Maratonun ilk üç kilometresinde, açılış karnelerini kötü getiren rakiplerle eşleşen Galatasaray, Kamil Ocak’taki ilk zorlu sınavında, Gaziantep önünde son avazda tek puanı kurtarırken öldü öldü dirildi… İlk yarı uzatmasında Lazarov'un golüyle eşitliğe düşen Cimbom, geride giderken, 90+3'de Hasan Kabze'yle titanyum puanı kaptı...
Teknik patronların maça duruş mesafeleri göz önüne getirildiğinde, Boşnak hocanın, Belçikalı meslekdaşına oranla eşitliği daha fazla arzu eden taraf olabileceği söylenebilirdi.
Hacıbegiç’in denge felsefesini, yaptığı oyuncu değişikliklerinden de bir çırpıda anlamak çocuk oyuncağıydı.
Geçen mevsimden devreden beş taksitlik borcunu kapadıktan sonra ilk kez forma giyen El Tayib’i, özellikle ikinci bölümdeki super performansına rağmen kenara alıp yerine orta alanı altılıyorsan, bitime on dakika kala önde olmana karşın, zihninde terazinin kefelerinin öpüştüğünü canlandırıyorsun demektir.
Yugoslayva takımının 57 kez formasını giymiş, kaptanlığını yapmış çok deneyimli bir futbol adamı için böylesine ürkek davranmayı idrak etmek zor iş…
Oysa Eric hoca 68’de motoru hırıldamaya başlamış Ergün’ün yerine Hasan Kabze’yi alarak santrforlarını üçledikten sonra, El Tayip sendromundan kurtulmanın da verdiği rahatlıkla 82’de İliç’i Cihan’la değiştirerek hücüm timini yarım düzineye çıkartma rizikosunu üstlendi.
Dördüncü ayağın açılış kapışmasında konuklar için ‘uzatmada verdi, uzatmada aldı’ da denilebilir.
Kara Adamlar’ın saha dışında duranının gösterdiği digital levhadaki rakamların, giderek, kaderin son süratle ağlarını ördüğü anlar olmaktaki belirginliğini artıyor.
Bu uygulama ilk başladığında dördüncü hakem uzatma dakikaların gösterdiğinde maç çoktan bitmişmiş havasına girilirdi.
Sanki gerçek son düdükten önce atılacak sayının tabelaya sahidens yazılacağına inanmayan duygular cirit atardı tribünlerin önde giden yandaşlarında.
Oranını tam olarak hesaplayamadım ama skorların uzatmalarda değiştiği düelloların sayısı hızla artıyor,
Sahadaki satin 45’ ve 90’da durdurulması da gayetle akıllıca bir uygulama.
Bunun taraftarların galeyana gelmesini önlemek için yapıldığı söylense de kulak asmayın.
Asıl, gözü saatte olanlar saha içindeki kramponlar.
Defalarca görmüşsünüzdür…
Oyuncuların gözü, kulübeden heyacandan tir tir titreyerek çıkanların parmaklarıyla gösterdikleri dakikadadır.
Gözün toptan başka yerdeyken algılama yeteneğin kısılırken, oyuna kendini vererek, yoğunlaşman da savrulur.
Son düdük öncesi sendromlarda giren gollerin santraya giden ekibin oyuncularındaki bu etekleri tutuşmuşluğun etkisi çok büyüktür.
Cimbom’un, ikisi evde, biri dışarıda kazandığı üç sınavda eşleştiği rakiplerin en dişlisi sayılabilecek Konya bile 3. haftayı 2 puanla kapayabilmişti.
Ankaragücü ve Malatya’nın ise, yine bu hesap kesiminde maalesef sadece birer puancığı vardı.
Muhakemeye bu açıdan bakıldığında Ayıntaplılar’ın deplasmanda devirdikleri 4 puanlı Manisa bile Floryalılar’ın üç rakibi kadar puan toplamış, sıkı bir hasımdı.
Açılıştaki Samsun’un 3, evdeki golsüzlükteki Sivas’ın da 5 puan sahibi oldukları göz önüne alındığında, Belçikalı’nın niçin sevinçten havalara uçtuğu daha kolay anlaşılabilir.
‘Şahanlar’ın geçlik enerjilerinin artısı, deneyimsizliğin eksisiyle başa başa gelirken, lige en olumlu biçimde uyum sağlayan Lazarov ile ‘Güneydoğu’nun Alex’i’ El Tayib’le oyun kurma ve hızlı kontra yeteneği, sorunlarını büyük ölçüde hallediyor.
Tabelanın ıska geçilmediği üç karşılaşmada da sayı bulan Lazarov’un eşitliğe giden yolda savunmanın laubaliliğine eklenen Cihan’ın hatasının yanı sıra, ayağıyla bile çıkarabileceği topu eldivenin ucundan yumurtlayan Mondragon’un hatası ise çok çok üst düzeydeydi.
Tıpkı ikinci yarının başında İlhan’ın takımın öne geçirdiği golde olduğunca…
İlk devre, neredeyse tek kale oynayan Sarı Kırmızılar’ın bitime 2 dakika kala Ümit’le öne geçtikten sonra burunları büyüdü.
Ne var ki iki dakika sonra Bulgar, cezayı keserek burunlarına estetik yaptı.
İkinci yarıda Faruk hocanın katık etme taktiğine karşı yine konukların ezici atak mantalitesi vardı.
Sonuçta Ankaragücü maçında 90+3’te Ümit’le gelen sayının aynı zamandaşını bulan Hasan Kabze, kelimenin gerçek anlamıyla takımına titanium puan kazandırdı.

GAZİANTEPSPOR 2 – 2 GALATASARAY
26 Ağustos 05 Gaziantep Kamil Ocak Stadı 20. 00 HAKEMLER İsmet Arzuman **, Selçuk Kaya **, Timur Direkler **
(1 – 1) Lazarov 45’ + 2, (2 – 1) İlhan / (0 – 1) Ümit 43’, (2 – 2) Hasan Kabze 90’ + 3

GAZİANTEPSPOR: Hasagiç ***- Abdülillah Fehmi *** , Erman ** , Bekir ** , Özgür ** (59’ Hasan Yurt *)- Erdal ** , Faruk ** , Barış ** - Tarık El Taib *** (78’ Hakan Korkmaz *) - İlhan ** (71‘ Ahmet *) , Lazarov ***

GALATASARAY: Mondragon *- Cihan * (84’ Iliç *), Song **, Tomas **, Orhan Ak * - Saidou ** , Hasan Şaş *** (90’+5 Uğur), Ergün ** (69’ Hasan Kabze **), Altan ** - Ümit Karan ***, Hakan Şükür *