Aziz Yıldırım'la "10" yıl!

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, bugünlerde farklı duygular yaşıyor. 1998'de başkanlık koltuğuna otursa da gelgitlerle dolu bir süreçten geçen Yıldırım yarın 10. yılını dolduruyor.

Tesisleşme atağı, Avrupa standartlarının üzerinde bir stat, kulübün mücadele ettiği hemen her branşta zirveye oynayan takımlar kurulması 11. yılına girerken Yıldırım'a 'Fenerbahçe'ye çağ atlatan başkan' denmesinin gerekçelerini de çok iyi özetliyor. İcraatlarıyla rakiplerini bile yanına çekmeyi başaran Yıldırım'dan şimdi hemen herkes övgüyle bahsediyor.

Fenerbahçe tarihine damga vuran Yıldırım, 15 Şubat 1998'deki olağan genel kurulda 1 oy farkla başkanlığa seçilmişti. Ali Şen'in ardından başkanın kim olacağı merak konusuyken Yıldırım, sürpriz bir şekilde diğer başkan adayı Vefa Küçük'ü 1 oyla geçerek, Fenerbahçe'nin 36. başkanı olmuştu. Başkanlığı sonrası ilk iş olarak istikrarsız yapıdaki F.Bahçe'yi bütünleştirmek için yoğun çaba harcadı. 

Bu mücadelesi sonuç verdi ve kulübü kimi zaman çıkmaza sürükleyen 'grupçuluk' tarihe karıştı. Sportif başarıdan önce tesisleşmeye hız kazandırdı. Şükrü Saracoğlu Stadı baştan aşağıya elden geçirilerek şu andaki modern yapısına kavuşturuldu. Fenerbahçe'nin haklarını korumak iddiasıyla yalnız kalsa da hiç yılmadı. F.Bahçe'nin menfaatleri için futbolu yöneten kurumlarla kavga etmekten çekinmedi. Medya ile ilişkilerinde hep araya mesafe koydu.

2000-01 sezonunda futbol takımının şampiyon olmasının ardından 'sağlık nedenleri ve ailesine yeterince vakit ayıramadığı' gerekçesiyle başkanlık görevini bıraksa da taraftarlar onu bırakmadı. Camia tek yürek olup gitmesine izin vermedi. Kulüpte dizginleri iyice eline alınca da kongrelerde karşısına aday bile çıkmamaya başladı. Çünkü artık onu anlatırken sadece tesisler örnek verilmiyordu. Sportif başarılar da peşi sıra gelmeye başlamıştı. Kulübün faaliyet gösterdiği tüm branşlarda Sarı-Lacivertlilerin sesi çok daha gür çıkıyordu.

Faruk Ilgaz'ı yakalamak üzere

Fenerbahçe, 2005-06 sezonunun son maçında Denizlispor ile deplasmanda 1-1 berabere kalarak şampiyonluğu yitirince, bir kez daha görevinden ayrıldığını açıklıyordu. Yine camianın baskısıyla bu kararından vazgeçti. 10 yıllık döneminde 5 olağan, 3 kez de olağanüstü kongrede olmak üzere 8 kez başkan seçildi. 10 yılla, Sarı-Lacivertlilerin 100 yıllık tarihinde en uzun süre görevde kalan 3. başkan oldu. En fazla başkanlığı 16,5 yıl ile Şükrü Saracoğlu yaparken onu 12 yılla Faruk Ilgaz izledi.

Başkanlık süresinin belirlenmesinde ülkemizdeki en geçerli kriter hiç şüphesiz ki futboldaki şampiyonluklar. Fenerbahçe'de 4 kez mutlu sona ulaşarak, profesyonel dönemde en fazla şampiyonluk gören başkan olarak tarihe geçti. Son 10 yıl içinde 2000-01, 2003-04, 2004-05 ve kulübün kuruluşunun 100. yılı olan 2006-07 sezonunda şampiyonluk sevinci yaşandı.

Kulüp başkanlığı döneminde 11 ayrı teknik adamla çalıştı. Mustafa Denizli ve Zico ile birer, Daum ile de 2 kez mutlu sona ulaştı. Dünyanın önde gelen futbol yıldızlarına Fenerbahçe forması giydirdi. Her transfer döneminde bir yıldız getirmesiyle ün yaptı. Bundan 3 yıl önce Zaman Gazetesi Yılın Sporcusu ödül töreninde 'Avrupa'da kupa kaldırmadan başkanlığı bırakmayacağını' ilan eden Yıldırım, 2010'a kadar bu hedefine ulaşmaya çalışıyor. Kaptan Alex ilk geldiğinde bu düşüncesini ona da aktaran Yıldırım'ın 2009'da Şükrü Saracoğlu Stadı'nın ev sahibi olacağı UEFA Kupası finalinde Fenerbahçe'yi sahada görmek istediği biliniyor. Sarı-Lacivertliler, 4'ü Aziz Yıldırım'ın başkanlığı döneminde olmak üzere 5. kez Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ediyor. Ve bu sezon tarihinde ilk kez gruptan çıkmayı başardı Sarı-Lacivertliler.

Yıldırım döneminde erkek basketbol takımı da 16 yıl aradan sonra zirveye çıktı. Bayan basketbol takımı ise bugüne kadar kazandığı 18 kupayı da bu dönemde kazanarak, adeta altın çağını yaşadı. Amatör branşlara da desteğini esirgemeyen Aziz Yıldırım'la birlikte amatör branşlar Türk sporuna da büyük katkı sağladı.


