16
Mayıs
2024
Perşembe
SPOR

'Aç kaldığım için hırsızlık yaptım'

Galatasaray Teknik Direktörü Karl Heinz Feldkamp, Necati’den daha fazla para kazanabilecekleri için bu futbolcuyla yollarını ayırma kararını aldığını söyledi.

Feldkamp, 2. Dünya Savaşı sırasında çektiği acıları şöyle anlattı: 

 
"Savaşın içindeydik. Ayakkabılarım yoktu. Annem, babam ve yakınlarımdan kimseyi kaybetmediğim için bana film gibi geldi savaş, ama açlık çektiğimi unutamam. Savaşta açlık, yoksulluk nedir iyi bilirim, çünkü bu dertten çok çektim. Bir gün çok aç kalmıştım. Hırsızlık yaptım. Mecbur kalmıştım. Karnımı doyurmak zorundaydım. O yıllarda hepimiz bunu yaptık. Beni son yıllarda en çok etkileyen ve üzen savaş Balkanlar’dakiydi. Politikacılara çok kızıyorum. Bu kadar birbiriyle iç içe olan insanlar nasıl oldu da birbirlerini boğazladı orada. Birçok insan katledildi. Yazık."


Feldkamp, Futbol Extra dergisinde yer alan röportajında, Necati’nin geçen sezon neredeyse hiç gol atmadığını ve takım kadrosunda bulunan forvet oyuncusundan bir ya da iki tanesiyle yollarını ayırma gereği gördüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:


"Necati tercihini yapmak benim için kolay değildi. Kolay yolu seçmedim ben. Necati için çok para alabiliriz. 10 kulüp ister onu. Hakan’dan da o kadar çok para kazanabilir miyiz? Zannetmem. O zaman ben Necati’nin getireceği parayı düşünürüm. Yönetim olarak alacağımız para yine takım için kullanılacak. O zaman ritm değişecek. Eğer yönetim ’Necati’den alacağımız parayı tamamen altyapıya yatıracağız’ derse, o zaman benim yangınım başlar."

"ANTRENÖRLÜĞÜN ZOR TARAFI İLK 11’İ OLUŞTURMAK"

Profesyonel olarak 17 yıl futbol oynadığını ve Almanya’daki ilk 7-8 iyi oyuncu arasında olduğunu ifade eden Alman çalıştırıcı, "Milli takımdan da bana davet geldiğini biliyorum, ama hiç gitmedim. Çünkü o zamanlar kulüp başkanlarının yaptırımı çoktu. Gelen davetleri çöpe atıyorlardı.


Bir fabrikada çalışırken küçük bir semt takımının başkanı haftada iki gün takımını çalıştırmamı istedi. İtalya’da villası vardı. Bana iyi bir paranın yanı sıra İtalya’daki villasında 5 hafta tatil teklif etti.


Böylece antrenörlüğe başladım. Antrenörlüğün en zor tarafı, 25 adamın var, bunları bir hafta çok güzel çalıştırıyorsun. Maç günü geliyor.


Yarısına diyorsun ki, siz şu tarafa ayrılın. İlk 11’e girenler gururla gidiyor. Ve bu işi bir yıl boyunca yapıyorsun. Tamamen sinir savaşı" diye konuştu.

"AÇ KALDIĞIM İÇİN HIRSIZLIK YAPTIM"

Futbolla savaş sırasında tanıştığını ve bu dönemde çok yoksulluk çektiğini belirten Karl Heinz Feldkamp, bir gün çok aç kaldığı için hırsızlık yaptığını ifade etti.


Feldkamp, şunları kaydetti:
"Savaşın içindeydik. Ayakkabılarım yoktu. Annem, babam ve yakınlarımdan kimseyi kaybetmediğim için bana film gibi geldi savaş, ama açlık çektiğimi unutamam. Savaşta açlık, yoksulluk nedir iyi bilirim, çünkü bu dertten çok çektim. Bir gün çok aç kalmıştım. Hırsızlık yaptım. Mecbur kalmıştım. Karnımı doyurmak zorundaydım. O yıllarda hepimiz bunu yaptık. Beni son yıllarda en çok etkileyen ve üzen savaş Balkanlar’dakiydi. Politikacılara çok kızıyorum. Bu kadar birbiriyle iç içe olan insanlar nasıl oldu da birbirlerini boğazladı orada. Birçok insan katledildi. Yazık."

"ÜNLÜ FUTBOLCUYU TRİBÜNE GÖNDERDİM"

Başarılı futbolcuların temelinin sokakta atıldığını vurgulayan Feldkamp, "Brezilya’nın bu kadar başarılı olmasında da sokak futbolunun etkisi büyük. Mesela Michael Ballack sokaklarda yetişti. Karnını doyurduktan sonra sokaklarda futbol oynadı. Bir de disiplinin önemli olduğunu düşünüyorum. Kaiserslautern’le anlaştığım dönemde Damir Hotiç çok ünlü bir oyuncuydu. Daha kulübün kapısından içeri girer girmez yanıma geldi.


’Hoca benim adım Hotiç. Asla yedek kulübesinde oturmam’ dedi. ’Tamam’ dedim ve kendisini tribüne gönderdim" diye konuştu.

"BASININ ÖZEL HAYATIMA GİRMESİ BENİ AGRESİFLEŞTİRİR"

Türkiye’de medyanın profesyonelleştiğini ifade eden Feldkamp, "Eskisi gibi basın toplantısı bittikten sonra birileri hemen peşinden gelip bir cümle daha almak için koşuşturmuyor. Basınla hocanın arasında işin rengi elde edeceğiniz başarılarla belirlenir. Başarılı olursanız, aranız hep iyi olur. Görünen o ki eskiden olduğu gibi yine yazılanları okumayacağım. O zaman takım üzerine yapılan eleştiriler beni rahatsız etmiyordu. Beni rahatsız eden bir şekilde yazı ve fotoğraflarla özel hayatımı bozacak faaliyetlerde bulunulmasıydı. Özel hayatıma girilirse bu beni agresifleştirir" ifadelerini kullandı.


Alman teknik adam, Türkler hakkındaki düşüncelerinin ne olumlu ne de olumsuz olduğunu bildirerek, "Türklerin ne eleştirebildiğim ne de olumlu bulduğum bir yönleri var. Kendilerine aşırı güvenleri. ’Ben Türküm, bunu yapmam lazım’ diyor. Ama eleştirmem gerekiyor biraz.
Örneğin 2002 Dünya Kupası’nda aldıkları üçüncülüğün ardından ayaklar yere basmalıydı" dedi.

Futbol Extra
Yayın Tarihi : 2 Ağustos 2007 Perşembe 13:41:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mesut yalcin IP: 217.128.192.xxx Tarih : 2.08.2007 22:17:49
bu adam dikkat cekmek icin hersey yapiyor