23
Mayıs
2024
Perşembe
SPOR

Demirel güreş yazdı

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel spor yazarı oldu.  9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, FILA Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ayık'ın başkanlığını yaptığı Türk Güreş Vakfı tarafından 1 Aralık'tan itibaren yayımlanmaya başlayacak olan ''Güreş'' isimli aylık dergiye başyazı yazdı. Demirel'in yazısının başlığı ''Cumhuriyet, Her Alanda Başa Güreşmek Demektir'' oldu.

Türk Güreş Vakfı'nın onursal başkanı da olan Demirel, ilk kez sporla ilgili böyle ayrıntılı bir açıklama yaptığı yazısında, sporun ülkelerin tanıtımında ne denli önemli olduğunu vurguladı.

Sporun, bilim ve sanat kadar toplumlar için önemli olduğu görüşünü savunan Demirel, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Türk sporunun gelişimi için her türlü desteği verdiğini de bildirdi.

Demirel'in, ''Güreş'' dergisinde yayımlanacak yazısının tam metni şöyle:

''CUMHURİYET HER ALANDA BAŞA GÜREŞMEK DEMEKTİR''

82. yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyet, bir imparatorluğun külleri içinden çıkmıştır. Haykırarak çıkmıştır. Bu, yoksulluğa, fukaralığa, çaresiz1iğe, cehalete ve karanlığa isyanın haykırışıdır. Cumhuriyetin kurucusu Büyük Atatürk:

''Memleket behemehal (mutlaka), asri (modern), medeni ve müreffeh olacaktır. Bizim için bu, hayat davasıdır. Bütün fedakarlıklarımızın semre vermesi buna bağlıdır'' diyerek cumhuriyetin uygarlık kavgasını başlatmıştır. Bu sözlerde kavganın parolasıdır.

Bu sözle Atatürk;

Uygar ülkelerde ne varsa, insanlar neden yararlanıyor, nasıl yaşıyorsa; bizim ülkemizde de öyle olmasının, çocukların okumasının, insanların işinin, gücünün olmasının, karnının tok, sırtının pek olmasının, insanların mutlu olmasının kavgasını başlatıyordu.

Cumhuriyetin hedefi; çağdaş dünyanın nesi varsa ona sahip olmak ve çağdaş dünyayla ölçüşmektir. Bunun bir diğer adı her alanda başa güreşmektir.

Cumhuriyetle birlikte hedef, dünyayla birlikte düşünebilmek, zamanın ruhunu yakalayabilmek, evrensel uygarlığın ortak dilini konuşabilmek olmuştur. Bu hedef dinamik bir hedeftir. Artık bir ülkenin çağdaş sayılabilmesine, o ülkenin vatandaşlarının zenginliği ya da sahip olduğu kaynakların zenginliği yetmemektedir. Ülkelerin çağın yeni ölçülerini yakalamış olması gerekmektedir. Bu ölçüler; o ülkenin evrensel kültüre, dünya sporuna ve bilimine yaptığı katkılardır.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana çağın gerisinde kalmama mücadelesi vermektedir. Çağın gerisinde kalmamanın ve çağın gereklerini yakalamanın yolunun eğitim, kültür, bilim ve spordan geçtiği gerçeği ülkemizde genel kabul görmüştur.

Gelişmiş bir ülkede sporun her dalının toplumun her kademesine yayıldığı görülmektedir. Bu nedenledir ki; Anayasamızda da ifadesini bulan sporun geniş kitlelere yayılması Türkiye Cumhuriyeti'nin hedefi olmuştur. Anayasamız başta olmak üzere gerek kalkınma planlarında ve gerekse hükümet programlarında bu konu geniş yer almıştır.

Atatürk'ün istediği ve hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkabilmemiz için altyapı yatırımları, sanayi ve eğitim yatırımlarıyla birlikte spora verdiğimiz nedeniyle -sonradan devlet bakanlığı yönetimine verilen- Gençlik ve Spor Bakanlığı'nı kurma ve spor tesislerini yurt sathına yayma yoluna gittik.

Üniversitelerimizi yurt sathına yaymaya, 3 büyük şehrin tekelinden çıkarmaya çalıştık. Amacımız bilim ve teknolojinin yanısıra sanatı ve sporu da yurdumuzun her köşesine yaymaktı. Her tarafında bilimin, teknolojinin, güzel sanatların, kültürün ve sporun değer taşıdığı bir ülke uygar bir ülkeydi, biz buna inanmıştık, bunun gereğini yaptık.

