Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımı bu sezon Türkiye’de ve Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde yaptığı bütün maçları kazandı.
Geçen perşembe akşamı Indesit Bayanlar Voleybol Şampiyonlar Ligi’nde Romanya’nın Metal Galati takımını 3-0 yenen Fenerbahçe Acıbadem’in voleybolcu kızları bu yıl oynadıkları tüm maçları kazanmaya devam ettiler. Şu ana kadar tek fire yok, yüzde 100 galibiyet oranı hiç bozulmadı.
Hepsi bu kadar değil. Voleybolcu kızlar bir başka güzel. Ne basketbolculara, ne yüzücülere, ne de tenisçilere benziyorlar. Uzun boylu, gerektiği kadar kaslı, güzel bacaklı ve gayet dişiler. En önemlisi de her seferinde makyajlılar. “Burası da bizim sahnemiz; hem işimizi en iyi şekilde yapmak hem de mümkün olduğu kadar göze hitap etmek istiyoruz” diyor “Rüya Takım” olarak da adlandırılan Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımı’nın 385 kez milli forma giymiş başarılı kaptanı Çiğdem Rasna...
İşte bu büyük başarıyı yakalayan ama tüm güzelliklerine rağmen pek göz önünde olmayan ekibin hem salonda hem dışarıdaki hayatlarından bazı notlar...
“Yedi kardeşiz ama ailedeki tek sporcu benim”
Eda Erdem (22 / Orta oyuncusu)
-Voleybolda daha çok ince uzun kaslarımızı kullanıyoruz. Basketbolda ise daha çok vücudu şişiriyorlar. Bu nedenle belki voleybolcu kızların daha güzel olduğu söyleniyor. Hayranlarımız var, maçlarımız tıklım tıklım oluyor. Ailem de her maçıma gelir. Yedi kardeşiz. Bir tek ben profesyonel sporcuyum.
-Bir gün voleybolu bırakırsam çalışmayı düşünmüyorum, evde oturup çocuğuma bakacağım. Genelde sporcular sporcularla beraber olur ama benim erkek arkadaşım işadamı.
-Futbol ve basketbol maçlarına da gidiyorum. Bir de tenisi seviyorum. Futbolculardan Lugano, Alex ve Özer Hurmacı’ya bayılıyorum.
“Alışverişi çok severim, ayakkabı ve çanta hastasıyım”
Çiğdem Rasna (34 / Kaptan)
-Spora 7 yaşında başladım. Basketbol ve hentbol oynadım, 1988’de de voleybola başladım.
-Boş zamanlarımda sinemaya giderim, kitap okurum. Futbol maçlarına da gidiyorum. En sevdiğim futbolcu Alex. Alışverişi çok severim, özellikle ayakkabı-çanta hastasıyım.
9 yıllık evliyim. Eşim eski basketbolcu, Faruk Rasna. Genellikle sporcular sporcularla evleniyor. Çünkü bu yoğun tempodan sporcular anlıyor.
“Boş zamanlarımı küçük oğluma ayırıyorum”
Natasha Osmokrovic (33 / Smaçör)
-Voleybola 10 yaşında başladım. Bir oğlum var, 7 yaşında. Boş zamanlarımı oğlumla geçiriyorum. Kamp zamanı özlüyorum. O da futbol ve yüzmeyi seviyor.
-Voleybol bir kadın sporu. Rakip sporcularla itiş kakış ve mücadele yok bizde. Bu nedenle de fiziğimiz bozulmuyor. Bu spor vücudu güzelleştiriyor.
-Hırvatistan’dan geliyorum. Bütün ailem burada. Ben yokken oğluma babam bakıyor. Erkek arkadaşım da burada.
-Kaybettiğimde çok üzülürüm. Özellikle de kendi hatalarımızdan
dolayı kaybedersek çok sıkılırım. Ama karşı taraf daha iyi oynadıysa onları
tebrik etmesini de bilirim.
“Takımın en küçüğüyüm, henüz lisede okuyorum”
Cemre Erol (17 / Smaçör)
-Takımın en küçüğüyüm. Böyle bir takımda küçük olmak çok güzel, örnek alacağım çok insan var. Annem de babam da eski sporcu. Babam Emre Erol eski milli basketbolcu. 14 yaşından beri voleybol oynuyorum. İlk başlarda toptan bile korkardım. Voleybol hayatımı düzenledi, disiplin getirdi.
-İstek Özel Acıbadem Lisesi’nde okuyorum. İtalyan ya da İspanyol Dili ve Edebiyatı bölümünde okumak istiyorum. İleride voleybolu bırakırsam tercümanlık yapabilirim. Fotomodellik yapmayı düşünmüyorum. Belki bir spor markası için olabilir ama.
