Bir yıldız böyle kaydı

Doksanlı yıllarda Türk futbolunda fırtına gibi esen ve tarihin en yüksek bonservis bedellerinden biriyle Fenerbahçe'ye transfer olan Tarık Daşgün'ün Doping kontrolünde A ve B numunelerinde esrar'a rastlandı.

13 Kasım'daki Antalyaspor maçından sonrasında doping kontrolü kurasında Tarık Daşgün'ün adı çıktı. Hacettepe Üniversitesi Doping Kontrol Merkezi'nde yapılan A numunesinin analizi pozitif çıkan ve idrarında esrar tespit edilen Tarık'a durum tebliğ edildi. B numunesinin açılmasını isteyip istemediği sorulan oyuncudan olumlu yanıt gelince, gözler ikinci kez doping kontrol merkezine çevrildi. Ve Tarık'ın uyuşturucu yoluyla yani esrar kullanarak doping yaptığı tescillendi. 15 aralık 2005'te tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk edilen Tarık'dan savunma istendi.

Tarık Daşgün'ün A ve B numunelerinde rastlanan esrar maddesi Futbol Federasyonu tarafından kullanımı yasak maddeler listesinde yer alıyor. S-8 grubunda Marijuana ve Haşhaş ile birlikte anılan esrar, Kannabinoidler sınıfı olarak adlandırılıyor. Uyuşturucu ve narkotikler ise ayrı bir kategoride değerlendiriliyor.

2 yıl hak mahrumiyeti cezası almasının kesin olduğu belirtilen futbolcu, Gençlerbirliği'nin yetiştirdiği en önemli yeteneklerden biri olarak 1994-95'te ortaya koyduğu futbolla üç büyüklerin transfer listesinde ilk sıraya yerleşmişti. Genç oyuncu çabukluğu, futbol zekası ve topa hakimiyetiyle kısa sürede yıldızlaşmış ve Fenerbahçe'ye transfer olmuştu.

Fenerbahçe'nin ne pahasına olursa olsun forma giydirmeyi aklına koyduğu Tarık, liglerin bitmesine bir hafta kala ortadan kaybolmuş, Fenerbahçeli yönetici Yavuz Kayral'ın genç oyuncuyu kaçırdığı haberi, futbol dünyasında bomba gibi düşmüştü.

Anadolu'dan gelen her futbolcu gibi İstanbul'un gece yaşamı Tarık'ı da kısa sürede büyüsüne çekiverdi. Sarı-lacivertli kulüpteki ikinci sezonunda şampiyonluk yaşayan genç futbolcunun performansı gün geçtikçe sönerken, 1997'de Otto Bariç "iflah olmaz" futbolcunun Fenerbahçe macerasına son noktayı koydu.