Felemenk 19 yıl sonra rövanşı aldı...

Felemenk 19 yıl sonra rövanşı aldı...

Derbi günü, hayli eskiye uzanıp Meksika 1986 Dünya Kupası’nın üçüncülük maçına yollanmıştık......

Uzatmalarda Fransa’nın 4 – 2 galip geldiği kadrosunun orta alanında mekik dokuyan Jean Tigana, Belçika savunmasının sağında ‘Aslan’ lakaplı Eric Gerets yer alıyordu.

Bildiğiniz gibi Belçika’nın kuzeyinde Flamanlar, ya de Osmanlı tabiriyle Felemenkler yaşarken, güneyini Valonlar mesken tutmuş vaziyettedir.

Bunlar bir kaç yılda bir Belçika'nın Flamanistan ve Valonistan olarak ikiye bölünmesini tartışır durur..

18 Mayıs 1954’de kuzeydeki Limburg Rekem’de dünyaya gözlerini açan Eric hocaya, coğrafik konumundan ötürü Dutch denilen Hollandaca anadili olarak atanmıştır.

Felemenk’ten bir yıl sonra 23 Haziran 1955’de Mali’de doğan Jean hocanın kısmetine de daha sonra Fransızlıkla birlikte Fransızca kısmet olmuştur.

Meksikadaki düelloda 31 yaşındaki Fransız, bir yaş büyüğü Belçikalı karşısında, abiliğe filan hürmet etmeden üçüncülük kupasını kucaklamıştı.

Pazar geceki derbide, bu kez çizginin dışında kulübeyi ısıtan 51 yaşındaki Flaman, yarım asırlık Fransız’ı devirerek 19 yıl sonra olsa da rövanşı almayı becerdi.

Kart ve cezaları ve sakatlıklar iki hocayı da takım kurmakta iyice zorlamıştı.

Aslan’da cezalı Tomas’ın yerine genç Yalçın’ı stopere süren Gerets’in bu zoraki tercihi savunma sistemini kökünden harap ederken, kornerden iki gol birden yemelerine yol açtı.

Orhan’ı Song’un yanına koyma düşüncesiyse, Ergün’ün sakatlığı yüzünden sol bek kadrosunun boşluğundan gerçekleşememişti.

Bunun sonucunda ‘Tomas bana komaz’ felsefesi somut biçimde tersine dönüverirken, Tomas’ın yokluğu Cimbom’a fena halde ‘kodu’ ydu...

Tigana’nın savaşçılarını sahaya yerleştirme planındaki arıza yüzünden Kartal, maç .boyunca tek kanatla uçmak zorunda kaldı.

Bunun sonucunda da doğal olarak uçamadı tabii...

Fransız, forvette İbrahim Akın – Ahmed Hassan düetiyle başlarken onların hemen ardına Tümer’i konuşlandırdı.

Bu da formasyonu hayata geçirdiğinizde Siyah Beyazlılar’ın atak hattının üç elemandan oluşması demekti.

Kleberson – Çağdaş – İbrahim Üzülmez’den oluşan orta alan triosundaki arıza Ali Sami Yen’deki konuk ekibin derbiyi yenik bitirmesindeki en önemli etmendi.

Zira sağ kanada monte edilen Kleberson, başlama düdüğüyle birlikte asıl görev alanı olan ortanın göbeğine geçtikten sonra bir daha kanada adımını bile atmadı.

Onun boşalttığı alanı kapatması gereken Ahmed Hassan’ın ise orta alana ve savunmasına yardım etme düşüncesi aklının ucundan bile geçmiyordu.

Bunun sonucunda Beşiktaş’ın sağbeki Ali Tandoğan, maçın büyük bölümünde Ayhan – Orhan ikilisinin bindirmeleri karşısında hem sayısal, hem fiziksel yönden etkisiz kaldı.

Aslında sağ kanatta sık sık kontratak bindirmeleri yapan Ali, çok sert şutlarıyla rakip savunmayı bunaltacak yeteneklere sahip ama Galatasaray karşısında yukarıda değindiğimiz vaziyet planı sonucunda değil karşı hücuma çıkmak, savunmasını bile yaparken son derece yalnız ve çaresiz kaldı.