-Boş zamanlarımda Midpoint’e, Bebek Kitchenette, Kanyon ve İstinyepark’a çok giderim. Alışveriş yapmak beni deşarj eder. Özellikle ayakkabı çanta alırım. Şık giyinirim. Topuklu ayakkabılarla dolaşırım.
Guess, Zara, Koton, Tommy Hilfiger sevdiğim markalar.
“Tenis ve futbola da meraklıyım”
EkaterIna Gamova (29 / Pasör)
-Ailem Rusya’da yaşıyor.
9 yaşında voleybola başladım. Teyzem antrenörümdü. Maç ve antrenmanlardan artan zamanlarda film seyrediyorum. Menajerimle İstanbul’u geziyorum. Çok güzel bir şehir. Tatlılardan keşkülü çok seviyorum.
-Voleybola erken yaşta başlamak her gün antrenman yapmak kızları formda tutuyor. Ayrıca hepimiz bakımlı olmak ve güzel görünmek istiyoruz. Özel seyircim olduğunu biliyorum. Rusya’da da vardı, İstanbul’da da var ama genel olarak Fenerbahçe seyircisi çok farklı. Dünyanın her yerindeler.
Voleybolu bırakınca anne olmak istiyorum. Sonra yine voleybolun içinde olacağım kesin. Voleybol dışında tenis maçlarını seyrediyorum. --Ayrıca futbola da meraklıyım.
- Şimdiye kadar hiç kaybetmedik. Bir gün biz de kaybedebiliriz. Ama hemen unutup yeni maçlara konsantre olmamız lazım.
“Halkla ilişkiler eğitimi alıyorum”
Merve Tanıl (20 / Pasör)
-Sekiz yıldır voleybol oynuyorum. Hayatım çok değişti. Daha düzgün yaşamaya başladım. Çevrem genişledi.
-Bahçeşehir Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler Bölümü’nde okuyorum. Voleybolu bıraktıktan sonra bu alanda çalışmayı düşünüyorum.
-Futbol maçlarını da hiç kaçırmam. Ayrıca babamla tenis oynuyorum. Günlük hayatımda şık giyinmeyi, topuklu ayakkabılarla dolaşmayı severim.
“Bazen Recep İvedik taklidi yapıyorum”
Naz Aydemir (19 / Pasör)
-9 yaşından beri voleybol oynuyorum. Annem Alev Aydemir ile babam Ali Aydemir de eski milli voleybolcular.
-“Takımın en güzel kızı” lafını çok duydum. Galiba en süslü benim. Beni “Ezel” dizisindeki “Eyşan”a benzetip dalga geçerler. Herkesin üstünde olan şeyleri giymeyi sevmiyorum. Babam mesela “Gözüne rimel kaçacak, sürme“ diyor ama makyajsız maça çıkmıyoruz.
-Yenildiğimiz zaman agresifleşirim, 1-2 saat yalnız kalmak isterim. Sinemayı severim. En son “Recep İvedik 3”e gittim. Çok eğlendim. Recep taklidi bile yapıyorum takımda.
“Annem de voleybolcuydu”
AlIce Blom (29 / Smaçör)
-Annem voleybol oynuyordu. Onun maçlarına gidiyordum eskiden. Ben de voleybola 8 yaşında başladım.
-Hollanda’dan geliyorum. Burada yalnız yaşıyorum, annem ve babam beni görmeye geliyorlar. Onları özlüyorum ama alıştım. Çünkü bu benim işim.
-Boş zamanlarımda arkadaşlarımla buluşuyorum, yemek yapmayı seviyorum. Hollanda mutfağını seviyorum, özlüyorum. İtalyan yemekleri de yapmayı severim. Türk mutfağından da kebapları severim.
“Hiç bu kadar yetenekli oyuncuyu bir arada çalıştırmamıştım”
Jan de Brandt (Teknik Direktör)
-Bir takımda ilk olarak hırs ve tutku olması şart. Takım içindeki uyum da çok önemli. Bizde herkes çok iyi anlaşıyor. Bu dostlukları sahaya da yansıyor. Bugüne kadar hiç bu kadar yetenekli oyuncuyu bir arada çalıştırmamıştım. Ayrıca seyirci sayımız da giderek artıyor.
-Ailem Belçika’da. Çocuklarım okula gidiyor. Eşim öğretmen. Buraya zaman zaman geliyorlar. Biraz zor oluyor tabii.
-Yeni yerler keşfetmeyi, tarihi semtleri gezmeyi çok seviyorum. İstanbul’da keşfedilecek çok yer var. Fenerbahçe-Moda sahilini, Eminönü ve Galata’yı çok seviyorum. Boğaz’ın da her köşesini gezdim.