27
Mayıs
2024
Pazertesi
SPOR

"Futbolda da Ergenekon var!"

Eski milli futbolcu ve Avrupa gol kralı Tanju Çolak, kendisinin futboldan uzaklaştırıldığını ileri sürerek, "Nasıl her yerde Ergenekon varsa, futbolda da derin devlet ve güçler var" dedi.

Çolak, Çukurova Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu tarafından düzenlenen söyleşiye katılmak üzere geldiği Adana'da şok açıklamalarda bulundu. Çolak, 1981 yılında Samsunspor'da profesyonel futbol hayatına başladığını, 6 yıl Samsunspor'da futbol oynadıktan sonra, 4 yıl Galatasaray'da, ardından 3 yıl Fenerbahçe'de ve son olarak İstanbulspor'da 3 ay oynadıktan sonra futbol hayatına son noktayı koyduğunu belirtti.

Çolak, futbol hayatı süresince 240 gol atarak Avrupa gol kralı olduğunu, sırasıyla altın, bronz ve gümüş ayakkabı ödülü aldığını, Türkiye liginde 5 kez gol kralı olduğunu hatırlattı.

Futbolu bıraktıktan sonra hayatını ticaret ile devam etmeye çalıştığını, kendisini futboldan uzak tutmaya çalışanların olduğunu ileri sürerek, "Nasıl her yerde Ergenekon varsa, futbolda da olduğunu söylemek istiyorum. Derin devlet ve güçler var. Ama her şeye rağmen futbol; hayatımın en önemli bir parçası. Futbol keyifle izlediğim, hayatımı kazandığım, oynamak için hala can attığım bir oyun. Bugün dünyaya yeniden gelsem yine futbolcu olmayı isterim" diye konuştu.

Çolak, futbola çok küçük yaşta başladığını ancak futbolculuk hayatı bittikten sonra futboldan uzak bırakıldığını ifade ederek, "10 yaşından buyana futbola gönül verdim. Benim hayatım, yat futbol, kalk futbol, git futbol gel futboldu. 1980 yılında Samsun 19 Mayıs Lisesi'ni liseler arası futbol yarışmasında birinci yaptık. Yani bu kadar futbola bağımlıydım. Bu nedenle futbolculuk hayatım bittikten sonra da teknik adam olmak istiyordum. Bunu çok arzu ediyordum. Ama benimsemediler mi , kabul mü etmediler, veya benim bir duruşum var kendime göre bunu mu beğenmediler? Bilmiyorum. Ama beni futboldan uzak tuttular" şeklinde konuştu.

Attığı 240 gölü ne Şansal Büyüka için ne de İlker Yasın için attığını, golleri Türk futbolu için attığını söyleyen Çolak, şöyle devam etti:

"Ben bu golleri 10 yaşından buyana soğuk, kar, çamur, toprak demeden çalışarak attım. Bizim zamanımızda böyle 450 gramlık futbol topları yoktu. Islandığı zaman 2.5 kilogram olan toplar vardı. Bunlarla gece gündüz çalışarak bu saçları döktük. Bu kadar çalışmamıza rağmen ama ne yazık ki bazı güçler senin bir yerlere gelmeni engelliyor, kabullenmiyorlar. Neden? Çünkü sen onların dediğini yapmıyorsun. Sen onlar gibi hareket etmeyip onların yoluna girmiyorsun."

Tanju Çolak, teknik adamlık yapabilmek için bütün kapıları çaldığını ancak kapıların bir bir yüzene kapandığını anlatarak, "Tecrübelerimi Türk futboluna aktarmak istiyorum. Zaten Türk futbolunun en büyük sıkıntısı gol atmak değil mi? Çünkü hiç kimse çalıştırılmıyor, hiçbir şey gösterilmiyor. Bende yeteneklerimi gol vuruşlarını öğretmek için harekete geçiyorum. Milli takımda teknik adam olmak istiyorum ama hiçbir cevap yok. Genç milli takım diyorum yok. A2 diyorum yok. U17 diyorum yok. U16 diyorum yok. Bana kimse 'evet' demiyor. Çünkü herkesi yerleştirmişler. Hiçbiri de sizin tanıdığınız değil.

O dönem Milli takımda olabilmek için Trabzonlu olsun, Haluk Ulusoy'un memleketlisi olsun yetiyor. O derece ilişkiler önemli. Senin attığın goller, oynadığın takımların hiçbir önemi yok. Benim eyvallahım olmadığı ve hiç kimsenin arkasını sıvazlamadığım için ilişkilerim hiç iyi değildir. Bunları yapmadığın zaman seni sevmiyorlar, sevmedikleri zamanda görev vermiyorlar. Kısacası milli takımda görev alabilmek için yalaka olmak gerekiyor. Ancak benim yapımda bu yok" dedi.

Çolak çok uğraştığı ancak bir türlü olmadığı teknik adamlık için 2007 yılında 10 Kasım doğum gününde dönemin Türk Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'dan gelen telefon ile heyecanlandığını belirterek şunları söyledi:

"Ulusoy beni arayarak 'seni Fatih Terim bekliyor' dedi. Yalan söylemeyeyim sevindim. O günlerde bende milli takımda yer almak istiyorum. Bunun için sağı solu arıyorum. Çünkü bilgimi Türk futbolu ile paylaşmak istiyorum. Sonunda Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in yanına gittim. Ancak o gün milli takımın kadrosunu açıkladığı basın toplantısı olduğu için beklemek zorunda kaldım. Beylerbeyi'ndeki federasyon binasında bekledim. Beklerken Fatih Terim'den sonra gelen adama Gündüz Tekin'in yanına gittim.

Gündüz hoca 10-15 dakika sonra A4 kağıdına bir şey yazdı. Üst tarafını göstermeyerek alt tarafında 7 bin TL yazıyordu. Senin maaşın 7 bin TL dedi. Benim beklentim A2 milli takım teknik direktörlüğü, A2 milli takım teknik direktörü ise Ünal Karaman onun maaşı ise 25 bin TL. Bana 7 bin TL maaş verilecek. Ben oraya para için gelmediğimden seslenmedim. Daha sonra Fatih Terim'in basın toplantısı bitti beni yanına çağırdı. Yanına gittim. Bana 'Ünal Karaman'ın yardımcısı olacaksın' dedi. Ben burada sadece 'senin yardımcın olurum, başkasının yardımcısı olmam' dedim. 'Ben Türk futboluna mal olmuş bir insanım' deyince, bana 'gel sen delikanlı biriymişsin' diyerek alnımdan öptü. Bana A2 milli takım teknik direktörlüğünü verdi. Bende çok sevinerek görevi kabul ettim."

A2 milli takım teknik direktörü olduktan sonra sadece 3 ay dayanabildiğini anlatan Çolak, kendisinin Türk futboluna hizmet etmek için milli teknik adam olmak istediğini ancak, federasyonda memur zihniyeti ve adamcılık olduğunu bu nedenle en fazla 3 ay dayanarak istifa ettiğini sözlerine ekledi.
 

İHA
Yayın Tarihi : 30 Nisan 2009 Perşembe 14:17:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?