Bu kanat kırıklığının benzeri aynı oranda olmasa da solda da ozaman zaman rtaya çıktı.

Sabri – Cihan ortaklığı, İbrahim Üzülmez – Adem şirketi karşısında üstünlük sağlalayan markaydı.

Ön liberoda Üzülmez ve Kleberson’dan gerekli yardımı alamayan Çağdaş, bu konuda kendisinden kat kat deneyimli ve becerikli olan Saidou karşısında fazla direnç gösteremedi.

Maçın adamı İliç’in hemen ardından gecenin en etkili kramponu sayılan Saidou, orta alan dinamosu olarak son düdüğe kadar tıkırı tıkır hiç aksamadan çalışıp Kartal ataklarını daha başlamadan kesmeyi başardı.

Top çalmadaki müthiş hünerine ayaklarına hakimiyetini de ekleyen İliç, arkadaşlarına aktardığı ince pasların duvardan dönmesi üzerine sazı eline alıp iki dakikada iki sayı yaptı.

Böylece her türlü gidişatın defalarca yaşandığı derbide ilk öne geçen konuk oldu.

Ardından ev sahibi dengeyi kurdu derken Kartal ikinci kez tabelada üstünlük sağladı.

İkinci yarının başlarında Aslan ikinci defa terazinin kefelerini eşitledikten iki dakika sonra öne geçerek skoru korumayı becerdi.

Bu sonuçla santraya dikilecek pankarta şunun yazılması uygun görüldü:

Alex ‘on’ numara, İliç ‘son’ numara...

Maç günü Radikal’de yayınlanan, Bağış Erten’in tanımıyla yüz kişilik ‘All – star skor tahmin listesi’nde 3 – 2’lik sonucu yedi kişi bildi.

Ne var ki bunlardan üç Galatasaray’ın galibiyetine oy verirken, dördü tabelanın 2 – 3 olacağına oynamıştı.

Galatasaray’a şans tanıyanlardan Alp Özgen, CNN Türk’te ‘Futbol Ekstra’nın sunucusu.

Derviş Şentekin, daha önce çalıştığı Radikal spor servisinin hemen yanı başındaki Kültür – Sanat’a transfer olan aklı hâlâ spora takılı kültürel adam...

Gazetenin doğum günü gecelerinde bizim servisin masasını tercih etmesi Kültür - Sanatçılar arasında tuhfa karşılanıyor.

Üçüncü skorer ise zaten malum Spor Servisi Yönetmeni Uğur Vardan...

Beşiktaş’a 3 – 2 yazanlardan Vedat Özdemiroğlu dışındaki üç tahminci de Radikal yazarlarından.

Uzun yıllardır Leman’da döktüren V. Ö. S. S.’nin şimdilerde reklamcılık işine girdiği söyleniyor...

İbrahim Altınsay, eskiden yöneticiliğini yaptığı Kara Kartalı’na moral vermeye çalışmış.

Asena Özkan da Radikal’in ‘Beşiktaş’tan sorumlu kalemleri’nden zaten...

Eski Kartallar’dan Eray Özer ise tarafsız taraftarlığını ilan etmiş durumda...

Beni sorarsanız, daha mütevazi bir skorla yetinirken Galatasaray 2 – 1 yener tahmininde bulunmuştum..

Bu arada Radikal’in lejyoner kalemi Ben Holland’a, bu anket dolayısıyla yeni yabancı meslekdaşların eklendiği de dikkat çekti.

Hollandasever Britanyalılar’dan Benjamin, haftalık yazılarında Türk malı olmayan bakış açısının gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini gayet iyi kaleme döküyor.

Yenilerden Tobias Schaechter geçen mevsimi Türkiye Ligi’ni izledikten sonra memleketine ve Bundesliga’ya geri dönmüş.

Pazar gecesi Mecidiyeköy’de Vardan’a, üçücü lejyoner ‘Guillaume Perrier’in ünlü Perrier maden sularının sahiplerinden olup olmadığını sordum, değilmiş....

Le Monde’da sürekli Türkiye’yle ilgili araştırmaları, makaleleri yayınlanan bir yazarmış mösyö Perrier...



Cengiz Alpman