk almaktan kaçtılar. Veya tam tersini yaparak Alpay ve Emre gibi hocanın fedayiliğine soyundular

OBURLUK

FUTBOLCU ÖĞÜTTÜ

ADETA bir değirmen gibi futbolcu öğüttü. İstikrarı sağlayamadı. 30 maçta 68 futbolcu denedi. Yetmedi Brezilyalılar’ın Türk olmasının yolunu açtı. Aynı kadroyla sadece Macaristan ve Moldova maçlarına çıktı. Her maç 4-5 oyuncu değiştirdi. Öyle ki bir takımın en sağlam yeri olması gereken kalede 6 futbolcu denedi. Savunmada 14 farklı stoper oynattı ama sorunu çözemedi.

7 ÖLÜMCÜL GÜNAH NEDİR?

Yedi ölümcül günah, David Fincher’ın 1995 yılında yönettiği Se7en filminde de ele alınmıştı. Brad Pitt, Morgan Freeman ve Kevin Spacey’in oynadığı filmde, John Doe adlı karakterin kendine oburluk, hırs, tembellik, şehvet, kibir, haset ve öfke sahibi kurbanlar seçerek cinayet işlemesi konu edilmişti.