Ali Şen (F.Bahçe eski başkanı): Benden 10 kat daha iyi başkanlık yaptı
"Türkiye'de bir söz vardır; 'Gelen gideni aratır.' derler. Aziz Yıldırım'a 15 Şubat 1998'de görevi ben devretmiştim. Aziz Yıldırım beni aratmadı. Onun kazandığı sene iyi ki başkan adayı olmamışım. Kulübe çok şeyler verdi. Fenerbahçe'yi her organizasyonuyla bir dünya kulübü haline getirdi. Aziz Yıldırım benden 10 defa daha iyi bir başkan olduğunu ispat etti. 100 yılda Fenerbahçe tarihinde 32 başkan görev aldı. Bunlar içinde en başarılısı Aziz Yıldırım'dır. Herkes gurur duymalı. Her kulübe Aziz Yıldırım lazım. Böyle bir adamın bulunması zordur."

Alaattin Metin (Akşam Gazetesi Spor Yazarı): Fenerbahçe için ailesini unuttu
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'ye çağ atlattı. Yalnız stadı, o güzel tesisleri yapmadı. Ünlü futbolcuları transfer ederek 'Ben görevimi yaptım.' diye kenara çekilmedi. İşini, gücünü bıraktı. Ailesini unuttu. 'Fenerbahçe'yi nasıl Avrupa'nın çağdaş kulübü yaparım' diye projeler üretti. Devamlı kafasında, 'Benden sonra zengin başkan aramayan, geliri, giderinden fazla güçlü bir Fenerbahçe' olduğu için. Kimsenin alamaz dediği Alex'i aldığı gün, imza törenine arkadaşlarını gönderip, kendisi pastanenin bir köşesinde oturdu. Başkası olsa, o gün ne şovlar yapardı.

Ömer Çavuşoğlu (F.Bahçe eski yöneticisi): Diğer kulüplere önderlik yaptı
İyi ve kötü günde mücadeleyi bırakmadan başarıyı yakalamak için varıyla yoğuyla çalışan bir insan. Bu gayret neticesi Fenerbahçe'ye istikrarın yerleşmesini sağladı. Türk sporuna önemli katkıları oldu. Özellikle gelirlerin artmasında doğru yolu diğer takımlara da gösterdi. Kanımca son 30 yılda sadece Fenerbahçe'ye değil, tüm spor kulüplerimize mükemmel örnek olmuş bir kişidir. İcraatları ve yaptıklarıyla muhalifleri de yanına almayı başardı. Türk sporunda liderdir. Hiçbir başkan ve yönetici bugüne kadar Yıldırım'ın yaptığını yapamamıştır. Ve birçokları onu örnek almaktadır.

Davut Dişli (F.Bahçe eski yöneticisi): Onu anlatabilecek tek söz başarı
Aziz Yıldırım'la ilgili en başta Fenerbahçe tarihine malolmuş bir başkan denilebilir. Çok inişli çıkışlı dönemler yaşamasına rağmen Fenerbahçe'nin önündeki uzun yılların ekonomik altyapısını oluşturmuş, dışarıya bağımlılığı ortadan kaldırmış ve önemli yatırımlar yapmış bir başkan. Sportif başarılar da ortada. Sonuçta Aziz Yıldırım için söylenebilecek tek söz 'başarı' olsa gerek.

Selçuk Yula (Eski F.Bahçeli futbolcu): Son 5 yılda Türk sporuna damga vurdu
"Hiçbir Fenerbahçelinin hayal bile edemeyeceği modern tesisler yaptı. İlk yıllarında sportif açıdan başarılı olamadı fakat herkesin gözden kaçırdığı nokta Kadıköy'ün adeta şantiye alanına dönmesiydi. Altyapı tamamlandıktan sonra sportif alanlarda da mutlu sona ulaşıldı. Kulüp, son 5 yılda Türk sporuna damga vurdu. Buradaki en büyük pay Aziz Yıldırım'ındır. Hiç kimsenin desteği olmadan 2009 UEFA Kupası finalinin Saraçoğlu'nda oynanacak olması bile Fenerbahçe için büyük bir onurdur. Tek başına aday olduğunda bile kongreye 6 bin kişinin oy kullanması onun büyüklüğünün bir göstergesidir."

1- 15 Şubat 1998'deki olağan genel kurulda rakibi Vefa Küçük'ü 1 oyla geçerek F.Bahçe başkanlığına seçildi. Başkanlığı sonrası ilk iş olarak istikrarsız yapıdaki F.Bahçe'yi bütünleştirmek için yoğun çaba harcadı. Bu mücadelesi sonuç verdi ve kulübü kimi zaman çıkmaza sürükleyen 'grupçuluk' tarihe karıştı.

2- Sportif başarıdan önce tesisleşme hız kazandı. Şükrü Saracoğlu Stadı baştan aşağıya elden geçirilerek şu andaki modern yapısına kavuşturuldu. F.Bahçe'nin haklarını korumak iddiasıyla yalnız kalsa da hiç yılmadı. Sarı-Lacivertli kulübün menfaatleri için futbolu yöneten kurumlarla kavga etmekten çekinmedi.

3 -2000-01'de futbol takımının şampiyon olmasının ardından 'sağlık nedenleri ve ailesine yeterince vakit ayıramadığı' gerekçesiyle görevini bıraksa da taraftarlar onu bırakmadı. Kulüpte dizginleri iyice eline alınca karşısına aday bile çıkmadı. Çünkü artık onu anlatırken sadece tesisler örnek verilmiyordu.

4 -Dünyanın önde gelen futbol yıldızlarına Fenerbahçe forması giydirdi. Sarı-Lacivertli futbol takımı tarihinde ilk kez gruptan çıkmayı başardı. Yıldırım döneminde erkek basketbol takımı 16 yıl aradan sonra zirveye çıkarken amatör branşlara da desteğini esirgemeyerek, Türk sporuna da büyük katkı sağladı.