Bize göre, her üniversitenin bir spor akademisi olmalı, her üniversitenin güzel sanatlar fakültesi olmalıydı. Böylece, kalkınmışlığın ölçüsünü sadece kullandığı elektrikle veya gayrisafi milli hasılayla değil, paraya, pula dökülemeyen çağın yeni değerlerine milletçe sahip olmada aramalıydık.

Ülkemizin sporuna, sporcusuna, spor tesislerine verdiğimiz önemin en güzel örneği, 1992 yılında çıkardığımız 3796 sayılı ''İstanbul Kentinde Yapılacak Olimpiyat Oyunları Kanunu''dur. Bu kanun, dünyada ilk ve özel bir kanundur. İstanbul'un olimpiyat oyunlarına evsahipliği için adaylık girişimlerimizde elemizdeki en önemli kozdur.

Günümüz dünyasında, ülkelerin zenginliğini sahip oldukları insan kaynaklarının donanımı belirlemektedir. Türkiye'nin sporda, sanat ve bilimde, yaratıcı bireylere sahip bir millet olduğunu kanıtlamasının yolu, dünya ölçeğinde sanatçı, bilim adamı ve sporcu yetiştirerek evrensel uygarlığa zengin katkılarda bulunmasından geçmektedir.

Spor; hem fertleri hem de ülkeleri çağdaş dünyanın bir unsuru haline getirmenin yanısıra, bir toplumu millet yapan, ona övünecek, gurur duyacak neticeler takdim eden çok önemli bir olaydır. Onun içindir ki, sadece çağdaş toplumun ihtiyaçlarından birisi olarak değil, bir toplumun bir milli toplum haline, millet haline gelmesinde de sporun fevkalade önemli rolü vardır.

Sportif ilişkiler, toplumun farklı sosyal yapıdaki insanlarını birbirine yaklaştırır, kaynaştırır ve barış aracıdır. Spor sağladığı birlik ve beraberlik ruhuyla bir toplumu daha güçlü yapar. Spor bu özelliği ile sadece ülkemizin uluslararası alemdeki yerini tayin bakımından değil, kendi iç barışı bakımından fevkalade önemli hale gelmiştir.

Güreş sporu bu özelliğiyle bizim en önem verdiğimiz spor olmuştur. Çünkü Türk halkı güreş sporunu kendi benliğinde hissetmekte, sokaktaki vatandaşımız güreşçilerimizin başarılarıyla gurur duymakta, en küçük bir başarısızlıkta da derin kedere boğulmaktadır.

TBMM tarafından 1993 yılında Cumhurbaşkanlığı sorumluluğunun uhdeme verilmesiyle birlikte ülkeye ve topluma faydalı insanlara destek vermeyi, bu çerçevede faydalı insanların gönül gücünü, ekonomik gücünü, sosyal gücünü, kültürel gücünü, Türkiye'nin kalkınmasına, büyümesine ve ileri ülkeler arasında yer almasına sevk etmeyi görev telakki ettim.

Spor, uluslararası özelliğiyle dünyada başarılı olan ve şampiyon olan sporcuların o ülkenin geniş bir alanda temsiline olanak tanımaktadır. Artık spor, uluslararası alanda bir toplumun kültürünün tanıtılabileceği çok yaygın ve propaganda aracı olmuştur.

Bizim de ülke olarak daha çok tananmaya ve tanıtıma ihtiyacımız vardır. Bunu sağlayacak olan uluslararası başarıdır.

Bu nedenle güreşte başarıyı özendirmek ve teşvik etmek için ödül törenlerine katıldım. Uluslararası başarı kazanan güreşçilerimize ödüllerini Köşk'te düzenlenen törenlerle vererek, hem başarıyı teşvik etmeyi hem de bu başarıları kamuoyuna duyurmayı amaçladım. Güreşçilerimizi kamplarında ziyaret ederek ve musabakalarını izleyerek, devlet olarak yanlarında olduğumuzu hissettirmeye çalıştım.

Cumhurbaşkanlığına seçildiğim 1993 yılından başlayarak; 17 Kasım 1993, 24 Mart 1995, 17 Mayıs 1996, 21 Kasım 1997 tarihlerinde Çankaya Köşkü'nde törenler düzenleyerek, 12 Haziran 1999 tarihinde Kızılcahamam'a giderek güreşçilerimize ödüllerini verdim.

