19
Mayıs
2024
Pazar
SPOR

Cim-Bom'un 'Servet'i

Sezonun son iki haftasına girdik. Düşenlerden ikisi belli. Aslında üçüncü de belli gibi ama V.Manisa ‘Çıkmadık candan ümit kesilmez’ misali, son iki 90 dakikaya bir umut kırıntısı taşıyor.

Yazık... Çok değil, 1.5 yıl önce Manisa liderlik koltuğunda oturuyor ve ‘Endüstriyel futbolun yeni ve parlak bir ürünü’ etiketiyle geleceğin şampiyonluklarına aday gösteriliyordu. Ege’nin futboldaki makus talihini onlar da değiştiremediler. Alt sıralardaki düğüm büyük ölçüde çözülürken, zirvede Galatasaray tek golle dev bir adım atarak 17. şampiyonluğuna yaklaştı. Sarı-Kırmızılılar’a son iki maçta 4 puan yetiyor ve bu hafta Sivas deplasmanına çıkıyorlar. Hem şampiyonu belirlemek, hem de Devler Ligi’ne ve UEFA’ya gideceklerin listesini netleştirmek açısından çok önemli bir 90 dakika.

Nereden nereye?

Bu haftalara gelindiğinde, genellikle sezona damga vuran oyuncuları konu alan yazılar artar. Doğal olarak, o satırlarda gol kralları, orta alan virtüözleri, tribüne keyif veren çalımların sahipleri öne çıkar. Ben bu hafta değişik bir kahramandan söz etmek istiyorum. Servet Çetin; şampiyonluk yarışında bir adım öne geçen Galatasaray’ı sezon boyunca sırtında taşıyan savunma emekçisi...

Bizde futbolcuların 25 yaşından sonra gelişme göstermesi, pek nadir görülen bir şeydir. Servet bu önyargıyı yıkmak için çok uğraştı. 2004 Kasım’ında Saracoğlu’nda Ukrayna ile oynanan milli maçta Shevchenko’nun karşısında ayakta kalamayınca, 3-0’lık bozgunun faturası ona kesilmiş, milli takım kadrosunda yeri olmadığı görüşü kuvvet kazanmıştı. O maçın hayaleti, bir türlü peşini bırakmadı Servet’in... Fenerbahçe formasını giyerken, ‘ağır’ diye, ‘yetersiz’ diye haksız yere eleştirildi. Oysa Rıdvan Dilmen’in hemen her programda dikkat çekmeye çalıştığı gibi, ilk adımı yavaş olsa da, Servet sonradan hızlanabilen ve en çabuk rakiplere bile geçilmeyen bir savunmacı.

Henüz 20 yaşındayken, Rıza Çalımbay’ın Göztepe’sinde Süper Lig’e merhaba diyen bu genç, ‘zor beğenir’ Fenerbahçe taraftarına bir türlü yaranamadı ama ‘oyuncu tamirhanesi’ Sivas’ta kariyerini yeniden ayağa kaldırmayı başardı. Galatasaray’a geldiği günden beri de Sarı-Kırmızılı ekibin en istikrarlı, en özverili, en çalışkan adamı. Feldkamp, birkaç kez ‘Keşke elimde birkaç tane daha Servet’im olabilseydi’ demişti, hatırlarsınız...

‘Buz Adam’

Florya’daki tesislerde yaşayan, gece hayatına hiç bulaşmayan, aklı fikri futbolda olan Servet’in takım arkadaşları arasındaki adı ‘Buz Adam’. İlk duyduğumda, bunun, onun soğukkanlılığına verilmiş bir paye olduğunu sanmıştım. Sonradan öğrendim ki, Servet maç ve antrenmanlar dışında kalan saatlerde bacaklarında, eklemlerinde sürekli buz torbalarıyla dolaştığı için takılmış bu isim ona... Tekmeye kafayı uzatmaktan çekinmeyen, hiçbir darbeden kaçınmayan ve bu yüzden her tarafı yaralarla, eziklerle, çürüklerle dolu bir cengaver için bundan daha iyi bir isim olabilir mi? Müthiş bir emek, hırs ve kararlılığı birleştirdiği için; bir profesyonelin kendisine 25 yaşından sonra da çok şey katabileceğini gösterdiği için; kimsenin omzuna basmadan yükseldiği için; ağır bir yenilgiden sonra ayağa kalkıp herkese örnek olacak karakteri gösterdiği için, Servet’e teşekkür borçluyuz. Ondan alkışlarla özür dilemeli, gözlerin üzerinde olacağı Euro 2008 için başarı dilemeliyiz.

Saracoğlu’ndaki Ukrayna bozgununun sorumlusu olarak gösterilmesine, Fenerbahçe taraftarına bir türlü yaranamamasına karşın, Servet Çetin yılmadan çalıştı ve bu sezon ligimizin en iyisi oldu

Yiğiter Uluğ / Star
Yayın Tarihi : 29 Nisan 2008 Salı 08:15:41
Güncelleme :29 Nisan 2008 Salı 08:17:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?