24 Ağustos 1994 tarihinde Serbest Güreş Milli Takımını ziyaret ettim.

14 Mayıs 1995 tarihinde Antalya-Varsak'ta yapılan güreşleri izledim.

8 Aralık 1996 tarihinde Türk Güreş Vakfı tarafından yaptırılan Güreş Kamp Eğitim Merkezi'nin temelini attım. Tesisin yapımı için destek verdim.

1997, 1998 ve 1999 yıllarında Yaşar Doğu Serbest Güreş Turnuvalarını, 10 Ekim 1999 tarihinde 34. Dünya Serbest Güreş Şampiyonasını izledim.

Güreş sporu, elde edilen başarılarla birlik ve beraberliğe dolayısıyla iç barışa ve ülkemizi tanıtmaya çok önemli hizmetler etmiştir. Ben de kendilerine takdirlerimi ve desteklerimi bu vesilelerle gösterme imkanı buldum.

Ata yadigarı yağlı güreş sporu ve bu sporun muhteşem bir ziyafete dönüştüğü Kırkpınar Meydanına her yıl giderek ''Ağaların Ağası '' unvanımın gereğini yerine getirdim, hem de bu geleneğin canlı tutulmasına Cumhurbaşkanı olarak destek verdim.

Milli ve dini karakter vasıflarımızı ortaya koyan Kırkpınar Güreşleri'nin, geçmişte olduğu gibi gelecekte de önemli bir manevi kaynak, önemli bir sembol olmaya devam etmesi gerektiği inancıyla bu geleneğe hizmet edenlere şükranlarımı bildirmeyi, ebedi aleme göçenlerin ruhlarını şad etmeyi görevim bildim.

Tarihin en eski milletlerinden birisi olan Türk milletinin milli sporunun, tarihin en eski sporlarından birisi olan güreş olması tesadüf değildir. Bu, iki gerçeğin birbirini teyit etmesidir. Bu gerçeğin yaşaması, kabul görmesi, dünyadaki ününü koruması bizim prestij meselemiz olmalıdır.

Hedef, uluslararası başarı, itibar ve bunların kalıcı olmasıdır.

Bu amaçla ilkokul çağından başlayarak gençleri bu spora yönlendirmemiz, bu sporun her dalını teşvik etmemiz gerekmektedir.

Devlet olarak, hükümetler olarak, mahalli idareler olarak, özel sektör olarak güreşçilerimize sağlayacağımız imkanlar ve teşvikler başarıyı getirecektir. Başarı da bu spora olan ilgiyi sevgiyi artıracak ve yaygınlaşmasını sağlayacaktır.

Bölgesel organizasyonlar düzenlenmesi, ilköğretim çağından itibaren yetenekli gençlerin bu spora yönlendirilmesi, sporcuların başarısı için bilimden ve teknikten yararlanılması, güreş sporuna sağlanan imkan ve desteklerin arttırılması önemlidir. Ancak, bunlar kadar önemli ve gerekli olan başarıyı istemek ve talip olmaktır. Başarı, başarma azmi ve isteğine sahip, ''Başaracağım'' diyenlerin olacaktır.

En büyük gücümüz ve kaynağımız güreşsever Türk milleti ile bu milleti temsil ettiğine inanan güreşçilerimizdir.

Türk güreşçisi, Türk milletini temsil ettiğinin bilinciyle milli marşımızı çaldırmak ve şanlı bayrağı göndere çektirmek hevesiyle mindere çıkmaktadır. Bu inançtır onu güçlü kılan. Alınan madalyalar, elde edilen başarılar da bu inancın kanıtıdır.

Türk; inançları, töreleri, hayatı yorumlayış biçimi, devlet kuruculuğu, adalet duygusu, insanseverliği, hoşgörüsüyle gelenek ve gerenekleri ile dünya tarihi boyunca varlığını sürdürmüş ve dünya durdukça da sürdürecek bir milletin adıdır.

Ezelden ebede akıp giden geçmişiyle, tarihin en eski ve en köklü milletlerinden birisi olan Türk milleti; tarihiyle, gelenekleriyle, görenekleriyle, güreşçisiyle, pehlivanıyla, herşeyiyle sonsuza kadar varolacaktır.

Ne mutlu buna inananlara, ne mutlu bu inançla mindere çıkıp milletinin yüzünü güldüren, göğsünü kabartan ve bu milletin bir ferdi olmanın gururunu yaşatanlara. Ne mutlu size, helal size...''
.
Yayın Tarihi : 11 Kasım 2005 Cuma 10:53:24
Güncelleme :11 Kasım 2005 Cuma 12:07:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?